Cumhuriyet şu günlerde günlük yaşamımızda belki de en çok kullandığımız kelimelerden birisidir. Fakat Cumhuriyet‘in ne olduğunu sorsak, nedir desek onu acaba kaç kişi doğru cevaplandırabilir?
Her yıl resmi olarak 29 Ekim tarihinde eskisi gibi artık coşkulu bir şekilde olmasa da kutlanan ülkenin kurucusu ilk Cumhurbaşkanı Atatürk'ün gençlere emanet ettiğim dediğimi "Cumhuriyet" nedir?
Cumhuriyetin hangi özelliklere sahiptir? Kaç çeşit Cumhuriyet vardır, hangi Cumhuriyet ideal Cumhuriyettir?
İran'daki de bir Cumhuriyet Laikliğin olmadığı tam uygulanmadığı bir Türkiye Cumhuriyeti tartışmaya gerek yok bir Ortaçağ karanlığındaki Cumhuriyet'tir
Cumhuriyet, bir yönetim biçimidir. Genellikle mutlak ya da meşru monarşiler ve saray saltanatı ile ile mücadele edilerek elde edilmiş bir kazanım, ulusların demokrasiye geçişleri ile birlikte gelişmiş olan devlet yönetimi şeklidir.
Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayanan bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet'te, halkın kendi kendini yönetmesi esastır.
Cumhuriyet son yüzyıllarda bilhassa da 1789 Fransız İhtilalinden sonra uygar ülkelerde yaygınlaşan yönetim biçimidir. Özellikle Batılı ülkelerde Demokrasilerin gelişmiş olduğu ülkelerin devlet biçimidir.
Türkiye Cumhuriyeti bir kaç gün sonra 100. yılına girecek. Ülke bu 100. yıla çok buruk giriyor. Tüm bazı eksikliklerine rağmen bir çağdaşlaşma projesi olan Cumhuriyet geçen 100 yıllık süreç içerisinde Türkiye‘de çok yaralar aldı, Cumhuriyet düşmanlarından darbeler yedi. Atatürk ve arkadaşlarının 100 yıl önce hayata geçirdiği o çığır açan reformların yerinde artık yeller esiyor desek yalan ve ayıp olmaz sanırım.
Nasıl bir Cumhuriyet ve Cumhuriyetteki aksaklıklar
Nasıl bizim Almanya‘da Entegrasyon yani göçmenlerin toplumdaki sosyal hayatı konuşulsa herkesin kendisine göre bir entegrasyon, uyum tarifi varsa işte Türkiye'de de herkesin istediği özlediği farklı farklı bir Cumhuriyet var.
Türkiye‘deki Cumhuriyet bugün rövanşçı bir zihniyet ve ruh tarafından kuşatılma altındadır. Cumhuriyetin temel direği Laiklik artık kağıt üzerinde kalan bir kavramdır.
Eğitimde, kadrolaşmada Laiklikten sapılmıştır. Tarikatların, Vakıfların ve Cemaatlerin siyasetteki ağırlığı ortada.
Normal okulların üzeri çizilmiş, İmam Hatipli olmak artık insanlara bir ayrıcalık kazandırmıştır.
Yargıdaki skandallar, tuhaf siyasi kararlar bitmiyor, kuvvetler ayrılığı kalmamıştır.
Ülkenin 2. Büyük muhalefet partisinin eşbaşkanları, belediye başkanları, Aydınlarımız yıllardır hapislerde çürütülmek istenmektedir.
Sayıları 25 milyonu bulan Alevilerin talepleri görmezden gelinmekte, Cemevleri'ne İbadethane statüsü verilmemekte, Bürokraside tepe yöneticiler ( Valiler, Kaymakamlar, Genel Müdürler, Emniyet Müdürleri) arasında Alevilere yer verilmemektedir.
Gelir dağılımındaki uçurum ve bölgeler arasındaki dengesizlik her geçen gün daha da artmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük sorunlarından birisi olan Kürt sorunu klasik inkar ve imha politikalarıyla 40-45 yıldır çözülememiştir. Her iki taraftanda halk çocukları birbirine kırdırılmaktadır.
