Sol cenahta bilmeyen yoktur: 15 Ocak 1919 Almanya işçi sınıfı hareketinin öncü neferleri Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in, sosyaldemokrat hükümetin sorumluluğu altında faşist güçlerce katledildikleri gündür. Her yıl Ocak ayının ikinci Pazar günü olduğu gibi, bu yıl da on binlerce devrimci, sosyalist ve komünist büyük bir yürüyüşle bu iki devrimciyi andı. Luxemburg-Liebknecht-Yürüyüşü olarak bilinen bu anma, Almanya solunun en önemli geleneklerinden birisidir.
Bilhassa Rosa Luxemburg, sadece Almanya’da değil, dünya çapında devrimcilerin yoldaşlık gururu ile andıkları bir isimdir. Küçücük boyu ile kürsüde devleşen bu komünist, ilkesel duruşu, kılı kırk yaran sorgulaması ve bilinçli işçi sınıfı davasına olan sarsılmaz inancıyla, yaşarken de, öldürüldükten sonra da hep rahatsız edici olmuştur. Katledildiği son ana kadar devrim ve sosyalizm için mücadele eden Rosa, bugüne kadar kâh ikonlaştırılarak, kâh susuş kumkumasıyla hak etmediği bir muameleye tabi tutuldu. Buna rağmen resimleri dünyanın neresinde bir mücadele varsa, orada yükseltildi. Kürdistan Kadın Hareketinin, örneğin Rojavalı kadınların hep Rosa’ya atıfta bulunmaları bir tesadüf değildir.
Ancak, tüm ününe rağmen Rosa Luxemburg’un eserlerinin yeterince tanınmadığı da ayrı bir gerçektir. Özellikle sosyalist ve komünist hareketler için her zaman çetin bir ceviz misali olan milliyetler sorunu üzerine olan görüşleri tanınmamaktadır, ki yakın zamana kadar Almanya’da dahi bilinmiyorlardı. Elbette bunun en önemli nedeni, milliyetler sorunu üzerine olan makalelerini Lehçe kaleme almış olmasıdır.
Rosa Luxemburg Vakfındaki meslektaşlarımızdan Holger Politt, Polonya’da yaptığı araştırmalarda Rosa’nın bilinmeyen bir çok çalışmasını gün yüzüne çıkardı, derledi ve Almancaya çevirdi. Çeviriler Berlin’deki Karl Dietz Verlag tarafından kitap olarak yayımlandı. Bunlar içerisinde en dikkat çekici çalışma, Rosa’nın 1908 ve 1909 yılları arasında kaleme aldığı makaleleri içeren »Milliyetler Sorunu ve Özerklik« başlıklı kitaptır.
Bu makalelerde Rosa’nın ulus devlet, kendi kaderini tayin ilkesi, federalizm, merkeziyetçilik, özyönetim, milliyet ve özerklik ile ilgili ifade ettiği görüşleri, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği ve Kürdistan Özgürlük Hareketinin sahiplendiği demokratik konfederalizm-demokratik ulus-demokratik özerklik konsepti ile büyük ölçüde örtüşmekte ve coğrafyamızdaki kadim milliyetler sorununun çözümü için önemli ipuçları vermektedir.
Belki biraz reklam gibi olacak, ama Karl Dietz Verlag 1908-1909 makaleleri ile »Rus Devrimi Üzerine« başlıklı çalışmasını Türkçeye çevirerek derlediğimiz »Rosa Luxemburg. Milliyetler Sorunu ve Özerklik« (ISBN 978-3-320-02311-9, 265 sayfa) başlıklı kitabı Almanya’daki Türkçe okuyan kesimlere sunmak üzere yayımladı. Kitap 14,90 Euro’dan satışa sunuldu. İlgi duyanlar Karl Dietz Verlag Berlin, E-Mail: info@dietzberlin.de adresinden kitabı sipariş edebilir veya cakir@rosalux.de adresinden bana yazabilir. Dernekler ilgi duyarlarsa, okuma akşamları yapmalarına yardımcı olabilirim. Bilginize...
17 Ocak 2015