Almanya Başbakanı Olaf Scholz 19 Ekim'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İstanbul'da biraraya gelecek. Elbette iki tarafın resmi açıklamalarına göre ikili diplomatik ilişkiler, Ortadoğu'daki gelişmeler, Rusya-Ukrayna savaşı ve ekonomik ilişkilerin ele alınması bekleniyor. Bu resmi ziyaretin görünen yüzü. Ya görünmeyen??

Almanya'da bir yıl sonra federal genel seçimler var ve Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) kamuoyu yoklamalarına göre tarihi çöküntü içerisinde.

2025 yılında yapılacak federal genel seçimlerde Sosyal Demokrat Partiden tekrar başbakan adaylığını açıklayan Olaf Scholz için en büyük aşılması gereken sorun mülteci ve düzensiz göç akımını durdurmak. Tüm Avrupa'da olduğu gibi Almanya'da da yükselen değer aşırı sağcı-populist parti AfD'nin ikinci parti konumuna yükselmesi. Almanya'da artık sol, sosyalist partiler bile mülteci konusunda aynı düzlemde birleşemediler. Mülteci ve tüm sığınmacıların pazarlık konusu olduğu Almanya'da Scholz'un bavulunda ne Erdoğan'ın radikal İslamcı Hamas'a övgüler dizmesi, ne Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkması, ne başta Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay olmak üzere çok sayıda muhalif siyasetçi ve aydınların cezaevlerinde olması, ne de Kürt sorunu,insan hakları, düşünce ve basın özgürlüğü umrunda. 

GÜNDEMDE SİLAH PAZARLIĞI VE MÜLTECİLERİ SINIR DIŞI ETMEK VAR

Almanya'da savaş ve otokratik rejim yönetimindeki ülkelere silah ve savunma sanayilerinin sevkiyatına şiddetle karşı çıkan Yeşiller şimdi dönemin en keskin savaş destekleyicileri oldu. Koalisyon ortakları Yeşiller gibi SPD'nin de içinde bulunduğu federal hükümet uzun bir aradan sonra Türkiye'ye savunma ihracatına uyguladığı ambargoyu gevşetmeye karar verdi. Savaşları durdurmak ve masa başında müzakere ile savaşları durdurma talebi yerine; savaş olan bölgelere daha fazla silah savunma sanayisinin sevkiyatını savunan federal hükümet savaşlardan kaynaklanan işsizlik, hayat pahalılığı ve güvenlik sorununun nedenini mültecilerde görmektedir. 

Almanya'nın en ciddi haftalık dergisi Spiegel'de yer alan habere göre, Scholz liderliğindeki federal hükümet Türkiye'ye 250 milyon euroyu aşkın silah tedarik edecek. Peki bunun karşılığında Almanya ne istiyor? 

2025 yılında gerçekleşecek Almanya genel seçimlerinde partisi SPD'den başbakanlık için tekrar adaylığını koyan Olaf Scholz mülteci sorununu çözerek kamuoyunun önünde kaybettiği değeri ve saygınlığını tekrar kazanmak istiyor. Kamuoyu araştırma şirketi Forsa'nın haftalık yaptığı ankete göre Scholz, göreve geldiğinden bu yana en düşük puanı aldı. Almanya genelinde Scholz'u başbakan olarak tercih edenlerin oranı yüzde 23'e düştü. SPD seçmenlerin ise sadece yüzde 46'sı Scholz'u başbakan adayı olarak görmek istediğini belirtiyor. 

Almanya'nın Doğu eyaletlerinde aşırı sağcı AfD'nin yükselen güç olması muhalefetten gelen göç politikasının sertleştirilmesi yönündeki çağrılar da Scholz üzerinde baskı yaratan konulardan biri oldu. Hükümetin, eyalet seçimlerinden kısa bir süre önce Solingen'de meydana gelen bıçaklı saldırıdan ders çıkarıp hızlı bir şekilde eyleme geçmesi de koalisyon partneri SPD'ye puan kazandırmadı. Daha sıkı ve güvenlik politikaları izleyeceğini ilan eden kolaisyon hükümet 28 suçlu sığınmacıyı da Afganistan'a sıır dışı etmişti. 

15 BİN TÜRK VATANDAŞI TÜRKİYE'YE SINIR DIŞI EDİLMEK İSTENİYOR

Türkiye Alman medyasında yer alan haber yorumlarına göre Almanya'dan vize serbestisinin yanı sıra silah talep ediyor. Ya Alman hükümeti? 

Türkiye ile ilişkiler mülteci kriziyle boğuşan Alman hükümeti için adeta pazar alanına dönüştü. Türkiye Avrupa'ya düzensiz göçmenler için transit ülke olduğu için Almanya mülteci akımını duvarların örülmesiyle aşmak istiyor. Son yıllarda Suriye ve Afganistanlı kökenlilerden sonra Türkiye'den iltica talebinde buunanların sayısında da ciddi bir artış var. Alman hükümeti 15 bin Türk vatandaşını Türkiye'ye geri göndermek istiyor. 

Almanya sınırdışı edilmek istenen Türk vatandaşlarını geniş gruplar halinde sınır dışı etmek istiyor, Türkiye ise uluslararası kamuoyunda 'imaj' açısından Almanya'nın bu talebine karşı çıkıyor. Ancak hukuki yolların hızlandırılması açısından da Ankara Alman resmi dairelerine, güvenlik ve istihbarat birimlerine vatandaşların kimliklerinin tespit edilmesine de yardımcı oluyor. 

Ankara ayrıca ne istiyor? 40 Eurofighter ve Typhoon savaş uçak alım talebine Almanya'nın yeşil ışık yakmasını bekliyor. Ancak siyasi uzmanlara göre Türkiye gerek Irak gerekse Suriye'nin kuzeyinde askeri olarak aktif durumda. Bugüne kadar diktatör ve otokratik rejimlerin hüküm sürdüğü ülkelere silah sevkiyatına karşı çıkan Alman sosyal demokratlar kendi çıkarları uğruna ilkelerini çiğnemiş olacaklar. Türkiye'nin bu bölgelere olası bir askeri harekatının gerçekleşmesi durumunda Alman sosyal demokratları Avrupa solunun eleştirilerine de yanıt vermek zorundadır. 

Özetle Almanya Başbakanı Scholz'un bavulunda bu kez ALDI'deki fındıklı çikolatalar yerine silahlar ve insan pazarlığı yer alacak.