Milli Futbol Takımımız Almanya’da 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na 3-1’lik çok önemli bir Gürcistan galibiyetiyle başladı. Karşılaşmanın analizine geçmeden, maç öncesi ve maç esnasında yaşanan, bizi zor durumda bırakacak ve birçok insanı rahatsız eden olaylara dikkat çekmek istiyorum.

SAVAŞA DEĞİL MAÇA GİDİYORUZ

Dortmund’ta bize, bu ulusun birikimine ve değerlerine çok aykırı bir dizi kabileci davranış gördük. Bu tutum Türkiye’de son 20-30 yılda toplumun nasıl geriye gittiğinin de somut işareti gibiydi. Bu gerici dönüşüm kaçınılmaz olarak Avrupa’da yaşayan Türkleri de içine almıştı. Stada giderken tekbirler çekildi, savaş marşları çalındı, söylendi, rakip takımın taraftarlarına laf atıldı, tahrikler yapıldı. Slogan şeklinde Tekbir getirilmesine şeriatçı olmayan Türk seyirciler de tepki gösterdi. Bu nedenle yer yer gerilim yaşandı.

Bu tutum, yani ayetin sloganlaştırılması Türkleri, Arap cihatçılar ile aynı kategoriye sokuyordu. İmaj buydu, belki dar bir kesim bakımından gerçek de böyleydi. Oysa Almanya’da savaşa değil, maç izlemeye gidiyorduk, hepsi bu…

Dahası stadyumda maçtan önce çalınan Gürcistan milli marşı da kitle halinde ıslıklandı. Bunu maç sonu yapılan basın toplantısında Gürcistan Milli Takımı’nın Fransız Teknik Direktörü Willy Sagnol gündeme getirdi. Sagnol “Maçta atmosfer, her şey güzeldi, ama Türk seyircisi neden Gürcistan milli marşını ıslıkladı? Oysa Gürcistan Türkiye’ye karşı çok saygılı bir ülke, bu hiç iyi olmadı” dedi.

Ulusal maçlarda rakiplerin marşlarına ve bayraklarına saygı göstermeliyiz. Eğer biz başkalarının ulusal sembollerine saygı göstermezsek, kendi marşımıza ve bayrağımıza kimseden saygı bekleme hakkımız da olamaz. Daha önce Konya’da oynanan bir maçta da rakibin ulusal marşı ıslıklanmıştı. Hiçbir ulusal marş ıslıklanmamalı. Erdemli ve büyük ulusların tutumu böyle olmamalı.

HER ÜLKENİN ULUSAL DEĞERİ VAR

Bir ulusu ulus yapan temel değerlerin başında milli ve manevi değerler gelmektedir. Vatan, bayrak, kültür, dil, marş vb. gibi unsurlar ulusal değerlerimizi; din ise, manevi değerlerimizi ifade etmektedir.

Bu değerler siyasete kurban edilmemelidir. Gürcistan küçük bir ülke olabilir, ama komşumuz ve Türkiye’de Gürcü kökenli milyonlarca T.C. vatandaşı yaşamaktadır.

Denge insan hayatındaki en önemli unsurdur. Ben saygıya sevgiden daha çok inanıyorum, karşılıklı saygı duyulan her şey kalıcı olur.

PORTEKİZ VE ÇEKYA MAÇLARI FARKLI OLACAK

Gelelim dünkü Gürcistan maçına. Bu galibiyet çok önemli çünkü bu turnuvalarda ilk maçlar çok önemlidir. Mert ve Arda’nın attığı goller harikaydı, belki de turnuvanın en güzel golleri olarak hafızalarda kalacaktır. Bizim milli takım genç ve iyi bir takım, Arda, Kenan, Ferdi, Kerem, Hakan, Mertler gibi çok yetenekli bireysel değerlere sahip. Ama dün bayağı zorlandık maç 2-2’de bitebilirdi eğer Samet o son dakikadaki topu engellemeseydi.

Forvette sıkıntılarımız var. Portekiz maçında Barış’ın yerine Semih ya da Cenk oynatılmalıdır. Kalecimiz Mert inanılmaz kurtarışlar yaptı ama yediği golde hatalıydı. Portekiz ve Çekya maçları çok farklı olacak. Çok pozisyon vermemeliyiz bu maçtaki gibi. Hiç affetmez Portekizliler.

Bu turnuvanın tartışılan diğer bir konusu ise Türk Futbol Federasyonu’nun 613 kişilik bir grupla, kafileyle buraya gelmesi. 36 kişisi medya mensubuymuş ki orada muhalif medyadan sadece 2 kişi varmış, kafilenin gerisini çok merak ediyor insan.

Milli Takım’ın en büyük avantajı Turnuvanın Almanya’da yapılıyor olması ve tüm olumsuzluklarına rağmen burada yaşayan, maçlara gelen seyircilerimizin desteğidir.

Almanya’da milli takım başarılı olursa buradaki insanlarımıza büyük moral verecek, sevinç yaşatacaktır diye düşünüyorum.

Milli Takımımıza Avrupa Futbol Şampiyonası’nda başarılar diliyorum.