Sevgili okuyucular,


İktidar partisi AKP ve başbakan R.T. Erdoğan la, Fettullah Gülen Cemaati arasında yeniden alevlenen kavga aslında, kayıkçı kavgasıdır.


Peki bu kayıkçı kavagası nedir? Literatürümüz de de, önemli yeri olan kayıkçı kavgası, ülkeyi yöneten ve yeraltı, yerüstü zenginlik kaynaklarını gasp edenler arasında da, dönem dönem yaşanır. Bugün de, AKP, başbakan R.T. Erdoğan ile Fettulah Gülen Cemaatı arasında yaşanan, kavgada, zenginlik kaynaklarının paylaşımında yaşanan gasptan kaynaklanmaktadır.


Literatürümüzde,  ''istanbul'daki kayıkçılar üzerinden kültürümüze katılmış hoş deyim. rivayete göre eminönü karaköy vs yerlerdeki kayıkçılar müşteri kapma, iskeleye yanaşma gibi sebeplerden tartışmaya başlarlarmış. sözlü başlayan olay kayıkçıların birbirini kürekle itelemesine kadar varır, karşılıklı olarak vuruşsalar da kimsenin kayığı batmaz, kimse denize düşmezmiş.''


Bugün AKP, Başbakan R.T. Erdoğan ve Fettullah Gülen Cemaatı arasında yaşanan kavgada buna benzer bir kavga ürünüdür.


Aslında bu kavga bir yerlere varacak gibi değildir. ''hiç bir yere varmayan kısır çekişmelerle yapılan kavgaları anlatan bir deyim olsa gerek. herkes bir saf tutar ve karşılıklı olarak çekişmeye kavga etmeye başlar. meselenin özüne inmeden bir kaç klişe lafla ve karşı tarafı alt etme kaygısıyla ne dediklerini de bilmeden didişir durur kavganın tarafları.''


Bütün bunlara eklememiz gereken, kayıkçı kavgasının ana eksenini oluşturan neden, kamuoyuna yansıdığı kadar, iktidar erkini paylaşmak amaçlı olduğu bilinmektedir.


Bazen, iktidar nimetinden eşit derecede faydalansalar da, çıkar ilişkileri, birbirlerine üstünlük sağlama ve yeraltı, yerüstü zenginlik kaynaklarının gaspından daha fazla pay almak uğraşı öne çıkar. Bu nokta da, kayıkçı kavgası öne çıkar ve taraflar, 'kavgaya' 
tutuşur. Bu, 'kavgada' fikirlerden ziyade, boş konuşmaların ve lafların havada uçuştuğu; bir yere varmayan tartışmaların uzayarak toplumda gündem belirleme uğraşı başlar. Sonuç koca bir sıfırdır. Sadece ilgi çekmektir. Bazan boş tangırdayan tenekeler gibidir.


Bu kayıkçı kavagsında, taraf olmak veya birinin ehvenişer olduğunu düşünmek, demokrasiye, ülkenin, toplumun çıkarlarına çomak sokmak anlamına gelir.

Bu kayıkçı kavgasının tarafları, AKP Başbakan R.T. Erdoğan ve Fettullah Cemaati, halka demokrasiye emeğe düşmandırlar.


Kayıkçı kavgasının tarafları, birbirlerinin suçlayacaklardır. Taraflar birbirleri ile, 'kavga' ederken, şirin gözükeceklerdir. Demokrasi havarisi geçinecekler. Ülkenin çıkarlarını, bütünlüğünü kendilerinin savunduğunu, 'iddia' edecekler. Yaşananlar zaten bu realiteyi açıkca gözlerimizin önüne sermektedir.


Bu 'kavganın' bir tek ulaşmak istediği yer vardır. İktidar erkini yeterince denetlemek ve sömürüden talandan daha fazla pay alabilmektir.


Türkiye halkı, emekçiler, demokrasi güçleri Taksim direnişinde de, bir kaz daha şahit oldular ki, kayıkçı kavgası yapanların hamurları ortak yoğrulmuştur.
Taksim direnişine, demokratik taleplere, demokrasi istemlerine karşı, birlikte hareket ettiler.


Demokrasi güçleri, bir noktayı gözden kaçırmamalıdır. İktidar erkini paylaşım savaşında, yani kayaıkçı kavgasında, taraflar birbirlerini, 'istemeden olsa' yıpratacaklardır. Bu 'it dalaşından' Türkiye demokrasi güçleri, demokratik mücadelenin lehine yararlanmayı becerebilmelidirler.


Unutmayılım ki, Sermaye çevreleri kendi aralarında ki, 'it dalaşında' 
birbirlerine önemli derecede zarar verirler. Birbirlerinin açıklarını, kirli çamaşırlarını piayasaya çıkarırlar. Bu gerçeklik ise, demokrasi mücadelesi için önemli bir avantaj sağlar.


Kayıkçı kavgasının tarafları, denetledikleri basın organları üzerinden bu 'kavgayı derinleştirme uğraşındadırlar.

Bu ise iyiye delalettir!


20.08.2013