Sebepsiz zenginleşme veya haksız zenginleşme, bir kimsenin mal varlığında haklı bir nedene dayanmaksızın, başkasının zararına meydana gelen zenginleşmedir.
Geçerli bir hukuksal neden bulunmadan, hukuksal bir neden gerçekleşmeden ya da hukuksal neden sona erdikten sonra bir işlem yapılması veya borç olmayan bir edimin ödenmesi gibi durumlarda ortaya çıkar.
Bir kişinin sebepsiz zenginleşme durumunda olduğunu şuradan anlayabiliriz:
- Borçlunun malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmiş olmalıdır. Malvarlığında meydana gelen çoğalmaya zenginleşme adı verilir.
- Bu zenginleşme başka bir şahıs zararına meydana gelmiş olmalıdır.
Zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı olmalıdır.
- Zenginleşme haklı bir nedene dayanmamalıdır.
Borçlar Kanunu'nun 77. maddesine göre; haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına zenginleşen kimse, bu zenginleşmeyi iade etmek zorundadır.
Değişik bir anlatımla, haksız zenginleşen kötü niyetli ise elden çıkardığı zenginleşmeyi de elde kalan zenginleşme ile birlikte iadeye mecbur tutulmuştur.
Her borç ilişkisinde olduğu gibi sebepsiz zenginleşmede de bir borçlu ve bir alacaklı vardır.
İşbu borç ilişkisinde malvarlığı kendisi aleyhine artmış olan kişi de alacaklı, dava açması durumunda davacıdır.
Buna karşılık zenginleşen sonradan kötü niyetli olmuş ise, zenginleşmenin meydana geldiği anla kötü niyetli olduğu an arasındaki zamanda iyi niyetli zilyedin iade borcu; daha sonra ise kötü niyetli zilyedi iade borcu söz konusu olur.
İade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren iki yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on yıl sonra nedensiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına uğrar. İki yıllık süre, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar.