24 Haziran 2018 Pazar günü 28. Dönem parlamento, TBMM yenileme seçimleriyle birlikte, ucube bir sitemin adı olan, ‘cumhurbaşkanlı ve hükümet’ sistemi olarak adlandırılan bir süreçte oy’larımızı kullanacağız.
Yani, TBMM’nin yeni üyeleri 600 Milletvekiliyle birlikte, bir Cumhurbaşkanı, ‘seçeceğiz’. Binlerce Milletvekili adayı ile birlikte, 6 Cumhurbaşkanı adayı bulunmaktadır. Aslında tam olarak bakıldığında 5 Cumhurbaşkanı adayı bulunmaktadır ve seçim yarışına katılmaktadır.
Bir cumhurbaşkanı adayı, kendisi Edirne cezaevinde rehin tutulan, ama halkların gönlünde yer alan Cumhurbaşkanı adayı, Selahattin Demirtaş, ‘yarışa’ 6 metrekarelik hücresinden katılmaktadır.
Yarış, bir yanda devletin tüm imkânlarını, ekonomik, bürokratik, yargısı, askeri, istisnasız tüm imkânlarını kullanan ve bunlarda yetmiyormuş gibi, elinde bulundurduğu devletin cebir araçlarını, rakiplerine karşı bir demoklasen kılıcı gibi kullanan bir aday, R.T. Erdoğan bulunmaktadır.
Diğer yanda, 6 metre karelik hücresinde, 6 Milyon seçmeniyle birlikte Türkiye’nin çeşitli milliyetlerden ve inançlarından oluşan halkı-toplumsal güçleri temsil eden bir aday, Selahattin Demirtaş bulunmaktadır.
Bir yanda, ‘seni başkan yaptırmayacağız’ esprisi ile toplumda sevilen bir figür oluşturan ama bugün hücresinde rehin tutulan bir aday.
Düğer yanda, kendi rakiplerini, ‘idam etmekle’ tehdit eden bir otokrat bulunmaktadır. Almanya da yayınlanan Der Spiegel dergisinde, kapak resmi olarak, ‘otokrat liderler dünyayı yönetiyor’ tespiti karşısında, ‘’siyasal erki elinde bulunduran hükümdar’’ denildiği için, ‘elhamdülillah’ diyerek elini, ‘ovuşturup’ övünen diktatörlük heveslisi bir aday, R.T. Erdoğan bulunmaktadır.
Yine bir TV mülakatında kendisine, ‘’batılılar, Almanya, Fransa vb. ülkeler ve Türkiye den rakiplerinin ‘diktatör’ diyorlar, bizim için önemi yok yolumuza devam ederiz’’ diyebilmektedir.
İlginç, tarihte ilk olması gerek. Rakibini hem ‘rehin tutuyor’, hem de, ‘rehin tuttuğu’ rakibi olan, Cumhurbaşkanı adayını idam etmekle, ‘tehdit’ ediyor. R.T. Erdoğan bir seçim konuşmasında aynen şöyle demektedir; ‘’TBMM onaylar bana gönderirse, onaylarım’’ HDP Cumhurbaşkanı adayı, Selahattin Demirtaşın, TBMM tarafından, ‘idamı’ onaylanması durumunda, R.T. Erdoğan, ‘hükmünü verecek’ ve ipini çekecektir. Gerekçe, rakiptir. Başkan yaptırmayacağız demiş. 6 Milyonun üzerinde oy almış.
Peki, ‘suçu’ ne? Hiçbir şey ve gerekçe bulunmamaktadır. Türkiye de, herhangi vasıtayı kullanmak için ehliyet almak isteseniz, sabıka kaydı almak durumundasınız. Temyiz belgesi bulundurmak zorundasınız.
Selahttin Demirtaş, Türkiye Cumhuriyeti 13. Cumhurbaşkanlığına aday olmak için, gereken tüm belgeleri, diploması da dâhil yerine getirmektedir. Koşullar yeterli olduğu için bugün Cumhurbaşkanı adayıdır. Peki neden, ‘suçlanmaktadır’?
Ama AKP-MHP devleti ve R.T. Erdoğan’a, göre, ‘idam edilmesi’ gereken, ‘terörist tür’ bir rehinedir. Çünkü R.T. Erdoğan’ın rakibidir.
Bırakalım demokratik işleyişin, hukuk sisteminin, adaletin var olduğu ülkelerde, rejimlerde, evrensel değerlerin yer ülkeler ve rejimlerde dahi yer almayacak uygulamaları, rakiplerine karşı kullanan Cumhurbaşkanı adayının, devletin bütün olanaklarına dayanarak, güvenerek rakiplerinin elin kolunu bağlayıp ringde, ‘yarışmak’ isteyen aday olmaktan haz almaktadır. AKP-MHP-BBP ortak faşist ittifakının adayı R.T. Erdoğan. Peki ring de ne vaat etmektedir. Topluma? Rakibini idam etmeyi.
Rehine Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş; hücresinde esprili ve anlamlı olarak cevaben aynen şöyle demektedir; ‘’Erdoğan seçilirse, beni idam ettireceğini söylüyor. 2018 Türkiye sinde bir Cumhurbaşkanı adayının seçmene vaadine bakar mısınız? Canımı halkımızın uğruna bin defa feda ederim. Tek bir adım da geri atmama’’
Anlaşılan birileri halkı için canını feda etmekten geri kalmayacağını açıklarken, birileri, AKP-MHP-BBP nin adayı Erdoğan, insan canı almaktan, idamdan, katliam yapacağını açıklamaktan geri kalmıyor.
O zaman yapılacak bir iş, izlenecek yol var. 24 Haziran Pazar günü gereken özeni göstererek, Oy’larımızı DP’nin barajı aşması ve Selahattin Demirtaşın Cumhurbaşkanlığı için kullanalım.
Aliekber Pektaş 12 Haziran 2018