Siyasal İslam her yere damgasını vurmuştur. Sosyal ve toplumsal barış pamuk ipliğne bağlı durmaktadır.
Kamplaşma had safhada
Ülkedeki kamplaşma, kutuplaşma had safhaya gelmiştir. Kadın cinayetleri, küçük çocuklara tecavüzler, tacizler almış başını gidiyor. Kadınlara koruyucu güvence sağlayan Istanbul sözleşmesi anlaşması iptal edilmiştir.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları özellikle yetişkin, eğitimli gençlerimiz ülkeyi terkediyor, bambaşka ülkelerde coğrafyalarda kendilerine daha iyi , özgür bir yaşam kurmak istiyorlarsa, ülkede yeni hapishaneler inşa ediliyorsa bu Cumhuriyette çok eksiklikler var demektir.
Halkın vergileriyle yaşayan, Personelinin maaşını ödeyen en az 10 TV kanalı bulunan ülkenin devlet Radyo Televizon Kurumu TRT 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlamıyorsa, boş yere yıkılan Atatürk Havalimanında AKP 29 Ekim'den 1 gün önce Filistin mitingi yapıyorsa bu çok büyük ayıptır, hatadır, yanlıştır ve Cumhuriyete saygısızlıktır.
Laik Cumhuriyetin karşıtları çok
Cumhuriyet sayesinde iktidar olan bir AKP Cumhuriyet bayramını kutlamaktan kaçınıyor.
Çünkü rahmetli İlhan Selçuk‘un Almanya'da bir Panel sonrası bizlere söylediği gibi ‚ ‘‘O coğrafyadaki Arap Şeyhleri, Emirleri, Kralları laik müslüman bir ülkeyi ve onun bu modelini istemiyorlar. Bu sistem Türkiye‘de tutarsa Arap halkları ayaklanıp bizde Türkiye gibi bir ülke olalım derlerse onların saltanatlıkları yıkılacaktır o nedenle Türkiye'deki Laik sistemin çökmesi için işbirlikçileri aracılığıyla her şeyi deneyeceklerdir‘‘ demişti. Ne kadar büyük bir öngörüymüş bu!
Ama bu kutlamalardaki boşluğu CHP‘nin yönetitği büyük şehirlerdeki yönetimler zengin programlarıyla dolduracaktır mutlaka
Yeni ve Laik Demokratik bir Cumhuriyet şart
Kimse kızmasın ve kendisini kandırmasın Cumhuriyet yıkılmıştır ama ortak, kararlı bir mücadeleyle yenisini Tam Laik, Demokratik bir Cumhuriyeti kurmak mümkündür. Çünkü halkın en az yarısı , yürekli, yiğit insanlar bunu istemektedir. Halkımız Cumhuriyet‘e ihanet edenleri asla unutmayacaktır diye düşünüyorum.
Bizler, yurtsever demokratlar olarak fikir ve düşünce özgürlüğünü, halkların, inançların kardeşliğini savunan, herkese eşit yurttaşlık hakkı tanıyan, tüm inançlara saygılı, özgür medyası olan demokrasiyi içselleştirmiş insanları mutlu, huzurlu ve refah bir Demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nden yanayız.
Bu anlamda 100. yılı kutlamalardan ziyade 29 Ekimleri artık Cumhuriyetin kazanımlarını ön plana çıkarıp ve onu yok edenlere karşı Cumhuriyeti yeniden kurmak için çabaların sergilendiği günler olarak görmek isteriz, kutlayanlara da sözümüz yoktur elbette..
Tüm eksikliklerine rağmen halkın yarısı maalesef özellikle de tutucu, dinci kesiminin laik Cumhuriyetin getirdiklerinin farkında olmayışı ve yanlış yapılan siyasi tercihler nedeniyle Cumhuriyet bu hale gelmiştir
Cumhuriyet yaşamaktır. Eşit, adil ve özgürce. Her şeye rağmen Cumhuriyet kutlu olsun…