Mesleğe ilk adım attığım şehirdir bugünlerde Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası ile anılan Sakarya.

Anamın düğünlerde kamera çeksin, harçlığını çıkarsın diye aldığı Panasonic M-3000 kamera ile mahalle abimiz, gazeteci Hüseyin Cumalı'nın yanında zaman geçirmeye başladım.

Düğün müğün de neymiş, bir kere gitmişliğim yok.

Gel zaman git zaman yerel SRT, ulusal NTV derken zaten hergün mürekkep kokusunu koklaya koklaya eve alıp, halının üzerine sererek uzun- uzun okuduğum dönemin Sabah, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinden çok şey öğrenmişim.

Bilmeden, farketmeden.

Sonra ne olduğumu bilemediğim genç yaşlarda gazetecilik yaparken buldum kendimi.

Gece sabaha kadar polis telsizi dinler, sıcak haber peşinde koşardım.

Günlerden birinde yine Coşkunlar Havai Fişek Fabrikasının o zamanlar Adapazarı Dörtyol'daki  fabrikasından (Fabrika dışından) görüntü alırken, düz demir kapılı kapıdaki güvenlik görevlisi tarafından silahla tehdit edilmiş, sonra bana doğru sıkılan mermilerle gazeteci - ölüm döngüsünü henüz çok genç yaşlarda tatmıştım.

Gerçi ilk şoku atlattıktan sonra meslek uğruna çözüm bulmak ve karşı çaprazdaki benzin istasyonunun üzerinden görüntü almak pek de zor olmamıştı.

Neyse, o günlerden tanırım bu Coşkunları.

Coşkunlar ismi ölümle ve her birkaç yılda yasanan facialarla anılmasına rağmen arkaları öyle güçlü ki, hiçbir zaman kapatılamadı.

İnsanlar öyle bir çaresizlik içindeydi ki; Coşkunlar işçileri her sabah eşinden, annesinden, babasından helallik isteyerek, son kez olsun evlatlarını öperek fabrikaya giderlerdi.

Silahsız savaşa gidercesine...

Ama bugün de değişen birşey yok.

Hendek'teki havai fişek fabrikası patlaması sonrası ilkokul mezunu sorumlu müdür ve 2 ustabaşının gözaltına alınması.

2-3 yılda bir aynı fabrikada yaşanan patlamalar ve ölümler.

İnsanlar acıyla kıvranırken kıçımın İslamcı sendikası MÜSİAD'dan fabrika sahibine Hendek Bayraktepe'de moral yemeği verilmesi.

Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 'Dünya s..kime, minare g..tüme sorumsuzluğu.

Ceset parçalarının ormanlardan toplanması.

DNA testine gerek duyacak kadar ölenlerin tanınamaması.

Hendek Muhtarlar Derneğinin kayıplar listesi.

2 bin 324 TL ve 70 Kuruş için ölmek.

İnsanlar feryat figan yakınlarını ararken Erdoğan'ın Levent Cami temel atma neşesi.

Bölgeye giden bakanların ambulans ve yangın söndürme araçlarını bile marifet gibi anlatması.

Ve vatandaşın kendi oylarıyla seçtiklerinin, kendi yakınlarının ölmesindeki baş sorumluların elini eteğini öpmeye devam etmesi.

Biliyor musunuz, hiç şaşırmıyorum artık hem de hiç.

Ne halkına, ne yaşananlara.

Birdahaki patlamada ve ölümlerde görüşmek üzere.

Kahrolsun bağzı şeyler.