Almanya Şansölyesi AB liderler zirvesi ve ABD Başkanı Joe Biden’in Almanlara veda ziyareti sonrası dün Türkiye’ye bir günlük kısa bir ziyarette bulundu.
Olaf Scholz’un bu ziyaretinde ana konu göç, Türkiye’ye gönderilmesine başlanan 15 bin T.C vatandaşlarının yanısıra iki ülke arasındaki diğer konular silah ticareti, 40 Eurofighter savaş uçağının alımı, Ortadoğu'daki İsrail-Hamas ve Rusya- Ukrayna savaşları da konuşulmuş olsa gerek.
Scholz hükümetindeki üç partide Almanya’daki kamuoyu araştırmalarında 30 puana yakın oy kaybetmiş görünüyor. Irkçı AfD ise (Almanya için Alternatif Partisi) şu anda Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi SPD'yi geçerek 2. parti konumunda artık. Gelecek yıl sonbaharda federal ve yerel seçimler var. Almanya’da bir çok nedenle bir Mülteci-Göçmen düşmanlığı tırmanışta. Almany'da en son biri Afganlı diğeri Suriyeli iki radikal İslamcı mülteci, aralarında bir polisin de olduğu 4 kişiyi öldürdü. Bu eylemler göçmenlere olan nefreti artırdı. Ülke kaynıyor. Scholz büyük bir toplumsal baskı altında. Türkiye’nin stratejik ve jeoplitik öneminin bilincinde her ne kadar İsrailin Filistinlilere uyguladığı katliam ve diğer bir çok konuda Erdoğan’la çok farklı düşünselerde .
Şansölye Alman basınıda çıkan haberlere göre, Türkiye'ye daha fazla silah ihracatı yapılacağını açıkladı Şansölye'nin Türkiye ziyareti sırasında Orta Doğu'daki çatışmalara ilişkin görüş ayrılıkları bir kez daha ortaya çıktı. Scholz yine de Türkiye'ye silah ihracatını "tabii, doğal bir mesele" olarak nitelendiriyor.
Almanya üstün nitelikli bu savaş uçaklarını Türkiye’ye satma konusunda kısa bir zaman öncesine kadar İspanyollar ve İngilizlerdan farklı olarak çok çekinceliydi. İtalya da bu ortak üretilen uçak projesinin 4. Ayağı. Siyasi gözlemcilere göre Almanya’da artık Türkiye’ye silah satışlarına izin verme aşamasında bulunuyor ama Türkiye’deki AKP hükümetinden tavizler kopararak. Nedir tavizler?
Yeni mülteci alımı Türkiye’de sosyal kaos yaratabilir
Olaf Scholz, Eurofighter savaş uçaklarının Türkiye’ye satışına izin verilmesinin karşılığında, Almanya’da topluma uyum sağlayamayan, çalışmayan, devletten aldığı sosyal yardımla geçinen ya da suç işleyen sığınmacıların Türkiye’ye iadesi veya Türkiye üzerinden Suriye’ye iadesini istiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Olaf Scholz’un bu talebine net bir cevap verdi mi? bilemeyiz ama bunu kabul etmemeli çünkü Türkiye bu kadar mülteciyi kaldıramaz taşımayaz. Onların barınak, eğitim, sağlık masrafları milyarlarca Avro bütçe gerektirir. Tüm bunların yanında demografik yapıda uzun vadede negatif değişeceki yerli halk ile onlar arasında sosyal çatışmalara neden olacaktır. Şehirlerimizde gettolar, paralel toplumlar oluşacaktır. Bu bir toplumsal sosyal intihardır.
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak basın toplantısında Türkiye-Suriye sınırının açık olduğunu, sığınmacıların gelmeye devam ettiğini ve kapımız Lübnan’dan göç edenlere de açık olacaktır diyerek bir türlü Scholz’un muhtemel talebine açık kapı bırakmış oldu.
Almanya Ortadoğu'da aktif rol alıyor
Özet olarak: Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bizdeki sığınmacıları size yollayalım karşılığında da savaş uçaklarının Türkiye’ye satışının görüşmelerini başlatalım diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasi bazda da darda, büyük baskı altında. Ekonomi iyi gitmiyor, halkın alım gücü düşmüş durumda. Yeniden bir çözüm süreci, açılım başlatmak istiyor. Gündem Türkiye’de her saat değişiyor, skandalların ardı arkası kesilmiyor. ABD ve Batı ise Ortadoğu'yu yeniden dizayn ediyor. Almanya İsrail'in en büyük destekçisi olarak artık en önemli ihtilaflarda aktif rol alıyor, tarafını belirliyor.
İsrail kimseyi dinlemiyor, Gazze’de, Filistin'de suçsuz günahsız 43 bin Filistinli insan öldürüldü. Keza Hamas ve Hizbullah liderleri tek tek öldürülüyor, İsrail İrana’da saldırmak, molla rejimini yıkmak istiyor. O coğrafyada orta vadede yeni ittifaklar kurulup, küçük uydu devletler ortaya çıkabilir.
Almanya, Türkiye ile ilişkiler konusunda ikiye bölünmüş durumda. Bir kesim ’’evet Türkiye'de gerilim bölgesinde bulunuyor, bunlar bizim NATO'daki müttefikimiz elbette onlara silah satabiliriz, verebiliriz derken başka diğer bir grup Türkiye artık güvenilir bir müttefik değil, her an BRİCS’e geçebilirler, ülke demokrasiden sapmış laik Cumhuriyetten ve reformlarından uzaklaşmış durumda ve artık güvenilmez eski bir müttefiktir’' demektedir. Tüm bu olumsuz tutuma rağmen Almanlar ülkede yaşayan 4 milyona yakın Türkiye kökenli insanın varlığını, onların Almanya’ya katkılarını ise hiç unutmamaktadır.
Almanya-Türkiye ilişkileri yeni bir döneme giriyor. Bundan hangi devlet, toplum daha karlı çıkacak bunu iyi görmek lazım. Almanya milyarlarca Avroluk silah satacak, belki Suriyeli-Afganlı mülteciler Türkiye’ye yollanacak ama bizim vatandaşların vize sorunu, sorunsuz Almanya’ya gelip çalışma, yaşaması gibi hayati konularda ise hiç bir kolaylık sağlanmayacak. Bu da kabul edilebilir bir durum değildir. İşin en üzücü tarafı insanların siyasi pazarlık konusu yapılmasıdır. Ve bu pazarlıklarda her zaman ekonomisi güçlü, markaları olan büyük ülkeler hep karlı çıkmış, domine etmiş istediklerini almışlardır.