AKP devleti, kurmayları, Saray'ın kapı kulları korku, panik içinde, 'itiraflarıyla' gündemi belirlemeye devam etmektedirler. Başbakan yardımcısı, Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş un, açıklamaları bunun aleni ilanıdır dersek, yerindedir. N. Kurtulmuş; "Bu yeni bir süreç. Türkiye 2015'in temmuz ayından bu yana artarak bir terör saldırısıyla karşı karşıya. Terör saldırıları DEAŞ, FETÖ ve PKK'dan geliyor. Türkiye ağır bir terör tehdidiyle boğuşuyor. Çok başarılı bir terörle mücadele ortaya konuluyor. Bu örgütlerin hepsi işbirliği yaparak, Türkiye'yi her türlü terör saldırısıyla karşı karşıya bırakabilirler. Suikastlar, canlı bombalar devam edebilir''
Vahim, skandal ve çirkin bir açıklama. Aynı zamanda bir, 'itiraftır.' Son günlerde ülkemizde yaşayan insanların hayatını çekilmez, korku ve vahşet ortamı yaşatanlar, birçok insanımızın hayatına mal olan, canlı bomba, arabalı bomba vb. yöntemlerle kaybedilen canlarımızın katilleri veya sorumluları bu açıklamayla kimlerden oluştuğu ve nasıl oluştuğuna ilişkin bir ipucu vermektedir.
N. Kurtulmuş un, açıklamalarından, 'itirafından' anlaşılacağı gibi, yaşanılan tüm terör olaylarından, 'haberdarlar' ve 'kontrollü' olarak ülkemiz insanlarına yaşatılmaktadır. Bu vb. açıklamalar, 'itiraflar' ilk değildir. Türkiye Cumhuriyeti devleti toplumu raptı-zapt altına almak için, dönem-dönem başvurduğu bir taktiktir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, toplumda, ekonomide, ülke genelinde yaşamın her alanında önce kaos ortamının yaratılarak, toplumda korku ve panik ortamının oluşmasına, sonra sermaye çevreleri ve hakim güçlerin iktidarını güvene almayı yeğlemektedirler. Örneğin, 12 Eylül Askeri faşist darbesi böyle bir sürecin devamlılığı olarak yapılmıştır. Bu gerçekliği biz zati, 12 Eylül askeri darbede rol alan, faşist generaller çetesinin açıklamalarından daha sonraları öğrenebilmekteyiz.
Yine, AKP devleti Başbakan düzeyinde açıklamalarıyla bu yönteme başvurdukları bilinmektedir. 1 Kasım seçimleri öncesi Başbakan A. Davutoğlu'nun seçim mitinglerinde seçmenleri, 'tehdit' ederek, ''eğer 1 Kasım seçimlerinde AKP e, oylarınızı vermezseniz, beyaz Toroslar yeniden gelir'' diyerek, panik ve korku salmayı denemiştir. Nedir peki, 'beyaz Toroslar' 1990 yıllar da, Renault beyaz Toros binek otomobilleriyle kaçırılarak katledip sokak ortasına, tarlalara, yabana atılan insan cesetleri, yani kısaca açıklamak gerekirse, 'faili meçhul' cinayetler olarak hayatımıza giren katliam ve cinayetlerdir.
Yine dönemim Başbakanı A. Davutoğlu, 10 Ekim Ankara katliamı için, ''Ankara da canlı bomba saldırısından sonra oylarımızın yükseldiği gözlenmiştir''diyebilmektedir. Bu açıklamadan anlaşılan, terör ve bombalı saldırılar AKP'nin oylarının, 'belirgin olarak artmasını' sağlamaktadır. Buradan yola çıkan, AKP ve Saray açıklamalarını tehdit, sindirme kaos ortamının yaratılması için, terör ve bombalı, 'eylemlerin' yaygınlaşmasına göz yumulmuştur.
Gelelim bugüne, AKP, Saray, MHP ortaklığında çeşitli manipülasyonlarla TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisin den, 'ana'yasa değişikliğine ilişkin referanduma giden yol açılmış oldu. Büyük bir ihtimalle önümüzdeki Nisan ay'ı, içinde, 'ana'yasa değişikliği, referanduma, halkoyuna sunulacak.
N. Kurtulmuş tamda bu nokta da bir açıklama yaparak gündemi belirleyecek, 'itiraf da' bulunmaktadır. Bu açıklama, 'itiraf' AKP devleti ve Sarayın panik içinde korkularını ifade etmektedir. Referandumdan muhtemelen, HAYIR çıkacağı korkusu yaşamaktadırlar. Bu nedenle Türkiye toplumsal güçlerini, 'tehdit' etmeye yeltenmektedirler. N. Kurtulmuş'un açıklamaları, 'itirafı' bu gerçekliği ifade eden, canlı bomba, kaos ve panik ten, medet uman bir anlayışın yansımasıdır.
N. Kurtulmuş açıklamasının devamın da; ''Her türlü tedbirlerimizi alıyoruz, referandumda evet oyundan sonra bu terör örgütlerinin hiçbir sesi çıkmayacak hale gelirler. Çok titiz çalışmalar yürütülüyor. Bu terör örgütlerinin referandumdan sonra sesleri solukları iyice kısılacaktır.'' Açıklamalardan görüleceği gibi, 'evet' çıkmaması durumunda, 'terör ve canlı bomba'' 'eylemlerinin' devam edeceği anlamı çıkmaktadır. Eğer terör ve canlı bomba, 'eylemlerinin' son bulması isteniyorsa, referandumda, 'evet' çıkmalıymış.
Peki, 'evet' çıkmazsa, HAYIR oyu fazla çıkarsa ne olacak? N. Kurtulmuş konuşmasının bir bölümünde; ''Bu örgütlerin hepsi işbirliği yaparak, Türkiye'yi her türlü terör saldırısıyla karşı karşıya bırakabilirler. Suikastlar, canlı bombalar devam edebilir. Arkasındaki güçlerle Türkiye'nin güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini engellemek istiyorlar.''
İnsan bazen sorması gerekiyor. Bugün ülkeyi kimler yönetiyor? N. Kurtulmuş un, görevi nedir? Yaşanılan canlı bombalı suikastlar uzayın bir başka alanında mı yaşanıyor? Referandumdan sonra, neden ve nasıl terör ve canlı bombalı saldırılar olacaktır?
Peki, neden terör ve canlı bombalı saldırılar 'evet' çıkarsa duracakta, HAYIR çıkınca, 'devam' etmesi muhtemeldir? Sormazlar mı? Canlı bombalı, arabalı, terör olayları kontrollü müdür?
25 Ocak 2017