Türkiye Cumhuriyeti başkenti, parlamentonun, hükümetin, yargı kurumlarının, bilumum bürokrasinin yurt edindiği, Ankara, ‘parsel, parsel’ satılmış.
Kim tarafından satılmış, AKP devletinin Ankara belediye başkanı İ. Melih Gökçek tarafından, satılmış.
Bu iddia’nın sahibi kim? Yine AKP devletinin en yetkin, en güçlü ismi, ‘özgün ağırlığı’ bulunan ve her fırsatta, ‘ağlayarak’ gözyaşlarını tutmayan, Bülent Arınç tan geldi.
İddia’nın sahibi, B. Arınç, milli görüş geleneğinden gelen, AKP kurucusu, bir dönem TBMM başkanlığı yapmış ve şimdi de, başbakan yardımcısı, hükümet sözcüsü, AKP devletinin, 3. Sıradan önemli adamıdır.
B. Arınç, dün birden-bire patladı. Bakanlar kurulu toplantısından sonra, AKP devleti, hükümet adına basın açıklaması yaparken, önce ‘sakinliğini’ korumaya çalıştı. Bir gazetecinin, ‘İ.M. Gökçek istifanızı istiyor’ sorusu karşılığında, öfkelendi, öfkelendi…………. Ve patladı….
Bülent Arınç; Gökçek için, "İstifa etmemi isteyecek kadar haysiyetli bir insan değil" devamla, "Bu yapının kucağında oturmuş, bu yapıya Ankara’ya parsel satmıştır. Zengin işadamlarına okul yaptırmıştır"
‘’Öncelikle şunu söyleyeyim, bu terbiyesizce bir açıklamadır. Evet, içeride bazı arkadaşlarıma buna nasıl cevap vermem gerektiği üzerinde sorduğumda 'muhatap almayın, Gökçek kim, siz kimsiniz' diyenler oldu.’’
‘’ O nedenle Gökçek'le ilgili 100 konuyu seçimden sonra konuşmak isterim. Ama AK Parti'yi yıpratacak bir işin içinde olmam. Benim aleyhimde konuşacak herkesi biliyorum. Kimin nerede havlayacağını biliyoruz. Kimlerin cumartesi ve pazar yaptığım konuşmaları nasıl çarpıtacağını biliriz. Gökçek'e okkalı cevaplar vermeyi aklıma getirdim ama iki sebepten bunu yapamayacağım.’’ ‘’ bir yerlere yaranmak istiyor. İkincisi oğlunun milletvekili adaylığını garantilemek istiyor. Daha fazlasını bana söyletmesin.
İçinde yazdığı konular, paralelci, damadı, eşi, çocukları, benim aileme girmek haysiyetsizliğini göstermesin. Bunlar bel altı işlerdir, özel hayata bir saygının olması gerekir vesaire" "O yüzden Gökçek'le ilgili yüz konuyu 8 Haziran'dan itibaren ömrüm vefa ederse konuşmak isterim.’’
Bülent Arınç’ın açıklamalarına bakılırsa, itibarlı, namuslu bir belediye başkanı hemen istifa etmesi gerekmektedir. İşin ilginç yanı, Arınç bu söylemlerinde ne kadar sami mi?
Ben inanmıyorum, bu kavga aslında, ‘kayıkçı kavgasına benzemektedir. Tarafların geri adım atarak, kendi köşelerine çekilmeleri, timsah göz yaşlarını dökmeleri muhtemeldir.
B. Arınç açıklamalarında samimi ise, Türkiye Cumhuriyetinin başkenti Ankara, ‘parsel- parsel’ kendi deyimleriyle, ‘paralelcilere’ satılmışsa. AKP devletinde, hükümet te, en yüksek görevlerde icranın başı olarak bulunan, B. Arınç, neden bir tek kelime etmemiş? Neden engel olmak için harekete geçmemiş? Neden, hırsızlıklara, yolsuzluklara, kamu mallarının talan edilmesine, ses çıkarmamış?
Bahsi geçen vakaların aynısı yaşandığında, 17-25 Aralık operasyonu olarak tarihe geçen, talanlar ve yolsuzluklara ilişkin, sorumlularını korumak için kol kanat geren, B. Arınç değil miydi?
Fırından, ekmek, baklava, simit, ‘çaldığı’ iddia edilen çocuklara, Onlarca yıl hapis cezası verilirken, bir ülkenin başkenti talan ediliyor. Bu talandan, TBMM başkanlığı yapmış, başbakan yardımcısı görevinde bulunan B. Arınç haberdar, ama göz yummaktadır.
Sadece bu konuda, İ.M. Gökçek’in Ankara da, yapılan talanlar konusunda, halk arasında yaygın bir kanaat vardır. İ.M. Gökçek, ‘’Ankara’yı soydu, soğana çevirdi’’ Ankaralılar arasında yaygın olan bir kanaattir.
Gelelim, ‘kayıkçı kavgasının’ temeline, AKP devleti mevcut konumuyla kendi varlığını korumasının giderek zorlaştığının belirginleşmesinin farkındadır.. R.T. Erdoğan etrafında organize olmuş ekip, mevcut durumun devamlılığını sağlayabilmek için, devlet aygıtının giderek otoriterleşmesinden yanadır. AKP devleti mevcut yapılanmasını, açık faşist diktatörlüğe doğru adım atmasından yana dırlar.
R.T. Erdoğan etrafında organize olan ekip, R.T. Erdoğan’ın tek adama dayalı başkanlık sistemine geçerek, mevcut konumlarını korumak istemektedirler. Aksi durumda, AKP devletini hazin bir son beklemektedir.
AKP devletinin kendi içinde çatışmalara sahne olmasında, ana eksen ‘başkanlık sistemini’ talep edenler ile AKP devletinin mevcut statükoyu korumak isteyenler arasında yaşanan çatışmalardır.
Önümüzdeki süreçte çatışmaların ivme kazanması muhtemeldir. Belki, seçim nedeniyle, kendilerine, AKP devletine zarar vereceği kanaati dolayısı ile kendi içlerindeki tartışmaları, çatışmaları buzdolabına koyarak, dondurmuş olabilir.
Ama sonuç, çatırdayan AKP devletinin geleceğinin olmadığı gerçeğini ortadan kaldırmaz!
Ankara’yı, ‘parsel, parsel’ satanların bugün, erk aygıtını ellerinde bulundurduklarından, topluma, halklarımıza hesap vermekten kaçabilirler.
Halklarımızın iradesi, demokrasi bileşenlerinin ortak çabalarıyla, tüm hırsızlardan, yolsuzluk yapanlardan, kamu mallarını talan edenlerden mutlaka ama mutlaka hesap sorulur!
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,
234Mart 2015
Face:aliekber.pektas
Twitter: @AliekberP