Rusya-Ukrayna savaşı dünyanın gözü önünde devam ediyor. Sözde barış müzakereleri ya da Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefon görüşmeleri neticesiz kalıyor. Çünkü kimse başta ABD olmak üzere Avrupa Birliği savaşı kökten durdurmaya yönelik radikal kararlar almıyor, almak istemiyor.
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Almanya'nın dış politikasının tamamen NATO ve ABD endeksli savaş yerlerine silah gönderilmesine ilişkin yoğunluğu her yönüyle yaşıyor ve görüyoruz.
Önceki gün Sol Parti'nin kurucusu Oskar Lafontaine 'Berliner Zeitung'da kaleme aldığı yazısında Alman hükümetini ABD'nin kuklası gibi davranmakla suçladı. Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşta tüm Avrupa'yı bağımsız bir güvenlik politikası izlemeye davet etti.
Yine perşembe günü Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda konuşan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen 'Rusya ile savaşan Ukrayna'ya desteğin devam edeceğini söyledi. "Putin kaybedecek, Ukraynalılar kazanacak" diyen Leyen, "Daha önce bu parlamentoda, kıtada devam eden bir savaşı bu şekilde görüşmedik. Ukrayna savaşından sonra tüm Avrupa birleşti." şeklinde bir konuşma yaptı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz dün yaptığı konuşmada ülke savunması için her yıl Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 2'si kadar kaynak ayıracaklarını belirtti. Scholz, ordunun modernizasyonu için ayrılan 100 milyar avroluk özel fonun kullanılmasından sonra dahi bir finansman sıkıntısı yaşamayacağına işaret ederek "Ülkemizi koruma görevini yerine getirebilecek iyi donanımlı bir ordu benim için elbette önemlidir. Ordumuzun Avrupa'da savunmanın temel taşı, en iyi donanımlı silahlı kuvveti olması gerekiyor. Ordunun temel görevi Avrupa'da özgürlüğü savunmaktır." diye konuştu.
Bütün bu mesajlarda da anlaşılıyor ki, Avrupa Birliği daha fazla savaş istiyor ve savaşın önlenmesine yönelik bağımsız, radikal kararlar vermek istemiyor. Savaşın bir süre daha devam edeceği görülüyor.
Yeşillerin tasarruf önerisi: duş almak yerine bezle silinin
Peki Yeşiller Partisi cephesinde durıum nasıl? Kurulduğu yıllardaki savundukları ideolojilerden uzak tamamıyle muhafazakar-sağcı bir partinin izlediği tüm tüm poltikaları uygulamaya devam ediyor. Baden-Württemberg eyaleti başkanı (Yeşiller Partili) savaşı durdurun diyeceğine, savaşın yarattığı enerji krizini önlemek için halka akıl dışı tasarruf önerisi getiriyor. Winfried Kretschmann “Bir enerji kriziyle sınandığımız bu günlerde insanlar 'sürekli duş almak yerine' bir bez kullanarak çok tasarruf edebilirler” ifadelerini kullanıyor ve halka duş almak yerine bir bezle silinin tavsiyesinde bulunuyor.
Nitekim Alman sosyalistleri Yeşilleri 'savaş sarhoşu' olmakla suçlarken, kendilerini hala 'pasifist' olduklarını söyleyen Yeşiller barışı silahların gölgesinde aramaya devam ediyor.
Temel ilkeleri olan dış politikada askeri müdahalelere şiddetle karşı çıkan Yeşiller, şimdi Ukrayna'ya daha fazla silah gönderilmesi konıusunda koalisyon ortaklarına baskı yapıyor.
Federal Ekonomi Bakanı Yeşiller Partili Robert Habeck, Almanya'nın silah ihracatı üzerindeki merkezi kısıtlamaları kaldırmak ve gelecekte savaş ve kriz bölgelerine silah teslimatına izin vermek istiyor. Yeşiller Partili Dışişleri Bakanı Annelena Baerbock Ukrayna'ya panzer gönderilmesini yoğun bir biçimde savunmaya devam ediyor.
Alman hükümetinin savaş politikasına ilişkin çizgisi kırmızı hattı çoktan geçti bile.
Almanya Savunma Bakanı Lambrecht, Ukrayna'ya yeni silah ve teçhizat yapacağını bildirdi. Lambrecht 'Ukrayna'ya hızlı bir şekilde daha fazla teçhizat sağlanmasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Ukrayna'nın özellikle son birkaç gün içinde Alman silahlarının da yardımıyla elde ettiği başarıları görmek cesaret verici' ifadelerini kullandı.
Görüldüğü gibi Avrupa Birliği savaşın gölgesinde çetin bir kışa hazırlanıyor. Enerji fiatları, artan enflasyon, yoksulluk, istikrarsızlığa karşı dünyada silah savunma sanayinin gelirine gelir katması ve bunun karşısında ise artan 'toplumsal sessizlik' ve Avrupa solunun çaresizliği, çözüm üretmede başarısızlığı yeni bir dönemin başlangıcının sinyalini şimdiden veriyor!