TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) , AKP devleti ve Saray'ın zorlamasıyla, MHP ve D.Bahçeli'nin kifayetsiz ortaklığıyla, 'türk tipi' 'başkanlık' diktatörlüğüne adım-adım yaklaşma mesaisini sürdürmektedir.
AKP devleti, Saray ve MHP, D. Bahçeli kararlıdır. Türk İslam sentezi etrafında, 'türk tipi' başkanlık olarak ifade edilen, özünde açık faşist diktatörlük olarak tanımlayabileceğimiz, bir sürecin, rejimin kapısını aralamak istiyorlar.
Bu, 'kararlılıklarını' gösterirken, her türden hile, manipülasyon, saldırganlıktan çekinmemektedirler. Arzuladıkları sürece, rejime ulaşmak için, önlerinde hiçbir engelin oluşmasından yana değillerdir. Kendileri gibi düşünmeyen, kendi faşizan düşüncelerine ortak olmayan, toplumsal kesimleri, 'düşmanlaştırmak' 'vatan haini' ilan etmek, yabancı ülkelerin, 'ajanı' olarak ilan etmek, gerekirse, 'bertraf etmek', önlerindeki bütün engellerin kaldırılması için her türden saldırıları öngörmekte ve uygulamaktadırlar.
Bu gerçeklikleri sözde, 'ana'yasa değişiklikleri tartışmalarında bir kez daha gördük ve kamuoyu şahit oldu. Anayasa komisyonunda maddelerin görüşülmesinden, TBMM de maddelere ilişkin tartışmalarda ve oylamalarda şahit olduğumuz bir gerçek vardır. ''biz bu anayasayı hazırladık ve bu maddeleri ne pahasına mal olursa olsun TBMM'den geçireceğiz'' anlayışı bir dayatma olarak toplumun önüne konulmaktadır.
AKP, Saray ve MHP, D.Bahçeli, 'kararlılıklarını' kanıtlamak için kendi partilerinin Milletvekillerini dahi tehdit etmekten çekinmemektedirler. Bu tehditler bazen, 'FETÖ üyesi' olarak suçlanmalarını veya 'kokteyl' terör örgütü üyesi olmak türünden saçmalıkları da, içermektedir.
Kamuoyuna yansıyan bilgilerden çıkarsamalar yaptığımız da, TBMM'de 'ana'yasa oylamalarına katılan Milletvekillerinin kendi oylarını dahi rahatça kullanamadıklarını gözlemlemekteyiz. Birçok Milletvekili, mevcut anayasaya aykırı olmasına rağmen, oylarını açık ve aleni kullanmaktan çekinmemektedirler. Hatta Bakanlar ve yetkili TBMM üyeleri usulsüzce kullandıklar oylarını savunmak için, muhalif Milletvekillerini, 'tehdit' etmenin bir aracı olarak, 'kullandıkları da' gözlenmektedir.
Faşizm, 'dişi azıya almıştır' kararlıdır. Diktatörlük hedeflerine ulaşmak için ellerindeki tüm imkânları kullanacaklardır. AKP devleti, Saray ve MHP, D.Bahçeli, 'kararlılıklarını' göstermek için, 'erken seçim' sopasını ellerinde sürekli olarak sallamaktadır.
Bu ise kelimenin tam anlamıyla, TBMM'de, mevcut AKP ve MHP milletvekillerinin başında, demokles'in kılıcı gibi sallanmaktadır. Zaten çıkar ilişkileri üzerine oturmuş olan, TBMM'de, yer alan Milletvekilleri konumlarını kaybetme korkusuyla, boyunlarını uzatmayı, 'borç' olarak algılamaktadırlar.
Muhalif ve Demokrasi Güçleri Ne Yapmalı?
AKP devleti, Saray, MHP ve D. Bahçeli, saldırganlık ve tehditlerini, TBMM çatısı altında yer alan veya TBMM dışındaki muhalifler içinde kullanmaktadırlar. Son günlerde faşizm'in kullandığı silahlardan en önemlisi, erken seçim ve referandumdur.
AKP devleti, Saray, MHP ve Bahçeli, kendi, 'birlikteliklerini' bir, 'güç' gösterisi olarak algılayıp toplumsal güçlere karşı, 'tehdit' olarak sunmaktadırlar. Faşizmin, faşist diktatörlük arzulayanların genel karakterik özelliğidir. En zayıf oldukları dönemlerde dahi korkularını yenmek için, 'çok güçlü' oldukları algısını yayarlar. Muhaliflerini ve toplumu sindirmek için, ellerindeki tüm imkânları, basını, medyayı çeşitli propaganda araçlarını kullanarak, 'çok güçlü' olduklarını, istediklerinde, 'tüm kaleleri' fetih edecekleri yalanını yaygınlaştırırlar.
Son günlerde dile getirilen ve TBMM de, 'ana'yasa maddelerinin görüşülmesi sürecinde yeniden gündeme getirilen, 'erken seçim' tehdidi'dir. Bir gerçeğin altını çizmede yarar var. Muhalif güçlerin, CHP, HDP ve onurlu davranış sergileyen Milletvekillerinin, TBMM çatısı altında, açık faşist diktatörlüğü getirmeyi hedefleyen, 'ana'yasa maddelerinin görüşülmesinde gösterdikleri direniş, takdire şayandır. Eksikliklerini bir kenarda tutarak vurgulamak istedim.
CHP, HDP ve muhalif güçler, AKP, Saray, MHP ve Bahçeli'nin, 'erken seçim' ve referandum tehdidi karşısında dik durarak, 'blöflerine karşılık vermelidirler. Cambaz kumarcıların bir özelliği vardır. Poker oynarken, ellerlide ki, işe yaramaz kâğıtları kendini güçlü göstererek, karşısındakini alt etme için kurnazlığını kullanarak, karşısındakine blöf çeker'' aslında elindeki, kozlar beş para etmez.
Mevcut iktidar sahiplerinin bu blöfünü elinden almak için cambazın blöfünü soğukkanlılıkla karşılanmasında yara vardır. AKP, Saray, MHP, Bahçeli topluma sürekli olarak, erken seçim ve referandum sopasını elinde sallayarak kendilerinin, 'güçlü' oldukları algısını yaratmaya çalışmaktadırlar. Aslında bu yaklaşım tarzı toplumsal güçlerin aklıyla alay etmek ve küçümsemek, faşizmim, 'her şeye kadir' oldukları anlayışını oturtma ve topluma kabullendirme anlayışıdır.
TBMM de görüşülen, faşizm dayatmasının sonucu ne olursa, olsun değişen bir şey olmayacaktır. TBMM çatısı altında faşizm arzulayanlara karşı verilen mücadeleyi asla küçümsemiyorum. Tabiî ki bu mücadele yöntemi sonuna kadar kullanılmalıdır. Faşist güçlerin elinden, erken seçim ve referandum silahını da almak gerekmektedir. Hodri meydan denmelidir. Gerektiğinde güçlü bir şekilde imkânları birleştirerek, seçimlere ve referanduma hazırlanılmalıdır.
Halklarımızın sağduyusuna güvenelim. Ama sorumluluklarımızı ve görevlerimizi özverili davranarak yerine getirelim.
15 Ocak 2017