Rakamlar, istatikler, partilerin durumu ve biz göçmenlerin beklentileri
26 Eylül'de gerçekleşen genel seçimler sonrası Federal Alman Meclisi ‘Bundestag’ dün ilk kez toplandı. Toplantıya son kez Hristiyan Demokrat Partili Wolfgang Schäuble (79) başkanlık yaptı. Dün yapılan toplantı sonrası SPD Duisburg Milletvekili Bärbel Bas'ın Başkan, yardımcılığına da Hamburg'tan, deneyimli Türkiye kökenli politikacı bir önceki Hükümette de Göçmenler ve Uyum sorumlusu olan Aydan Özoğuz seçildi.
Alman Parlamentosunda toplam 736 Milletvekili bulunuyor. Bunların 479 u erkek, 257 si ise kadın vekillerden oluşuyor.
Parlamentodaki yaş ortalaması ise 47,5. En yaşlı Üye AfD li Alexander Gauland (80) olurken en genç üyeler ise Yeşiller'den seçilen 23 yaşlarındaki Emilia Fester ve Niklas Wagener.
Parlamentoda milletvekillerinin Partilere göre dağılımı ise şöyle;
Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) 206 Milletvekili, 2017 seçimlerine göre 53 Milletvekili daha fazla.
Hristiyan Birlik Partileri (CDU-CSU) 197 Milletvekili ile yani eksi 49 Milletvekiliyle temsil edilmekte.
Birlik 90 / Yeşiller Partisi ( Bündnis 90/ Die Grünen) ise 118 Milletvekili kazanmış durumda, bir önceki seçime göre 51 artışla.
Hür Demokrat Parti ( FDP) 92 Milletvekili, 12 artışla.
Irkçı ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisinden (AfD) 83 Milletvekili Parlamentoya seçildi 11 sandalye kaybederek.
Sol Parti ( Dıe Linke) sadece 39 milletvekilliği kazanabildi bir önceki seçimde mecliste 30 Milletvekili daha fazlaydılar. Sol Parti yüzde 4,9 oy aldı seçim barajı ise yüzde 5 ama buradaki seçim sistemine göre ve 3 Milletvekilinin bölgelerinde direkt seçilmeleri nedeniyle adeta foto finişle Parlamantoya girebildiler.
Yeni yasama döneminde mecliste fraksiyon oluşturan Partileri neler bekliyor?
Muhtemel Başbakan Olaf Scholz’ u (SPD) daha önceki Sosyal Demokrat Başbakanlar gibi yani Helmut Schmidt’i silahlanma, Füzeler ve kibiri ve Gerhard Schröder’i ise 2010 daki sosyal hakları kısıtlayan Ajanda 2010 ve yine kendini beğenmişliği nedeniyle kendi fraksiyonundan gelecek zorluklar bekleyebilir.
Partinin sol kanadı hem Scholz üstünde hemde diğer iki koalisyon ortağına karşı güç dengesi kurmak, gövde gösterisi yapmayı deneyecektir.
Özellikle de yeni seçilen aktif genç politikacı Kevin Kühnert Başbakanın 1 numaralı ’’ başbelası’’ olabilir.
Hristiyan Birlik Partileri seçimleri kaybeden meclisin hüzünlü ve üzgün partileri konumundalar. Onların işi zor çünkü hem partiye yeni başkan hem de yeni Fraksiyon sözcülerini seçmekle meşgul olacaklar ve bir çok politik gözlemci CDU'nun ve CSU'nun güçlü bir muhalefet yapacaklarına inanmıyorlar.
Yeşillere gelecek olursak, Yeşiller aslında parti değil çevreci bir hareketti ve ilk defa 1983 te Federal Parlamentoya girmeyi başardılar. Yeşiller hem parlamento dışı, kendilerini seçen çevrecilerin taleplerini yerinde getirmek hem de koalisyonda ortaklarla uzlaşarak, onlara taviz vererek arada bir denge kurmak zorundalar. Yeşillerden bir çok aktif çevreci, aktivist genç ve kadın politikacı seçilerek ilk defa meclise girdiler.
