Bugünkü yazımda Almanya’daki polis teşkilatı içindeki milliyetçi ve ırkçı eylemler üzerine yazacağım.
Almanya’da polis teşkilatı, toplumun bir parçası olduğu için, kültürel fonemen olan ırkçılık ve milliyetçilik polis teşkilatı içinde de vardır. Bunun yok olduğunu hiç kimse inkâr edip ve aksini ispatlayamaz.
Polislerde toplumun bir aynası olduğu için, toplumda var olan her olgu polislerde de haliyle vardır. Almanya'da polis ve yargı arasındaki ilişki ve Alman polis gücünün nasıl reforme edilebileceği konusunda geçmişte de ve şimdi de tartışmalar vardır.
Polis teşkilatındaki ırkçı ve milliyetçi olayların son senelerde bir yükselme içinde olduğunu basından okuyabiliyoruz,
Polis memurları, NSU kurbanının Frankfurt’taki bir avukatına "NSU 2.0" imzalı çok sayıda tehdit mektupları gönderdiğini basında devamlı çıkmıştır. Mecklenburg'da, hazırlık grubu "Nordkreuz"dan bir polis memuru, politikacıların ve gazetecilerin adlarının yer aldığı listeler de dâhil olmak üzere cephane ve silahları istiflemiştir.
Aşırı sağcı ve ırkçı içeriğin yayıldığı polis memurları arasındaki sohbet grupları defalarca keşfedilirmiştir. Almanya'da milyonlarca polis memuru olduğu ve üniformalı dolaşabilen ve vatandaşların temel haklarına zaman zaman müdahale edebilen bir grubun üyeleridir. Polisler aynı resmi elbiseleri ve silahları ile toplumda asayiş koruyan insanlar olarak da biliniyor.
Ayrıca polis memurları, suçluların eylemlerini soruşturmalardan nasıl gizleyebileceklerini çok iyi biliyor. Bunlar, aşırılık yanlısı fikirleriniz varsa, o zaman fark edilmeyen şeyleri nasıl yapacağınızı da çok iyi bilirler. Polislik mesleği ırkçılığa ve sağcı tutumlara daha yatkındır. Polis, tıpkı ordu gibi, geleneksel olarak insanların şiddet eylemlerini meşru kılmak için üniformalara ya da silahlara sahip olan kişilerdir.
Almanya'da polis için oldukça çok mükemmel ve içerikli bir eğitimi verildiği de kesindir. Bununla birlikte, polis kursiyerlerinin eğitimlerini tamamladıktan sonra genellikle yüksek motivasyonla ve iyi niyetle karakola geldiklerini ve orada önce büyükleri tarafından yavaşlatıldıklarını söylemek gerekir. Alman polisini teşkilatı yıllardır kökleşmiş büyük bir mirasa sahip olan bir teşkilattır.
Diğer çok önemli nokta da; polisin elbette işi gereği daha çok toplumsal çatışmalarla uğraşması ve bunun sonucunda klişelerin kolayca ortaya çıkabilmesidir.
SPD Başkanı Saskia Christina Esken 2020 yazında Almanya'daki polisin "ırkçılıkla ilgili gizli bir sorunu" olduğunu söyledi ve açıklamasını geri çekene kadar bu nedenle büyük eleştiriler aldı. Neden bu kadar bariz bir şey alenen tartışılmasın? Polis teşkilatı içindeki bazı polislerin sağcı ırkçı ve milliyetçi tutumları neden açık olarak tartışılmasın ki?
Özellikle SPD Başkanı Saskia Christina Esken’e karşı çıkan polis lobicileri, yani her şeyden önce sendikacılar, ama aynı zamanda muhafazakârlar veya sağcı popülist politikacılar da her zaman çok ses çıkarttılar.
Polisler içindeki milliyetçi, ırkçı eğilimler ve bu gerçeğe tekabül etmeyen başka bir resim çizmeye başladılar. Sorunları açık tartışma kültürü geliştirerek sağlıklı bir tartışma sürdürülmediği sürece bazı sorunları çözemeyiz.
Elbette her üniformalı polise Milliyetçi ırkçı denilmeyeceği gibi var olanları da gizlemek çok yanlıştır.
Polis teşkilatı içinde hatalı tutumların olmayacağını hiç kimse iddia edemez.
Her teşkilat için yanlışlar ve çalıştığı yerde hatalar olur. Bir hata kültürünün iyi yönleri vardır: ondan ders almak, stratejiler geliştirmek. Aynı zamanda sağlıklı yöntem ve metotla hataları daha fazla ortaya çıkararak gerekir.
Berlin merkezli Taz gazetesinin verdiği habere göre; Polisin Hamburg da İran Kökenli Alman bir taxi şoförünü nedensiz sebepler ile elini kelepçeleyip taciz etmesi de bardağı taşıran son damla olmuştur. Bunun gibi çok sayıda örnekleri çoğaltabiliriz.
Polisin göçmen kökenlilere karşı tutumu, eğitim döneminde etraflıca anlatılmalıdır. Ayrı kültürel olguları olan göçmen azınlığa karşı nasıl hareket edeceği ve ırkçı milliyetçi eğilimlerden arınarak hareket etmeleri gerektiğine devamlı vurgu yapılmalıdır.