Şam ile masaya oturmak varken, Suriye'nin kuzeyinde yeniden çıkacak bir Türk-Kürt savaşı, durumu çok daha fazla içinden çıkılmaz bir hale getirecektir.
Erdoğan'ın ütopik planı Türkiye'deki 2 milyon Suriye'li sınır hattında oluşturulacak güvenli bölgeye taşımak ancak hesaba katılması gereken yeni bir savaş durumu, yeni mülteci akınlarına yol açabilir.
Türkiye'deki mültecilerin ne kadarının Suriye'nin kuzeyini güvenli bulup döneceği de belirsiz, zira zaten savaşlarla yok olmuş kentler ve altyapıları yeniden ayağa kaldırmak Türkiye'nin boyunu aşar.
Öte yandan yeni bir Türk-Kürt savaşı Türkiye'deki Kürtlerin duyguları ile oynar ve daha fazla yalnızlaştırır.
Erdoğan'ın terörle mücadele argümanı ise saçma, bugüne kadar Türkiye'ye yönelik Suriye'nin kuzeyinden hiçbir saldırı gerçekleştirilmemişken, aksine ABD'nin IŞID ile mücadeledeki en güvenilir ortağı olmuşken bu argümanı aklı başında hiçbir ülke desteklemez.
Bir diğer sorun olası bir savaşın ardından Suriye'nin kuzeyindeki boşluktan yararlanan IŞID'in yeniden harekete geçme olasılığı. Bu durumda sorumluluğu alması gereken Erdoğan'ın bu sorunu ciddiye alacağı ise şüpheli.
Her ne kadar istemeyerek gibi görünse de Trump'ın Amerikasının Kürtleri yüzüstü bıraktığı bir gerçek, böylesine bir ortamda bölgede yeniden kan ve gözyaşının yaşanmaması için Avrupa Birliği'nin çok daha ciddi bir şekilde Erdoğan'ı çıktığı yanlış yoldan döndürmesi gerekli.
Batıdan Şam ile diyalog sesleri giderek daha fazla yükselirken Erdoğan bölgenin resmi muhattapları ile masaya oturmaktan kaçınıyor.
Bunun bir nedeni de elbette kaybettiği oyları yeni bir Suriye işgali ile milliyetçi oylarla takviye etmek.
Erdoğan'ın hangi saçma sebebi olursa olsun, bu Suriye'nin kuzeyinin Türkiye tarafından işgali gerçeğini değiştirmez.
Erdoğan ateşle oynuyor.