24 Haziran 2018 Pazar günü, parlamento ve ‘cumhurbaşkanlığı hükümet’ sistemi için, sende sandıklara giderek Oy ver.
Karanlık, kirli ilişkilerden, katliam ve işkencelerden başlayarak rüşvet ve yolsuzluklara uzanan bir sistemin, iktidarın sonu gözükmektedir.
AKP-MHP devleti kendi sonunu hazırlayan, erken baskın seçim sonuçlarına katlanmalıdır. 16 yıla yakın zaman süresince, yoksulluğu, yolsuzluğu, kamu mallarının talan edilmesini, rüşvetin kol gezdiği ihalelere fesat karıştırmanın hâkim olduğu ve halkların yaşamının çekilmez bir hal aldığı, bir ülke gerçekliğiyle karşı-karşıyayız.
Ülkemiz, farklı inançların, farklı etnik kökenlerin, farklı kültürlerin bir arada yaşamasının yok olmaya doğru ilerlediği bir görünümü vermektedir. Nefret, giderek halklarımızın yaşamının bir parçası haline getirilmek istenmektedir
Orta doğu bataklığına saplanmaya yönelik dış politikayla, komşu ülkelerle düşmanlık, yerkürede yaşayan farklı ülkelerle, ‘didişme’ ‘efelenme’ hamaset gösterileriyle politikalar üzerine kurulmuş ilişkiler ağı, ülkeyi itibarsızlaştırmıştır.
Ülke bir baştan-bir başa, OHAL Olağanüstü Hal yönetimiyle, KHK Kanun Hükmünde Kararnamelerle yöneterek, savaş hali yöntemlerinin uygulandığı, komşu ülkelerin toprakları ABD emperyalist ve Rus sermaye güçlerinin izin’ine tabii kılınarak işgal girişimlerini andıran askeri hareketle, macera-pres, ‘atılımlarla’ Suriye ve Irak topraklarında, çeteleri besleyen konumdadır.
AKP-MHP devleti son günlerde topluma verdiği mesajlarla, 1990 yıllara döneceğini, mitinglerine davet ettiği, ‘mafya devleti’ ilişkilerinde figürleşen, Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Sedat Peker ve korumaya çalıştıkları Kürşat Yılmaz ve Alattin Çakı’cı gibi çete reislerini renklerine katmak istemektedirler. Yeniden Beyaz Toros’ların, faili meçhullerin yaşandığı, sokak ortasında infazların gerçekleşeceği iktidarlarını tekrardan kurma çabalarının gerçeğiyle karşı-karşıyayız.
Ülkenin çivisi çıkmıştır, ekonomi içinden çıkılmaz bir durumdadır, çocuklarımızın geleceği çalınmıştır. Çalınmaya devam etmektedir. Bugün yeni doğan çocukların, yabancı sermaye çevrelerine, tefecilere, faizcilere borçlu olduğunu görmemek için, insanın aklıyla alay edilmesi gerekir.
Ülke yöneltemiyor, yönetim krizini gözlemlemek için, kâhin olmaya, kalın mercekle aramaya gerek yok. AKP-MHP artık ülkeyi yönetememe durumdalar. Yönetim krizinin batağında debelenmekteler.
Bütün bu krizlerden, kötülüklerden, OHAL den, THK’lardan, kurtulmanın bir yolu vardır. 24 Haziran seçimleri bu açıdan bir dönüm noktası olabilir.
24 Haziran da, adil olmayan ama sonuçta var olan durumu tersine çevirebileceğimiz bir ortamın oluşması için, fırsatlar vermektedir.
24 Haziran seçimleri, yeni bir süreçte, burjuva anlamda da, olsa, ‘demokrasiyi’ yeniden inşa etme olanakları yaratılabilir. Bu bir fırsattır. Fırsatı değerlendirmek ellerimizdedir.
Yapılacak iş sadece ve sadece, 24 Haziran Pazar günü sandık başlarına giderek Oy’larımızı kullanmalıyız. Sadece Oy kullanmak değil aynı zamanda Oy’larımıza da, sahip çıkacak olgunluğu göstererek, Oy hırsızlığının ve hilenin önünü alabiliriz.
Bir gerçeğin daha altını çizmek durumundayız. 24 Haziran seçimlerinde HDP Halkların Demokratik Partisinin, barajı aşması gerekmektedir.
Aksi durumda, Parlamento aritmetiği, AKP-MHP devletinin lehine istenmeyen bir sonuç doğurabilir. İstenmeyen sonuç doğmaması için, arzuladığımız bir düzenin yolunun açılması, özgür ve demokratik bir ülkenin kurulmasının kapılarının aralanması için, Parlamentoda HDP barajı açacak çoğunluğu elde etmelidir.
Öyleyse 1 Oy HDP, 1 Oy Demirtaş demeliyiz, seçimlere katılıp Oy’larımızı sandıklara atarken bu gerçeği göz önün bulundurmalıyız.
Aydınlık günler uzak değildir. Yeter ki, kararlı davranalım, doğru seçim yapalım.
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere
21 Haziran 2018