Demokrasi düşmanı, ‘türk tipi’ başkanlık, diktatörlük heveslisi, R.T. Erdoğan ve AKP devletinin, seçimlerde yenilgiyi kabullenmeme, hırçınlık, panik kaynaklı saldırganlığı, kamuoyunun dikkatlerini çekmektedir.
MÜSİAD gibi yeşil sermaye gruplarını arkasına alarak, halklarımızın, emekçilerin sırtına kene gibi yapışmış, ülkemizin tüm yer altı, yer üstü kaynaklarını, kamu mallarını talan etmek için her türden kirli ilişkilerden çekinmemektedir.
Son günlerde tümden teamül sınırlarını da, aşarak muhalif olan her şeye, rüzgârla kıpırdayan yaprağa dahi katlanamayan, AKP devleti saldırganlığına devam etmektedir.
7 Haziran 2015 seçimleri AKP devletinin sonu olabilir. Halklarımız ve demokrasi güçlerinin, 7 Haziran da, göstereceği somut tavır, AKP devletinin sonu getirir ve hayallerinin kursağında kalması olabilir.
Aksi durum, ülkemizin Ortadoğu bataklığına sürüklenmesi, komşu ülkelerle istenilmeyen bir savaş ortamına sürüklenmesi an meselesi olabilir. Gelinen aşamada, AKP devletinin çabalarıyla, barbar, cani insan boğazlayan IŞİD, El Nusra gibi çeteler sınır komşumuz olmuş durumdadır.
Ülkemiz, Suriye halklarının kanı ile ellerini yıkayan bir yöneticiler topluluğu ile karşı-karşıyadır. Suriye’de akan kandan 1. Derecede AKP devleti sorumludur. 7 Haziran Pazar günü Türkiye halkaları ve demokrasi güçlerinin eline tarihi bir fırsat geçmiştir. Bu fırsat, önemlidir. Bu fırsat önümüze iki seçenek sunmaktadır.
Bölge coğrafyamızda, Ortadoğu bataklığına sürüklenmiş, Arap yarımadasında halkların, ‘kaderini’ paylaşan, bir ülke olmayalım. Özgürlüklerden yoksun, kadınların bir köle gibi algılandığı, farklı inanç ve etnik toplumsal gruplara yaşam hakkı tanımayan gerici faşist diktatörlüklerin baskısı altında yaşamaya, ‘razı olan’ bir ülke olmayalım.
Veya ülkemizin yeniden, ‘kaderini’ değiştiren, halklarımızın özgürce yaşadığı, refah düzeyinin batı ülkeleri standartlarında olduğu, demokrasinin kurum ve kurallarıyla yerleştiği, herkesin emeğinin karşılığını almasını yollarını açan, bir sisteme yolculuk yapmadan yana olacağız.
Üçüncü bir yol yok. AKP devletinin dayatmalarına razılık göstermeyelim. Üzerimize düşen görevi en azından bu kez yerine getirelim. 7 Haziran Pazar günü seçmen olan tüm yurttaşlarımız. AKP devletinin mezaliminden kurtulmak için sandık başına gidelim.
Unutmayın 1 Oy, bir Oy’dur gerçekliği ile Oy’larımızı HDP seçim ittifakından yana kullanalım. Diktatörlüğe heveslenen, savaş çığırtkanlığı yapan AKP devletini ve R.T. Erdoğan’ı, HDP seçim barajını aştığında mümkün olacaktır.
Türkiye ve Kürt coğrafyasında seçmen kimliğine sahip olan, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, AKP devletinin saldırganlığını, paniklenmesini gözlemlediğimizde, HDP in, barajı aşması durumunda, sonlarının geleceğini bilmektedirler.
TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne barajı aşarak girme olanağı, görünen odur ki, sadece 4 siyasal Partinin dışında mümkün değildir. HDP dışındaki Partilerin, TBMM girmesi veya birkaç tane milletvekili fazla veya eksik çıkarması, sonuç itibarı ile bir şey değiştirmeyecektir.
HDP barajı aştığında, 70 civarında TBMM’de, milletvekili temsiliyet sağlayacaktır. Bu temsliyet, AKP’nin sadece, ‘türk tipi’ başkanlık olarak ifade ettikleri diktatörlüklerinin önüne geçmekle kalmayıp, aynı zamanda, AKP’nin tek başına iktidar olma olanağını da elinden alacaktır. Kısacası AKP iktidar, hükümet kurma şansını da, kaybedecektir.
Öyleyse neden, bu seçimlerde Oy’larınızı, HDP seçim ittifakından yana kullanmayacaksınız. 8 Haziran günü, ‘eyvah’ dememek, ‘nerede yanlış yaptım’ dememek, ‘kafamızı taşlara vurmamak’ için, HDP bileşenlerinden yana kullanmalıyız.
Son söz: 1 Oy çok önemlidir. Barajı aşmak için, gerekenden çok önem arz etmektedir. Yapacağımız bir tek şey var. Oy’larımızı HDP bileşenlerinden yana kullanmak!
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,
Aliekber Pektaş 03 Haziran 2015
Face:aliekber.pektas
Twitter: @AliekberP