Türkiye Cumhuriyeti devletinin din işlerinden sorumlu Diyanetin başkanı Mehmet Görmez, görevinden ayrılmak 'zorunda' kaldı.

Mehmet Görmez görevden ayrılırken, yeni göreve geleceklere telkinlerde bulundu. Ama bir gerçeği gizleyerek, kendi yaptıklarının Türkiye toplumsal güçlerine bir işkence, bir zulüm olduğunu gizleyerek telkinlerde bulundu. Aslında amacı kendi kimliğini, görmezden gelinmesini gizlemeye yönelik bir konuşmaya imza attı.

Mehmet Görmez, adına uygun davranarak, ülke sathında yaşanan olumsuzlukları görmedi, görmemezlikten geldi. Neler mi yaşandı? Bunları, M. Görmez, görmedi!

Ülkeyi yönetenler, ülkenin kamu mallarını yağmaladılar, M. Görmez, görmedi! AKP iktidarı döneminde, rüşvet, hırsızlık, şantaj başını aldı gitti, M. Görmez, görmedi!

Kamu bankalarından Milyonlarca Dolar hortumlanarak, ayakkabı kutularında gizlendi. Kasalardaki istif edilmiş, yüz milyonlarla ifade edilen, Euro'ları, Dolarları, milyonluk Saat'leri, M. Görmez, görmedi.

Devlet ve din arasında laiklik gereği olması gereken mesafenin giderek kapanıp, dinin devlet işlerine alabildiğine müdahalesine gözlerini kapadı, M. Görmez, görmedi!

Dinle devlet iç-içe geçerek toplum üzerinde sanki demoklesin kılıcı gibi sallanmasına gözlerini kapadı.

Din tacirleri, cemaatler alabildiğine kamu alanlarında palazlandı, Diyanetin tüm alanlarına nüfus ettiler, M. Görmez, görmedi!

Bugün FETÖ'cü olarak adlandırılan, din tacirlerinin, darbecilerin Diyanet içinde organize olmasına ve toplumsal yapılar içinde palazlanmasına en büyük yardımı M. Görmez dönemindeki diyanetin sağladığı kamuoyunca bilinmektedir.

Farklı inançlar üzerinde, deyim yerindeyse terör estirildi, 'yok sayıldılar' asimilasyona tabii tutuldular, M. Görmez, Görmedi! Aleviler, Ezidiler, Ermeniler, Museviler, farklı inançların varlığını görmedi, inkâr etti, 'asimle edilecek' inançlar olarak görüldü, M. Görmez farklılıkların varlığına gözlerini kapadı görmedi! Görmez in, görev süresi boyunca Kürt coğrafyasında katliamlar, işkenceler, insanlık dışı uygulamalar, insanların cesetlerinin tankların arkasına bağlanarak sürüklenmesi, bölge halkının zorunlu göçe tabi tutulmaları, haklarının gasp edilmesi, M. Görmez tarafından, görülmedi!

Kendilerini, 'dini vakıf olarak' adlandıran ve değişik etkinliklerde bulunanların, etkinlik alanlarında küçücük çocuklara, cinsel taciz, istismar yapıldı, M. Görmez, görmedi! Söz konusu cemaatlere ait kurs, yatılı okul vb. alanlarda çocuklar, insanlar yanarak canlarından oldular, M. Görmez, görmedi!

Komşu ülkelerin topraklarında, 'din adına' 'tanrı adına' 'tek-bir' getirerek, insanlar boğazlandı, canilikler arşa çıktı, bu canilere, 'uslu çocuklar' denilerek geçiştirildi, M. Görmez, görmedi, görmek istemedi. Din'in, siyasal iktidarın kullandığı, toplumu baskı altında tuttuğu, din'in toplumu, devletin, siyasal iktidarın modern köleleri olarak kalmasını sağlayacak, 'bir uyuşturucu' gibi kullanılmasını, M. Görmez görmedi.

Diyanet İşleri Başkanı, her zaman olduğu gibi birçok olumsuzluğu görmedi, görmek istemedi. Çünkü 1 Milyon ABD doları değerindeki zırhlı Mercedes aracına binerek, aracın içinde renkli camlardan sadece renkli dünyaları görmek için çaba harcadı. Fakirin, fukaranın, yoksulun, emekçinin, yaşama zorla tutunanları görmek istemedi.

Toplum içindeki derin ayrımları görmek hoşuna gitmedi. Bir tarafta zevki-sefa içinde ABD dolarlarıyla yaşam sürdüren ve diğer tarafta açlık sınırında yaşayan milyonlardan, 'haberdar' değildi. Değil miydi? Acaba!

M. Görmez birde çıkmış göreve veda konuşmasında toplumdan, 'helallık' istemektedir. İnsan utanır. Bu topluma verdiniz ki, ne istiyorsunuz? Bu kadar kötülükler yapılırken, olumsuzluklar yaşanırken, 'gözlerini kapayacaksın' ve toplumdan, 'helallık' isteyeceksin!

Aslında, Diyanetin ve başkanının varlığı dahi yaşanan bu kadar olumsuz vakanın nedenlerinden bir tanesidir. Türkiye toplumsal güçlerinin, değil helâlık vermesi, Diyanet İşleri Başkanlığının varlığının ortadan kaldırılmasını talep etmesi en doğal haklarıdır.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle,

03.08.2017