Sevgili okuyucular,

Bir Başbakan düşününki, her ağzını açtığında, 'emir verdiğini' ifade eder. Bir Başbakan düşününki, her ağzını açtığında, ülkesinde yaşayan toplumla zıtlaşsın. Bir Başbakan düşününki, her ağzını açtığında, ülkesindeki toplumsal güçler arasında gerilim yaratsın. Bir Başbakan düşününki, ülkede yaşayan tüm herkesin başbakanı gibi değil, oy aldığı kesimlerin Başbakanı gibi davransın.


Türkiye Başbakanı, AKP genel başkanı R.T. Erdoğan her ağzını açtığında yukarda kısaca betimlemeye çalıştığımız, bir Başbakana yakışmayan konuşmalara şahit olmaktayız.
Ankara Kızılcıhamam'da düzenlenen AKP istişare toplantısında, öğrenci yurtlarında, 'ahlaki' olmayan davranışlar olduğunu ifade eden bir konuşma yapmıştır.


Başbakan R.T. Erdoğan konuşmasında, “Denizli’de şahit olduk, yurtların yetersizliği beraberinde çeşitli sıkıntılar doğuruyor. Kız-erkek öğrenciler aynı evde kalıyor, bu yapımıza ters. Vali Beye bunun talimatını verdik, bir şekilde denetimi yapılacak” 
Başbakan R.T. Erdoğan, galiba nasıl bir ülkeyi, 'demokrasiden' dem vurulan bir ülkeyi yönettiğini bilmekten yoksun.


Söz konusu olan, Üniversite gençliği olduğunu, geleceğin aydınlık yüzü olduğunun farkında olamayan bir Başbakanla karşı, karşıyayız anlaşılan. 
Başbakan R.T. Erdoğan, Valilere, 'talimat verdim' diyor. Peki neyin talimatını vermiştir. Valiler artık öğrenci yurtlarını tek.tek gezerek, 'ahlak zabıtalığımı' yapacaklardır. Yoksa İran'da olduğu gibi ahlak zabıtaları kurup, evleri mi deneteleyeceksiniz?


Başbakan, 'kız ve erkek öğrenciler aynı evde kalıyor, bu yapımza ters olan nedir. Belki Başbakanın, aile yapısıa ters olabilir. 
Başbakanın aile yapılanması, ortaçağa uygun düşebilir. Bunu Türkiye toplumu normal ve saygı ile karşılayabilir. Ama Başbakan kendi aile yapılanmasını Türkiye toplumuna dayatma keyfiyetine sahip değildir.


AKP kurmayları, Başbakan R.T. Erdoğan, Avrupa ülkelerine gittiğinde, konuşmalarında, AKP iktidarınınTürkiye'de, 'hiç kimsenin hayat tarzına karışmadığını' ifade etmektedir. 
Öğrencilerin yurtlarda nasıl barınacaklarına karışmak, bu konuda 'ahlak zabıtalığına' soyunmak, insanların hayat tarzına karışmak değil midir?


Başbakan R. T. Erdoğan'ın iddia ettiği gibi, 'valilere talimat' vererek, öğrenci yurtlarını denetlemek ve onları huzursuz etmek ne anlama gelir? 
Demokratik ülkelerde, Başbakan, Eğitim Bakanı ve mülkü idareden sorumlu Valilerin görevleri, yerleşkelerdeki öğrencilerin barınma ve yurt sorunlarını çözmektir. Aksi durum, demokrasiden uzak faşist ülkelerde olduğu gibi, 'ahlak zabıtalığı' yapmak ve yaşam tarzına müdahale olur.


Üniversite öğrencilerine yönelik, 'ahlak zabıtalığı' yapmak, Üniversiteler, yüksek öğrenim kurumlarını şeriatın arka bahçesi haline getirme çabaları nedendir? 
Bir Başbakanın, fikri neyse, zikri'de odur. R.T. Erdoğanın'da, diger şeriatçılar gibi, anlaşılan zikri, belden aşağı düşünmektir. Bu davranış 'demokratik' bir ülkenin Başbakanına yakışmamaktadır.


AKP, Başbakan R.T. Erdoğan bu davranışı ile bir taşla iki kuş vurma uğraşındadır. Bir taraftan, toplumun kendi aile yapısı ile, 'muhafazakar' yapılanma içinde özdeşleşmesini isterken, diğer yandan, 'vakıfların yurt' yapmalarını talep ederek, Üniversite öğrencilerinin, vakıflar aracılığı ile raptı zapt altına almayı hedeflemektedir.


Başbakanın söz konusu ettiği, 'vakıflar' kimlerden oluşmaktadır. 
Tabiki cemaat vakıflarıdır. Başbakan ve Cemaat vakıfları, yüksek öğrenim gören öğrencilerin, ailelerinin ekonomik yönden zayıflıklarının farkındadırlar. Bu zaaflardan faydalanarak, cemaat vakıfları yüksek öğrenim gençliğini ağlarına düşürmekten çekinmemektedirler.


Cemaat vakıfları vasıtasıyla kurulacak tuzaklar'da, yüksek öğrenimde okuyan öğrenciler, cemaatlerin ellerine düşeceklerdir. Başbakanın'da dahil olduğu cemaatler, kendileri gibi, 'muhafazakar' gerici, yobaz, ortaçağdan kalma insan tipi yetiştirmek hedeflenmektedir.


Ülkemizde, AKP, Başbaka R.T. Erdoğan ve cemaatlerin bu hedeflerine ulaşmalarını engelleyecek, çağdaş devrimci muhalif güçlerinde olduğu bilinmektedir Untulmasın'ki, bu ülkede gezi direnişi yaratan toplumsal demokrasi güçlerinin olduğunu hatırlatmak'ta, yarar vardır.


Gezi direnişi ruhu ile ayağa kalkan Türkiye demokrasi güçleri, Başbakanın'da bilgisi dahilinde olan bir gerçekliği dünya kamuoyuna ilan etmiştir. 
Bir gerçek daha vardır. Taksim, he yer Taksim, Başbakanın korkulu rüyasısdır. Bu gerçeklikte kamuoyunun bilgisindedir.


Türkiye deomokrasi güçleri, yüksek öğrenim öğrencileri, Başbakan R.T. Erdoğan'ın, Valileri, 'ahlak zabıtası' haline getirmesine, asla izin vermeyecektir.
Gezi parkı direnişi ile artık, Türkiye eski Türkiye değildir. Taşlar yerinden oynamıştır. Cin şişeden çıkmıştır. Gezi geleneği, AKP ve Başbakana boyun eğdirmeyi iyi bilir.


Bir  başka yazımda buluşmak üzere!

05.11.13