Yaşanan kanlı süreç, kaybolan yaşamlar, Akdeniz'in, Ege'nin karanlık ve soğuk sularında kaybolan çocuk cesetleri, milyonlarca insanın yaşam alanlarını terk ederek, ‘mülteci durumuna düşürülmesi vs. vs. Gelinen aşmada, emperyalist sermaye çevreleri ve Türkiye, iktidarı 15 yıla yakın zamandır gasp eden AKP iktidarı ve Saray'ın, ‘Suriye politikasında’ iflasın gerçekliği.
Suriye’nin, emperyalist çevrelerce ve buna suç ortaklığı yapan AKP devleti ve Saray'ın bütün, ‘çabaları’ boşa çıktı, yeniden başa dönüldü.
Emperyalist sermaye çevrelerinin güdümünde, BOP Büyük Ortadoğu Projesi girişimini yerine getirmek ve hatta ‘eş başkanı’ olmakla, ‘övünen’ dönemin AKP genel başkanı, başbakan R.T. Erdoğan, Suriye’nin başkenti Şam’da, ‘emevi camiinde namaz kılmak’ gibi, vb. hamaset gösterilerine girişmekten kendini alamamıştı.
Amacına ulaşmak için bütün bir bölgenin kan gölüne çevrilmesinde önemli roller, ‘üstlenen’ R.T. Erdoğan ve AKP devleti, Suriye de yaşanan katliamlardan önemli derecede sorumludur. Bu nedenle, Suriye ve bölge halklarının elleri, AKP devleti ve Saray yetkililerinin yakasındadır.
22. Kasım da, Rusya Federasyonu'na bağlı Soçi kentinde yapılan Üçlü Zirve'de, -bu zirve emperyalist sermaye çevrelerinin ve onlara uşaklıkta yarışan, ‘efendilerinin’ yaptıkları zirvedir. - Bu Zirve'de elde edilen sonuç, Suriye ve bölge halklarına refah ve bölgeye barış getirmeyecektir. Sadece sahada elde edemediklerin, masa başında elde etmek için didişmektedirler. Ama bütün bunlara rağmen, Türkiye, AKP ve Saray'ın talancı politikasının iflasının ilanıdır.
Bu Zirve'den çıkan sonuca göre; “Devlet başkanları, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini teyit etmiş, bahsi geçen gerginliği azaltma, bölgelerin tesis edilmesi ve Suriye ihtilafının çözümüne yönelik hiçbir siyasi girişimin Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne hiçbir suretle halel getiremeyeceğini vurgulamışlardır.”
‘’Devlet başkanları, Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti temsilcilerini ve Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne ve parçalanamaz karakterine bağlı olan muhalefeti, yakın gelecekte Soçi’de düzenlenecek Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne yapıcı şekilde katılım sağlamaya çağırmışlardır.’’
‘’Devlet başkanları, Suriyelilere, ülkelerinin birliğini yeniden tesis etmelerinde Suriye halkının desteğini alacak bir anayasayla sonuçlanmak üzere Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde yürütülecek kapsayıcı, özgür, adil ve şeffaf bir süreç ve katılmaya ehil tüm Suriyelilerin BM’nin uygun şekilde gözetimi altında oy kullanacağı serbest ve adil seçimler vasıtasıyla ihtilafa siyasi çözüm bulmalarında yardımcı olmak hususunda mutabık kalmışlardır’’
Bu emperyalist haydutlara ve uşaklarına sormak gerekir. Madem Suriye’nin, ‘Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti temsilcilerini ve Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne’ saygılı davranılacak ve bağlı kalınacaktı, neden yüz binlerce insanın katliamına sebep oldunuz? Aylan bebeklerin, masum insanların, Akdeniz’in ve Ege denizinin karanlık sularında katliamına sebep oldunuz?
Neden, IŞİD, El Nusra gibi katiller çetesini besleyerek, bölge coğrafyasında, Avrupa’nın değişik kentlerinde katliamlara, vahşiliklere, Suruç’ta, Ankara’da, onlarca barışsever, demokrasi mücadelesinde görev üstlenen insanların katliamına sebep oldunuz?
Emperyalist haydutların, sermaye çevrelerinin ve ülkemiz Türkiye de, bu haydutlara uşaklıkta kusur etmeyen, AKP devleti ve Saray'ın Suriye ve bölge politikası iflas etmiştir.
Soçi’deki antlaşmalar, yayınlanan ortak bildiriler bir gerçeği ortaya çıkarmıştır. Emperyalist haydutlar Suriye halklarının olduğu kadar, bölge halklarının da, katilidirler. Katliamlarıyla yüz binlerce insanın kanına girenler, Soçi’deki antlaşmalarından sonra da, yeni katliamlara imza atabilirler. Bu katliamcı katillerin yeni girişimlerine, Türkiye, Suriye ve bölge halkları, uluslararası kamuoyu asla müsaade etmemelidir.
Başta ABD emperyalist sermaye çevreleri olmak üzere, Putin önderliğindeki yeni Çar’lar, İran da, halklara kan kusturan, Pers milliyetçisi katiller, ülkemizde İslami faşist rejim kurma hayalleri peşinde koşan, katiller çetesine asla geçit verilmemelidir. Bunların halklarımızı, manipülasyonlarıyla aldatarak, yeni maceralar peşinde koşmalarına asla müsaade edilmemelidir.
AKP devlet ve Sarayın ikiyüzlü İslami faşist politikalarına geçit verilmemelidir.
Siyasal İslamcıların, Suriye politikaları iflas etmiştir. Bölge halklarının, ‘fendi’ siyasal İslamcıları yenmiştir.
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,
23.Kasım 2017