Bu yazımda Avrupa’daki ve genellikle de Almanya'da sığınmacılık konusunu okuyucuya anlatmaya çalışacağım.

Almanya ve Avrupa ülkeleri sığınmacılar konusunda yıllardır tartışmalarına rağmen hala bir çözüm yolu bulamamışlardır. Almanya Sığınmacılar ile ekonomideki vasıflı işçi açığını çözmeye çalışacağına inanıyordu. Böylece İstenilen vasıflı elamanın ülkeye gelmeyişi ile onların meslek eğitimi ülkeye daha pahalıya mal oldu ve uzun olduğu için meslek eğitimi içinde olanak sağlamadı.

Almanya Adalet Bakanı Marco Buschmann (FDP), sığınmacılara yapılan yardımı kesmek isteyerek  ülkedeki sorunu 'çözmeye' çalışıyor.

Sığınmacılar için yapılan sosyal yardım yerine ödemelerini kartla yaptırmak için yeni tedbir aldılar. Bu da yetmiyormuş gibi şimdi de AB ülkelerinden Almanya'ya giriş yapan sığınmacılara yönelik sosyal yardımların kesilmesini isteyerek sığınmacı sayısının azaltılacağına inanılıyor.

Almanya’nın sığınmacılar açısından diğer AB ülkelerine rağmen en cazip ülke olarak bilindiği için çok sayıda sığınmacı Almanya’yı tercih ediyor.

"Bu durum karşında Almanya bunun finansman olarak altından kalkamayacağından dolayı da sosyal yardımı sınırlayarak ülkeye gelecek olan iltica sayısını önlemeye çalışıyor.

Aslında Sığınmacıların Almanya’ya gelmeden ilk giriş yaptıkları ülkeden destek alma hakkına sahip olabiliyorlar.
Almanya ilticacıları ilk ülkeye giriş yaptığı hangi ülkeden gelmişse geldiği ülkeye geri gönderilmesi için teşvikte de bulunsa dahi bunda başarılı olamadığı için geri dönmek istemiyorsanız bu ülkedeki insanların dayanışmasıyla geçinmeyi bekleyemezsiniz deniliyor.

Bu kesinlikle sığınmacılar konusunda yanlış bir tedbir olmasına rağmen tartışmalı. Ancak şu anda çok fazla insanı düzensiz rotalardan Almanya'ya çeken bu çekici faktörler üzerinde daha içerikli tedbirler düşünülüyor.

Dublin prosedürüne göre Almanya, sığınmacıları ilk kabul eden ülkeye sınır dışı edebilme  hakkına sahiptir.

Ancak pratikte bu pek işe yaramadığı gibi bazı göç uzmanları yıllardır Dublin sisteminin başarısız olduğunu açıklıyorlar.

Böylece Yunanistan, kendi üzerinden Almanya’ya gelen sığınmacıları özellikle geri almayı reddediyor.
Akdeniz rotası hâlâ dünyanın en yoğun mülteci rotalarından biri olarak kabul ediliyor. 2023 yılında, çoğu (41.500'un üzerinde) deniz yoluyla olmak üzere Yunanistan'a yaklaşık 49.000  sığınmacının geldiği  kaydedilmiştir.

Aynı zamanda İtalya da benzer şekilde iş birliği yapmadığı gibi  geri gönderilen sığınmacı sayısı  ancak yüzde 6 civarındadır.

Sığınmacı sorununda uzmanlara göre göçmenlerin büyük bir kısmı İtalya ve Yunanistan üzerinden çok sayıda Almanya’ya gelmeyi tercih ediyorlar.

2022'de Almanya'da yaklaşık 69.000  sığınmacı gelirken sözde Dublin anlaşması olmasına rağmen bu sayının çok yüksek olduğu tartışılıyor.

Sol Parti'nin meclise verdiği soru önergesi üzerine geçen yılki talebine göre bunların yüzde 6 sinin geri gönderildiğini Adalet Bakanı Buschmann açıklamıştır.

Geçen yıl Almanya'ya 350.000'den fazla göçmen sığınma başvurusunda bulundu. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi'ne göre bu, 2022'ye kıyasla yüzde 51 civarında bir artış olduğuna vurgu yapılıyor.
Türkiye ile Avrupa birliğin genel olarak Almanya’nın sığınmacılar konusunda anlaşması olmasına rağmen, Türkiye üzerinden Suriyeli ve Afganistanlı sığınmacıların Almanya’ya giriş yaptığı söyleniyor.

Ayrıca göç uzmanları Avrupa’nın ve genellikle de Almanya’nın sığınmacı göçünü engellenebileceğine inanmaması konusunda bir hayalcilik olduğunu lansa ediyorlar
Göç uzmanlarının görüşüne göre, Avrupa ülkeleri ve genellikle de sığınmacılar için daha cazip ülke olan Almanya’nın göçün önüne geçemeyeceği ve sadece kontrol edilebileceğine inanıyorlar.

Bunun yalnızca göçü kontrol etme meselesi olabileceği gibi, Federal Meclis'in yakın zamanda kabul ettiği suçluların sınır dışı edilmesini kolaylaştıracak önlemlerin tamamen sembolik politikalar olduğuna inanılıyor.

Şu bir gerçek ki, suçluların çoğu Afganistan, Suriye, Irak ve Eritre gibi sınır dışı edilmenin mümkün olmadığı ülkelerden geldiğine vurgu yapılıyor.

Böylece bu insanları sınır dışı etmeden işledikleri suça göre Avrupa’da ve Almanya’da adaletli bir şekilde cezalandırılmalıdır.