Bilindiği gibi, Fransa, başkenti Paris, demokrasi’nin, ‘anavatanı’ olarak algılanır. 1870 yıllarda, Komünarların şanlı direnişine tanıklık eden Paris, bugün 3 Komünar kadının ölümüne tanıklık etti. Kürt direnişinin kadın liderlerinden 3 Komünar aynı zamanda alevi kızılbaş kimlikleriylede ön plandaydılar. Katliamı AKP kurmayları panik bir havayla, ‘’PKK içinde iç hesaplaşma’’ olarak kamuoyuna lanse edilmeye çalışılmıştır. Bu açıklamalara Türkiye görsel ve yazılı basınıda suç ortaklığı yapmıştır.
KCK yöneticileri katliamı, ‘’uluslaraarası güçlere dayanan, Türk gladyosu yapmıştır’’ açıklmasını yapmışlardır. Fransız sermaye güçleri bu katliamı açığa kavuşturmak durmundadırlar. Aksi durumda katliamdan sorumlu olacakları, kamuoyunun dikkatinden kaçmayacaktır.
Kim ve kimler tarafından yapılırsa yapılsın, vahşi bir katliam olarak tarihe geçecektir. Bu kadın Komünarları alevi kimlikleri dolayısı hedef gösteren basın mensubları bir anlamda katliama çanak tutmuşlardır. KCK güçleri içinde alevi kökenli miltanları hedef gösteren açıklamalar ve basında yayınlanan haberler incelemeye değerdir. Türk yazılı ve görsel medyası, alevi kökenli direnişçiler hakkında sürekli olarak hedef gösteren yayınlar yapmaktadırlar.
Paris'te katledilen 3 Komünar direnişçi kadının katliamında, hedef gösteren yayınların da etkisinin olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.
Türkiye yazılı ve görsel basının sicili bu konuda yeterince kabarıktır. Aynı olumsuz yayınlarını katliamın duyurusunda da sergilemişlerdir. Önyargılı yayınlarını devam ettirmişlerdir. Bu ise katliam yapanların zaman kazanması ve aklanma çabaları olarak algılanmalıdır.
Pariste katledilen, alevi ve Komünar üç kadını, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez alevilerin ve halkların gönlünde sonsuza dek yaşayacaklardır.
Demokrasinin, ‘ana vatanı’nı’ kana bulayan ve 3 Komünar kadını katledenleri, nefretle kınıyorum.
Paris Komünarlarını battaniyesini, Komünar kadınların üzerine örtmek, sonsuza dek Komünarların yanı başında yatmaları halklar tarafından esirgenmeyecektir.
10.01.13
