Yaz baharda çiçek açan yüreğim
Yağan karla ıslanırsın üşürsün…
Havva Demirci anısına saygıyla….
Başını iki eli arasına almış, evin bahçesinde bir ağaç kütüğünün üzerine oturmuş derin düşüncelere dalmıştı Havva nine. Ilgıt ılgıt esen seher yeli uzaklarda ötüşen kuşların sesini getiriyordu, kırlangıçlar, serçe kuşların ve gökyüzünde semaya dönen bütün kuşların sesi geliyordu Havva ninenin kulağına. Köyde uzun uzun öten horoz ve tavuk sesleri, köpek havlamaları birbirine karışıyordu ,ufak bir çocuğun anneee diye bağırmasıyla daldığı hülyalardan uyanır gibi oldu Havva nine..hiç bir ses onu etkilememişti ama anne sesine uyanmıştı, yedi yıllık evliydi ve kendisini anne diye çağıran bir çocuğu olmamıştı.
Ardahan ın Ölçek köyünde oturuyordu Havva nine, Müseyip amca ile evlenmişti, çocuğu olmayınca “Bırak bu kadını başka biri ile evlen“ diye bütün akrabaları söylüyordu, gözünü daldan budaktan sakınmayan koca yürekli Müseyip amca ilahi adaletin tecellisinden korktuğu için asla onu ortaya atamam demişti, bütün bunları duymuştu Havva nine.
İnce uzun boyluydu, kızıl saçlarını başına bağladığı beyaz bir tülbentle örtüyordu. Bakışları yeni doğmuş bir çocuğun bakışı gibi masumdu. Gülümserken gözlerinin içi gülerdi, sıcak, sessiz ve yürekten konuşurdu..
“Ben seni evlendirecem” demişti eşine, nasıl yani diye sormadan onu bana bırak diye söylemişti. Gidip terekemelerden Saniye isimli bir kız bulup getirdi ve kocası ile nikahını yaptırdı. Saniye kızın iki çocuğu dünyaya geldi biri oğlan bir de kız, Sadık ve Asiye ismini koymuşlardı, çocukları dünyaya getiren Saniye idi ama onlara bakan Havva Nineydi. Kaderin cilvesi mi yoksa Havva Ninenin yüreğinin temizliğimi bilinmez ama dünyaya gelen çocuklar büyüdüler öz annelerine ismi ile hitap ederken Havva nineye “Büyük anne”diyorlardı kader en sonunda kendisine anne diyen iki tane evlat bağışlamıştı yüreği güzel Havva nineye.
Ölçek köyünden ayrılıp İzmir'e gelip yerleştiler, uzun yıllar yanlarındaki bitişik evde komşuluk yapmıştım, Saniye anne kraliçeler gibi divanda oturup ya kazak örerdi veya çorap, hiçbir işe karışmazdı Havva nine her şeyi yapardı. Bir gün bana demişti ki “Çocuklar bir akşam güneşidir, yazın sıcaktan bunaltmaz kışın soğuktan üşütmez” Ya ben hiç kitap okumamıştım veya okuduğum kitaplarda böyle bir söze denk gelmemiştim, atasözlerini çok araştırdım ama böyle bir benzetme bulamadım, bu söz Havva ninenin kendi eseriydi.
Melekler nasıldır bilmem ama ben Havva ninenin insan bedenine bürünmüş bir melek olduğuna inanıyorum, Üçü birden göçüp gittiler bu Dünyadan ama Havva ninenin sözü kulaktan kulağa ve kuşaktan kuşağa sürüp gidecek.
Çocuklar bir akşam güneşidir …..
Esen rüzgarlarla yüreğimdeki tüm sevgi ile sana selam gönderiyorum, melekler meleği …