AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerçeklerle, gerçeklikle alakası kalmamış, kendi renkli ve gösterişli dünyasından bakarak, halkın da aynı güzel hayatı yaşadığına inanır olmuş.
Erdoğan, "Açız" diyene "Abartma" diyebilecek kadar, evine ekmek götüremediğini söyleyen esnafa "Al keyif çayı iç" diyecek kadar akli melekelerini yitirmiş görünüyor.
Yangın bölgesine gidip feryat eden insanların, sel bölgesine gidip evini barkını, ailesini kaybeden insanların kafasına kafasına çay atıyor ve milyonlarca vicdanlı insan onun yerine utanıyor ama o utanmıyor, utanmak nedir bilmiyor.
Belki her konuşmasında 'Allah bizi utandırmasın' dediğindendir ve belki de duası kabul olmuş, utanma duygusu kalmamıştır.
Yada, ne zaman utanacağını merak edip birşeyler deniyor da olabilir.
Neyse;
Yıllık bütçesi 4 milyar 39 milyon TL olan 1.150 odalı, altın musluklu, altın varaklı sarayda yaşayıp 'Daha adil bir dünya mümkün' diye kitap yazmak, ciddi bir kendini kaybetmişlik göstergesinden başka ne olabilir?
Cumhurbaşkanının bu ülkeye maliyeti her 22 saniyede bir asgari ücret, maaşı ise 31 asgari ücretliye denk.
Erdoğan için kanunda 'Gizli hizmet giderleri' olarak adlandırılan örtülü ödenek harcaması 2021 yılının ilk yarısında 1 milyar 348 milyon TL'ye ulaştı.
Sonra; 'Daha adil bir dünya mümkün' diye kitap çıkar.
'Kitap çıkar' diyorum çünkü kitap okumadığını söyleyen, prompter olmadan iki kelimeyi bir araya getiremeyen Erdoğan'ın kitap yazdığına inanmak, bugün yaşanan ekonomik krizin nedeninin '2001 ekonomik krizi' olduğuna inanmakla eşdeğerdir.
Gerçi onu da Erdoğan demişti ama olsun, tutmazsa kapitülasyonlara kadar yolu var.