1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra medya da teslimiyet bayrakları çekilmeye başlandı.
Teslimiyet bayrağı çekme yarışına Doğan medya grubu ve bu grupta çalışan kimi gazeteciler katılarak , ard arda iktidara sadakat yemini yapmaya başladılar. Bunların içinde 'sözünün eri‘ olarak bilinen, Ahmet Hakan’da katılarak ringe çıkmadan havlu atanların arasında yerini aldı.
Saray'a teslimiyet fotoğrafına katılmalar önümüzdeki günlerde de devam edeceğe benziyor. Ahmet Hakan’ın bu kadar çabuk havlu atacağını tahmin etmemiştim. İnsan bazen yanılıyor. Ahmet Hakan’ın 7 Haziran seçimleri öncesinden söyledikleriyle son günlerde yazdıkları ve kullandığı dil arasında 360 derecelik bir dönüş var.
1 Kasım seçimlerinden önce iktidar medyasının çığırtkanlarından Cem Küçük’le giriştikleri düelloyu , seçim sonrası Ahmet Hakan’ın ringe çıkmadan havlu atmasıyla Cem Küçük kazanmıştır. Ahmet Hakan’ın bu kadar çabuk yenilgiyi kabul etmesi Cem Küçük tarafından "aferin kuzu gibi oldun“ övgüsünü almıştır. Ringe havlu atmakla iş bitmiyor, asıl bundan sonrasında Ahmet Hakan’ın hakanlığını göstermesi gerekiyor.
ODTÜ’de iktidar ve cihatçı islami gruplarca ibadet bahane edilierek yaratılan provakasyona Ahmet Hakan sahip çıkarak "ODTÜ olayında benim safım belli“ diyerek te iktidara bundan sonra hizmete hazır olduğunu beyan etmiştir. Yetmiyor iktidarın hedefi olan HDP’ye ve Selahattin Demirtaş’a karşı son yazdıklarıyla iktidar nezdinde göz doldurmaya çalışıyor.
Ahmet Hakan, 29 Aralık 2015 tarihli "Biraz da biz kandıralım“ başlıklı yazısında "Ey Selahattin Demirtaş! Yanılttın bizi. Çok 'Türkiyeli‘ bir yüz gösterdin. Meğer o çok Türkiyeli yüz,sadece bir maskeymiş.“ diye eleştirerek, asıl kendisinin takındığı 'müslüman demokrat, insan hakları savunucusu‘ maskesini çıkararak safını iktidardan yana, güçten yana belirlediğini alenen beyan etti.
Aynı yazısında iktidara da gönderme yaparak , "Şimdi ben bunları yazıyorum ya…Hükümet çevrelerinden her an…Bir insan böyle bir şeye nasıl kanar? Bir insan nasıl bu kadar saf olabilir? Bir insan nasıl bu kadar kolay aldatılır?“diye yazarak kendisinin 7 Haziran seçimleri öncesinde HDP’ye verdiği destekten dolayı yanıldığını ve dolayısıyla iktidara 'sizler de Fetullah Gülen ve Cemaatı hakkında yanılmadınız mı‘ imasında bulunarak, af dilemektedir.
Ringe çıkmadan havlu atarak güç karşısında çabuk sinmek ve teslim olmak Ahmet Hakan ve Doğan medyasını iktidarın haşmetinden kurtarmaz. İktidar Doğan medya grubundan daha fazlasını beklemektedir.Tam teslimiyet.
Bugün saraya teslim olanlar ringe çıkmadan kullanılıp, nakavt edildiklerinde kendilerine el uzatacak kimseyi bulamıyacaklardır.
Gazetecilik adına, demokrat geçinip, demokrasi için mücadele edenlere saldırmanız, barış deyip savaş isteyenlerle aynı saflarda yer almanız , sizleri sarayın haşmetinden de kurtaramıyacak, tam tersine saraya dalkavukluk yaptıkça küçülerek silineceksiniz.
Ama şundan da emin olun ki, savaşa karşı barış , diktatörlüğe karşı demokrasi isteyenler,özgürlüklük için sokaklara dökülenler büyüyerek sizlere uykusuz geceler yaşatacaklardır.
Türküyle,Kürdüyle ,lazıyla, tüm renkleriyle asıl Türkiye bugün korkusuzca sokakta kol kola dayanışma içinde onlanlardır. İşte onlar gelecek Türkiye’nin aydınlık yüzleridir.
Bonn, 30 Aralık 2015