İşveren yanlısı, sermaye çevrelerini partisi olan Hür Demokratlar (FDP) ve başkanları Christian Lindner ise hem Maliye bakanlığını hem de başbakan yardımcılığını almada ısrarlı. Koalisyonun geleceği ki kurulursa onun vereceği tavizler ve uzlaşmadaki tutumuna bağlı olacak.
AfD ise daha sağa kayabilecek Hristiyan Demokratlar nedeniyle radikalleşebilir ama Anayasayı Koruma Örgütünün ( Verfassungsschutz) nefesini hep ensesinde hissederek. Bu kez de AfD nin meclis başkan yardımcısı adayı seçilmeyecek, dışlanacak bunu da bu arada belirteyim.
Seçimlerin kaybeden partisi Sol Parti ise toparlanmak, iç çekişmelere son vermek ve birlik pozu vermek durumunda. Sol Parti Fraksiyon eş başkanı Amira Mohamed Ali, Spiegel dergisinde çıkan bir haberde zorla parlamentoya girmeyi başaran partisinin bir varlık mücadelesiyle karşı karşıya olduğunu ’’kendi kendimize dürüst olmalı seçim sonuçlarını eleştirel biçimde analiz etmeliyiz’’ dedi.
Yeni Parlamentoda 83 Milletvekili göçmen ailelerin çocukları
Mediendienstes İntegration'un araştırmalarına göre yeni seçilen Alman Parlamentosunda 83 Milletvekili göçmen kökenli yani genç kuşaktan göçmen ailelerin çocukları.
Federal genel seçimlerinde SPD (10), Yeşiller (5), Sol Parti (3) ve CDU (1) olmak üzere 19 Türkiye kökenli siyasetçi Parlamantoya seçildi.
Almanya'daki bir çok Göçmen örgütü yeni kurulacak Alman hükümetinden göçmenler konusunda olumlu adımlar atmasını ve kabinede göçmen bakanlarında bulunmasını arzu ediyor.
Bakalım bu haklı talep ne kadar kabul görecek!
Yeni Hükümetin Ankara'ya karşı tavrı farklı olabilir
Yeni kurulacak üçlü koalisyon hükümeti Türkiye'deki AKP hükümetine karşı ticari ve diğer ilişkileri tehlikeye atmadan Merkel’den biraz daha farklı bir politika izleyecektir. İnsan hakları, demokrasi, siyasi tutuklular, bağımsız ve muhalif medyaya baskı daha çok gündeme gelecektir diye düşünüyorum.
Bu arada şu günlerde koalisyon görüşmeleri ve bakanlıklar konusunda pazarlıklar sürerken koalisyonu kuracak partilerin hepsi seçim vaadlerini unutmuş gibiler belki de bu uzlaşma kültüründen kaynaklanıyordur.
Yeşilleri İklim bakanlığını kurma, otobanlarda sürat tahdidi, SPD nin zenginlerden ekstra varlık vergisi alması unutulmuş görünüyor. Ama en azından asgari ücretin 12 euroya çıkması sevindirici.
Her ne kadar yeni hükümetin Irkçılıkla, ayrımcılıkla daha kararlı mücadele edeceğine, göçmenler açısından daha farklı, olumlu bir hava oluşturacağına olan umudumuz devam etse de, artan akaryakıt fiyatları, kiralar, az da olsa yükselen enflasyon rakamları nedeniyle Almanya’da da alım gücü düşen işsiz, emekçi, dar gelirli kesimi özelliklede göçmenleri, mültecileri zor günler beklemektedir. Zenginler ile yoksullar arasındaki gelir dağılımı makasının açılacağı şüphesiz görünüyor.
Dileğimiz Almanya'daki sosyal devletin her zamanki gibi darda kalacak bu insanlara yardım elini uzatması ve mağdur etmemesidir.