6'lı ittifak olarak da bilinen ve Millet İttifakı Genel Başkanları önceki gün Demokrat Parti ev sahipliğinde bir araya gelerek, güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili ayrıntıları görüşmeye başladılar. Bu arada ardı ardına açıklanan kamuoyu anketleri AKP'nin de, ortağı MHP'nin de oylarının erimeye devam ettiğine işaret ediyor.
18 Haziran 2023 seçimleri yaklaşırken, Erdoğan'ın elindeki kozlar azalıyor. Cumhur İttifakı'nın gelecek seçimler için yüzde 50'yi yakalaması her geçen gün imkansıza evriliyor. Bir yanda ekonomik kriz, diğer yanda hayat pahalılığı ve AKP'nin kaymak tabakasının lüks ve şatafat düşkünlüğü her gün sosyal medyada gündem olmaya devam ediyor.
Özellikle 'Z Kuşağı' olarak anılan ve gelecek seçimlerde ilk kez sandık başına gidecek olan gençlerin genel tercihinin muhalefet partileri olması da Erdoğan için düşündürücü, çünkü bu sefer seçimlerin belirleyici odağı taşrada milliyetçilik yapan dayılar değil, kendi geleceğini düşünen, eğitimli ve dünyadaki yaşıtları gibi bir yaşam kalitesine sahip olmak isteyen gençler olacak.
Daha önce de yazmıştım ancak yinelemekte fayda var, Erdoğan bu şartlar altında erken seçime gitmez ancak bu seçimlerin zamanında yapılacağı anlamına da gelmez. Elindeki yasal şartlar, özellikle savaş gibi durumlarda seçimleri ileri bir tarihe ertelemesini mümkün kılıyor. Çünkü Anayasa'nın 78. maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi savaş gerekçesi ile seçimleri erteleyebilir, AKP-MHP ittifakı da mecliste gerekli çoğunluğa sahip, savaş ilanı içinse elinin altında her türlü manipülasyona açık Kuzey Suriye var.
Öte yandan geçtiğimiz Pazar günü Fransa'da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron, Le Pen'i Fransız Sol'un oyları ile geçmeyi başardı, hatta Macron Fransız Sol'una destekleri için de teşekkür etti. Bunun benzer bir durumu gelecek seçimlerde Türkiye'de de yaşanabilir. Yani son turda HDP seçmeni Erdoğan'ın karşısındaki en güçlü adaya yönelebilir.
Ancak HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan'ın Medyascope TV'ye yaptığı ve sandık ortaya konulduğu sürece Cumhur İttifakı'nın başarılı olma şansının olmadığını, ancak başta Millet İttifakı ve CHP'nin, HDP’nin desteğini de çantada keklik görmemesi gerektiğine dair sözlerini de dikkate almaya değer. Özellikle Bakırhan'ın Millet İttifakı'na yönelik; ''Bizi ciddiye almazlarsa çok büyük yanılırlar, kaybederler.'' cümlesi sonucun belirleyici etkeninin HDP olduğu gerçeğini tekrar hatırlatması açısından önemli.
Bir yanda milliyetçilik ve ümmetçilik karışımı despot Erdoğan yönetiminin devamı olasılığı, diğer yanda 20 yıllık vesayet rejimine son verilebilmesi için hata yapma lüksü olmayan Millet İttifakı ve HDP.
Elbet Erdoğan'ın karşısına çıkacak muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı da oy verme eğilimlerini olumlu yada olumsuz etkileyebilir ancak muhalefette de, iktidar cephesinde de tüm hesaplar Erdoğan-Kılıçdaroğlu eşleşmesi üzerinden yapılıyor.
Bu derenin altından daha çok sular akar, o yüzden çok büyük bir ihtimal dahilinde de olsa, Kılıçdaroğlu'nun resmi adaylığı açıklanmadan 'Muhalefete ne kazandırır, ne kaybettirir?' konusu üzerinden bir tartışma yapmak şimdilik henüz erken.