Sevgili okuyucular,
Yoğurdu, ‘üfleyerek’ yemek! Ülkemizde siyasal arenada , ‘baş döndürücü’ gelişmeler yaşanmaktadır. Yeni yıl toplumda olduğu kadar, siyasal arenada’da hareketlenmeyi beraberinde getirmiştir.
Kürt sorunu, Kürtlerin demokratik haklarının verilmesi ve Kürt coğrafyasında ki, kirli savaçın son bulması ‘girişimleri’ toplumun tüm kesimlerini hareketlendirdi.
Hükümet kanadından arka arkaya açıklamalar gelmeye başladı. Bu açıklamalarıı yaparken, kendilerini topluma ve Kürtlere bir lütuf yapıyorlarmış gibi sunmaları işin cabasıdır.
Kürt sorununun çözülmesi ve hala sürmekte olan kirli savaşın son bulması çabaları tabi ki, sevindiricidir. Kürt sorunun”da bir çözüm, ülkede demokratikleşme, toplumda barış ve güven duygusunun yoğunlaşmasını beraberinde getirecektir. Bu nedenle çözüm ve barış çabaları desteklenmeye muktedir bir çabadır.
Bu çabaların, ‘sabote’ edileceği beyanatları sıklıkla AKP kurmayları tarafından dile getirilmektedir. Bir taraftan kirli savaşın son, ‘bulmasından’ medet uman AKP, bir taraftan’da kendi kurmaylarının açıklamalarıyla samimiyetten uzak oladuklarını gözlemlemekteyiz.
AKP’nin hesapları arasında, savaş ortamında, silahların gölgesinde yapılabilecek bir seçim sonuçları, kendilerini zora, sokabilir. Önümüzde’ki dönemde Türkiye iki seçimle karşı karşıyadır. Cuhurbaşkanlığı ve mahalli seçimler. Ülkedeki huzursuzluklar, Başbakan R.T. Erdoğanın Cumhurbaşkanı seçilmesini sıkıntıya sokabilir.
AKP kurmaylarının açıklamalarının samimiyetten uzak, sadece pragmatik bir zihniyetle yapıldığını görmek için kahin olmaya gerek yok. AKP kurmayları sürekli olarak, ‘iyi polis’ ‘kötü polis’ rolü oynamayı alışkanlık edinmişlerdir.
Bir taraftan, taraflar görüşmek için masaya oturduklarını açıklarken. Bir yandan’da, İçişleri bakanı İdris Naim Şahin tarafından yapıılan açıklamalarda, ‘‘teröristlerle sonuna kadar, tümünü ortadan kaldırana kadar operasyonlarının devam edeceğini’’ açıklamaktadır. Bu açıklama, net bir şekilde savaşın devam edeceği açıklamasıdır.
Silahların susmasından, ‘dem’ vurmanın anlamı nedir. Kürt gerillaların silahlarından arındırılması talebi, sık sık dile getirilecek, ama operasyonlarla yeni yeni katliamlara imza atacaksınız.
Kürt sorunun çözümü, barış, silahların susması, toplumda karşılıklı güven ortamı ve inandırılıcılığının oluşması sabote edilebilir. İdris Naim Şahin ve AKP kurmaylarının bu ve benzeri açıklamaları, sabote etmeye hizmet etmektedir.
Bundan öncede, 12 Eylül 2010 referandum öncesi, Kürt sorunun çözümüne yönelik çabalar, yine dönemim AKP hükümeti tarafından geri adım atılarak sabote edilmiştir.
Demokrasi güçleri, Kürt demokratik hareketi uyanık olmalıdırlar. Devletin, AKP hükümetinin toplumda oluşan ve demokratik kamuoyunun baskıları karşısında çözüm arayışlarına girmeleri önemlidir. Karanlık güçlerin sabote etmelerine izin verilmemelidir.
Başbakan R.T. Erdoğan açıklamalarında, ‘’bir genel af veya Öcalan’a ev hapsi gündemde değil’’ diyebilmektedir. Bu açıklamalar gerçeklerden kaçınmak, Türkiye realitesini anlamamaktır. Hem sorunların çözülmesinden , ‘dem’ vuracaksın,hem barıştan ve toplumsal mutabakatın oluşmasından, ‘dem’ vuracaksın, diğer taraftan gereksiz açıklamalarda bulunucaksınız.
Binlerce insanı düşüncelerinden dolayı, zindanlarda tutmak, toplumsal mutabakatı, beklentileri yok saymak, barış dilini kullanmayla bağdaşmaz.
Kürtlere, ‘siz iyi insanlarınız’ ‘uslu insanlarsınız’ ‘dini bütün insanlarsınız’ telkininde bulunarak sorun çözülmez.
Tekçi zihniyetin devamlılığını, ‘tek millet’ ‘tek dil’ ‘tek din’ söylemleri toplumdaki mutabakatı ortadan kaldıran bir söylemdir. Bu söylem Kürtlere, ‘siz bugüne kadar savaştınız ama boş yere savaştınız’ demek anlamına gelmektedir. Sorunları çözmekten çok, karmaşık duruma gelmesini sağlamaktır.
Toplumu, ‘türk islam sentezi’ girdabından kurtarmak gerekmektedir. Son 100 yıllık bir süreçte, topluma manipüle edilmek istenen, ‘türk islam sentezi’ pratikte faşizm olarak yaşanmaktadır. Türkiye toplumunun faşizme değil, demokrasiye ihtiyacı vardır. Cumhuriyet tarihinin tüm kötülükleri, ‘türk islam sentezi’ ideolojik yapılanmasından kaynaklanmaktadır.
Kürtler, demokrasi güçleri, devletin ve AKP hükümetinin, ayak oyunlarına, iki yüzlü davranışlarına dikkat etmelidirler.
Başlatılan ve toplumda da genel kabul gören barış girişimleri dikkatle izlenmeli ve gerekli destek sağlanmalıdır.
Kısacası, yoğurdu ‘üfleyerek’ yemek gerekmektedir!
08.01.13