Kaz dağları bir zamanlar tam bir yeşil denizi (idi) taa ki Kanada merkezli Alamos Gold'un altın bulmak için henüz ÇED raporu almadan tahminlere göre 200 bine yakın ağacı kesip, toprağın altına siyanür salıncaya kadar.
Ayrıca aynı şirketin tamamı Çanakkale sınırları içinde Kirazlı, Ağı Dağı ve Çamyurt'da da maden arama çalışmaları hazır.
Yani yeni doğa katliamları ve yandaşların ceplerini doldurma projeleri yolda.
Şimdi geçte olsa 'Su ve Vicdan Nöbeti' ve yeni eylemlerle doğaya sahip çıkılmaya çalışılıyor.
Kaz dağlarında kesilen ağaç sayısı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna göre 45 bin 650, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı'na göre (TEMA) 195 bin.
Ama buraya dikkat !
Orman Genel Müdürlüğü’ne göre (OGM) kesilen ağaç sayısı sadece 13 bin 400.
Peki aradaki fark neden kaynaklanıyor?
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi'nde görevli Öğretim Üyesi Doğanay Tolunay'a göre Orman Genel Müdürlüğü boyu 1 metre 30 santimden kısa fidanları ağaçtan saymamış ve hesaba katmamış.
Sadece bu değil;
Orman Genel Müdürlüğü çapı 8 santimetreden küçük ağaçları da ağaçtan sayıp envantere almamış.
Yani moda tabirle bazı ağaçları boyu, bazı ağaçları da eni yetmiyor diye 'Adamdan' saymamış.
Eee malum ağaç var bir de yontulmamış hali kütük var.
Şimdi ağaç ve kütük denkleminden yola çıkarsak malum şahıs 1 metre 87 santimlik uzunluğu ile boydan kurtarıyor ama çaptan kaybediyor.
Zira tarihte hiç bu kadar çapsız biri Türkiye'yi yönetmemişti.
Ayrıca aklıma gelmişken yazayım;
Alamos Gold’un CEO'su John McCluskey bir röportajında 'Türkler taş taşımakta çok iyi' demiş.
Bir ekleme yapayım; ' Türkler iyi taş taşır ama hasta olmamak için üzerine oturmaz, kütüğü ise koltuğunda tutmakta çok iyiler, 2002'den beri onlara oturmasına rağmen'