Sevgili okuyucular,
Türkiye cumhuriyeti devleti Milli Eğitim Bakanlığı MEB, orta eğitim kurumlarında, ‘başları açık eğitim’ yapılır ifadesini, yasal olarak kaldırıp, türban, ‘başörtüsü’ serbestisi tanıyan, kararnameyi yayınladı. Amaç, MEB Nabi Avcı’ya göre, ‘özgürlüklerin önü’ açılıyormuş.
Pes doğrusu, küçüçük çocukların başlarını kapatarak, ne zamandan beri ‘özgürlüklerin önü’ açılırmış? Aslında amaçlanan, çocukların başlarını bağlamasını sağlamak değil, beyinlerini karartmak, özgürce düşünmelerini, kendi kararları doğrultusunda hareket etmelerini engellemek istenmektedir.
Dönemim başbakanı, R.T. Erdoğan sık-sık vurgulardı. AKP iktidarının hedeflerinin, ‘’dindar nesil, dindar gençlik yetiştirmek’’ siz ‘kindar nesil’ anlayın, istediklerini vurgulardı. Yetiştirilmek istenilen, ‘kindar nesil’ olduğu yaşanılan süreç içerisinde kamuoyunun dikkatinden kaçmamıştır.
AKP iktidarının daha önce, eğitim sistemine müdahale ederken, 4+4+4 uygulamaları başlarken amaçlananın, AKP’nin arka bahçesi olacak, ‘dindar nesil’ siz kindar nesil anlayın yetiştirmek olduğu net bir şekilde gözlemlenebilmekteydi.
4+4+4 anti demokratik, AKP faşizminin hedeflerine uygun olarak
Artık, ‘ileri demokrasi’ adına, AKP faşizminin yaşam alanlarımızın, giderek daraltıldığı ve çekilmez bir hal alacağı, her gün biraz daha netleşmektedir.
Daha dün, orta eğitim kurumlarında, mescit açılmasını öngören anlayış, yabana atılmamalıdır. Bugün, çocukların başlarına, türban geçirilmesinin önünün açılması, bir önceki günün, mescit açılmasının devamıdır. Önümüzdeki günlerde, eğitim sisteminde yeni-yeni saldırıların gündeme gelmemesine şaşırmayalım.
Önümüzdeki günlerde, oluşturulacak baskı yöntemleri ile ki, buna mahalle baskısı da, dâhil olmak üzere, çocuklarımız, aileleri kabul etmeseler de, zoraki başlarını kapatılacağı bir sürece doğru sürüklenmektedir.
Bakarsınız yarın, okullarda kara çarşaflı çocukları görürsek, hiç şaşırmamak gerek. Orta eğitim kurumlarında başörtüsü serbesti si, ilerde, ilkokul ve anaokullarına kadar inerse, yine şaşırmayın.
İşte size, ‘laik’ Türkiye modeli. İşte size, ‘ileri demokrasinin’ geldiği nokta. İşte size, çağdaşlaşma, çağdaş eğitim. İşte size, batının modernleşmesine yönelme.
Bazen insan sormak durumunda kalıyor. Türkiye den, IŞİD çetelerine katılan, canilerinin eğitim gördükleri kurumlar hangileridir? Önemli bir kesiminin, İmam hatipli oldukları tesadüf mü? Çeteler için de yer alan kadın militanların, çocuk yaşta başlarının bağlandığı, kara çarşafa büründükleri, tesadüf mü?
Yoksa AKP iktidarının, ‘dindar nesil’ ‘dindar gençlik’ yetiştirmek isterken, amaçlanan IŞİD vb. gibi çete örgütlenmelere, ön ayak olmasın?
Türkiye demokrasi güçleri, AKP iktidarının, 4+4+4 olarak başlayan, bugünde küçücük çocukların başlarını kapatarak, aslında çocuklarımızın beyinlerine, düşüncelerine kara bir örtü örterek, önlerini görmesini engellemek arzusundadır.
AKP iktidarının bu anlayışına karşı, kararlılıkla dik duruş sergilemelidir. AKP’nin kara propagandası karşısında, aydınlanmayı amaçlayan eğitim sistemi açıklıkla topluma anlatılmalıdır.
Baş örtüsü bahane edilerek, çocuklarımızın geleceğinin karatılmasına gereken tepkiyi göstermeliyiz.
AKP’nin arzuladığı gibi, ‘dindar değil’ kindar değil, bilimi, teknolojiyi, fen’i, edebiyatı, ana dilde eğitimi, insanı esas alan, gerçekten laik bir eğitim sistemi sağlıklı nesil yetiştirebilir.
Türkiye gençliği ancak, küresel ölçekte akranları ile çağdaş eğitim sistemi ile rekabet edebilir.
Öyleyse, ortaçağ döneminden kalma, siyasal İslam’ın arka bahçesini yaratma amaçlı bir eğitim sistemi, toplumsal gelişmenin de, önünde engel teşkil edebilir.
Bu nedenle, demokratik, laik, çağdaş, bilimi esas alan eğitim sistemini savunmak ve korumak için, üzerimize düşen görevleri yapmakla yüküm olduğumuzu unutmayalım!
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere
20 Eylül 2014
Face:aliekber.pektas
Twitter: @AliekberP,