Memleketin mahkemelerinde yine cezalar yağdırıldı.
Yumruklar havaya kalktı! Eğilmedi onurlu başlar!
Bu anlar bize eğilmeyen nice başı hatırlattı.
Gezi’nin katledilen gülen yüzlü çocuklarının acısı bir kez daha yüreğimizde kanadı.
***
Memleketin mahkemelerinde yine cezalar yağdırıldı.
Yumruklar havaya kalktı! Eğilmedi onurlu başlar!
Doktorlar “Bataklığı kurutmadan olmaz!” kampanyası başlattı.
EnerjiSa işçileri, İstanbul yollarında.
Kadınlar sokaklarda, isyanda.
Tomlumun her kesimi, farklı ancak ortak yola çıkan taleplerle her gün sokaklarda.
***
Memleketin mahkemelerinde yine cezalar yağdırıldı.
Yumruklar havaya kalktı! Eğilmedi onurlu başlar!
Tüm dünya, daha hâlâ “Hangisi iyiydi, kim kazandı?” sorularıyla döndürülmeye çalışılırken, bir ülke paramparça edilmekteydi.
Ortadoğu yeniden pervasızca kana bulanmaktaydı.
Ukraynalılar ve Kürtler... şimdi nasıl da farklı farklı, bambaşka dillerle anlatılmaya başlanıldı.
Ve yaşadığımız ülkelerdeki hak gaspları, inceden inceden iliklerimize dek ulaştı.
İnceden inceden, hissettirmeden.
Bu hissettirmemeye karşı, onlarca organizasyon binlerce insan daha yoğun, harıl harıl çalışmaya başladı.
Yaşadığımız ülkelerde de her gün eylem, her gün protesto, her gün işgal.
***
Memleketin mahkemelerinde yine cezalar yağdırıldı.
Yumruklar havaya kalktı! Eğilmedi onurlu başlar!
Adını bildiğimiz bilmediğimiz nice sıkılı yumruk ve onurlu baş gelip geçti bu yeryüzünden.
Ve hepsi bize şu yolu işaret etti: Sel gider, kum kalır!
Gerçekliği paramparça edilmiş bu dünya gerçekliğinde, bambaşka bir 1 Mayıs bekliyor bizi. Bu açık.
Bu 1 Mayıs’ın döngüsü, böylesi bir tarihsel dönemeçte, aslında-esasta önümüzdeki 1 Mayıslar’ın da gümbürtüsü!