İkinci Dünya savaşı sonrası kapitalist ülkelerin en çok neden korunması gerektiği konusunda mutabık kaldıkları mesele Komünizmin yaygınlaşmasının engellenmesi, işçi sınıfının örgütlülüğünün asgariye indirilmesi olmuştur. NATO üyesi ülkelerde oluşturulan paralel yapılar Türkiye’de Ülkü Ocakları, Türk İntikam Tugayı, Esir Türkleri Kurtarma Ordusu, İslami Cihat gibi örgütlenmelerdir. 1960 ile 1980 yılları arasındaki tekil ve toplu katliamlarda birinci sorumlulukta olan yapılar olarak tarihe geçmiştirler. (MHP'nin ortaya çıkışının öncesinde NATO eliyle 1952 yılında Seferberlik Tetkik Kurulu adımı atıldı. Sonrasında bu Kurul Özel Harp Dairesi'ne dönüştürüldü. MHP bu kaynaklar eliyle beslendi

Gençlerin komando kamplarında yetiştirilmesi aldıkları eğitimin silahlı oluşu sonrasında hangi görevlerde kullanılacakları açısından bilgi verici boyutta. CKMP (sonra MHP) lideri Alparslan Türkeş bunları “Türkiye’yi komünizme karşı korumada partiye yardımcı olmak için” kurduğunu söylüyordu. NATO ve ABD emperyalizmi yükselen devrimci gençlik ve işçi sınıfı hareketine karşı pozisyon almak için bu yapıları kurdurmuş ve desteklemiştir.

Sermaye sınıfıyla birlikte hareket eden bu paralel yapılar grevdeki işçilere de birçok kez saldırmışlardır. 1950’li yıllarda sendikal harekete giren Kemal Türkler 1960 sonrası işçilerin grev hakkı için mücadele de hep ön safta yer almıştır. 1963 yılında Kavel kablo fabrikasında 36 gün sürecek olan grev yasalarda olan ancak uygulanamayan grev hakkının fiiliyatta hayata geçirilmesi için adım atılmasında önemli bir misyon üstlenmiştir. O zaman Maden-İş genel başkanıydı Kemal Türkler. 1967 yılında DİSK kurucusu aynı zamanda kurucu genel başkanı olan Türkler, işçi sınıfı açısından bir sınıf sendikacılığı deneyimin ortaya çıkmasında önemli bir görev üstlenmiştir. 1970 yılında DİSK’e açılan kapatma davasının ardından işçilerin İstanbul ve bölgede yoğunlaştığı 15 16 Haziran hareketi olarak bilinen eylemlilikleri tarihe işçi sınıfı adına önemli bir not olarak düşülmüştür. Ardından gerçekleşen 12 Mart muhtırası mücadeleyi sekteye uğratmış olsa da bu dönem kısa sürmüştür. DİSK ve Kemal Türkler işçilerin ekonomik ve siyasi taleplerini ortaklaştıran birçok eylem ve işçi sınıfı içerisinde önemli bir örgütlülük sağlamayı başarmıştır. DGM’ye karşı gerçekleştirilen grevler, 1 Mayıslar bunlardan bazıları.

NATO ve ABD emperyalizminin desteklediği paralel örgütler birçok katliam gerçekleştirmiş sonrasında 12 Eylül darbesinde uygulanan düşünsel ve fiziksel şiddete giden yolun önünü açmıştırlar.

  • 16 Mart Katliamı
  • Doğan Öz Cinayeti
  • Bedrettin Cömert Cinayeti
  • Cavit Orhan Tütengil Cinayeti
  • Prof. Ümit Doğanay Cinayeti
  • Balgat Katliamı
  • Bahçelievler Katliamı
  • Abdi İpekçi Cinayeti
  • Piyangotepe Katliamı
  • Cevat Yurdakul Cinayeti
  • Mamak Katliamı
  • Maraş Katliamı
  • Çorum Katliamı
  • Kemal Türkler cinayeti

1980 yılında Kemal Türkler uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Paralel örgütlerin "kurşunları boşuna atmayalım mahallelerde öne çıkan devrimci önderleri öldürmemiz Komünizme daha fazla zarar veriyor" kararlarının sonucudur.

Sonrasında bu örgütleri Sivas katliamında, Gazi mahallesi olaylarında, Uğur Mumcu cinayetinde, Susurluk’ta görmeye devam ettik aslında. MHP’nin varlığı bugün hala paralel örgütlerin kullanıma hazır şekilde varlıklarını koruduklarını gösteriyor.

NATO bugün de işçi sınıfı için savaş, yoksulluk anlamına geldiği iddiasıyla Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi “NATO ve Emperyalist Savaşa Karşı” bir yürüyüş başlattı. Türkiye Komünist Partisi de bu yürüyüşü destekliyor.

Ankara’da düzenlenen basın toplantısında neden NATO’ya karşı mücadele edilmesi gerektiği ve yürüyüşün içeriği paylaşıldı. "15 Eylül Pazar günü saat 15.00'te kitlesel bir şekilde İstanbul'dan yola çıkıyoruz. Gebze, İzmit, Sakarya, Eskişehir, Ankara, Konya ve Mersin'in ardından Adana İncirlik Üssü'nde sona erecek yürüyüşümüz boyunca birçok buluşma ve etkinlik yapılacak. İstanbul Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde yapılan sergi aynı zamanda bu yürüyüş boyunca birçok il ve ilçede yurttaşlarla buluşacak. Grevdeki işçiler, şehir merkezlerindeki yurttaşlarımızla buluşacak. Gücümüze güç katarak Adana İncirlik Üssü'nün kapısına dayanacağız. NATO'ya ve onun yerli işbirlikçilerine karşı mücadelemizi büyüteceğiz. Aynı zamanda Ankara'da Sincan'da ve Meclis Parkı'nda buluşmalar gerçekleştireceğiz. Yürüyüşe ve çalışmalara dair ayrıntıları THTM'nin sosyal medya hesaplarından paylaşacağız."

TALEPLER

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin yürüyüşünün amacını anlatan talepleri ise şöyle sıralandı:

  • Türkiye, NATO’dan çıkmalıdır.
  • Türk Silahlı Kuvvetleri’nin NATO kapsamındaki yükümlülükleri feshedilmelidir.
  • Türkiye’deki NATO personeli sınır dışı edilmeli, üsler kapatılmalıdır.
  • Türkiye, nükleer silahlardan arındırılmalı, ülkemizdeki NATO mühimmatı imha edilmelidir.
  • İnsanlığa karşı suçların merkezi konumundaki NATO dağıtılmalıdır.

Kemal Türkler cinayetinde NATO’nun azmettiriciliği dönemin birçok cinayetinde olduğu gibi kendisini gösteriyor. NATO’ya karşı İstanbul’da başlayıp İncirlik’te sona erecek bu yürüyüşün Kemal Türkler cinayetine de bir tepkiyi içerisinde barındırdığı rahatlıkla söylenebilir.