Barış için Akademisyenler suçunuz ne?

Peki, neden, ''ey aydın müsveddeleri, karanlık insanlar, mandacılar, siz aydın olamazsınız'' bu nedenle, 'suçlusunuz' 'vatan hainisiniz' yani başka ne 'söylensin' sizlere.
Eğer siz, hısızlık yapmıyorsanız, ayakkabı kutularında ABD dolarlarını saklamıyorsanız, 700 bin liralık Saat, 'hediye' almıyorsanız, kasalarınızdaki paraları sıfırlamayı beceremiyorsanız, 'suçlusunuz'...

Eğer siz, rüşvet almayı beceremiyorsanız, ihaleye fesat karıştırmıyorsanız, kamu mallarını talan etmekten yana değilseniz, 'suçlusunuz'...

Eğer siz, yeri geldiğinde, Kürt realitesini, 'tanıyıp' çıkarlarınıza ters düştüğünde, ''ben Kürt sorunu falan tanımam, ülkemizde Kürt sorunu yok, çözümü buzdolabına koyduk'' demek becerisinde bulunamıyorsanız, çözüm masasını, 'deviremiyorsanız' 'suçlusunuz'...

Eğer siz, Kürt coğrafyasında, 'huzur' götürmek adına, 3 aylık Miray bebeğin ölümünden, 'sorumluluk' taşıyamıyorsanız, yüzlerce sivilin ölümünden sorumlu tutulmuyor, duvarlara, 'esedullah timleri' 'türk'sen övün, değilse öleceksin' türünden sloganlar yazamıyorsanız, 'suçlusunuz'...

Eğer siz, hendekleri, 'ortadan kaldırmak' adına tanklarla, zırhlı askeri araçlarla ilçeleri, kentleri, 'işgal' edilmesini savunmuyorsanız, 'suçlusunuz'... Eğer siz, Roboskide, Taksim Gezide, Diyarbakır da, Suruç ta, Ankara da, İstanbul Sultanahmet katliamları karşısında sessiz kalıp, devletin yanında yer almıyorsanız, 'suçlusunuz...

Eğer siz, bir TV programında, ''Diyarbakır'da süren çatışmalara Sessiz kalmayın. Yazık; insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın» söyleminde bulunan, bu kadına, Ayşe öğretmene ses çıkarmayıp, 'haddini' bildirmeyip, yanında oluyorsanız, 'özür' dilemiyorsanız, 'suçlusunuz'...

Eğer siz, yandaş değilseniz, havuzdan beslenmiyorsanız, nemalanmıyorsanız, birde üstüne üstlük bunlara karşı duruyorsanız, 'suçlusunuz'... Eğer siz, mafya türü ilişkilerle yaşamınızı ikame etmiyorsanız, 'suçlusunuz'...

Eeeyyyyyyyy, akademisyenler, ''aydın müsveddeleri, siz aydın değil, karanlıksınız, mandacısınız'' İstanbul Sultanahmet katliamında yer alan canlı bomba kadar olamadınız. Canlı bomba ve katliam, sadece 30 saniye zaman dilimini meşgul edebilmiştir. Sizler, 'karanlık' akademisyenler, aydınlar, O kadar, 'mandacısınız ki' ancak siz 10 dakikaya yakın zaman diliminde bir Cumhurbaşkanını meşgul edebildiniz.

Talimat verildi, düğmeye basıldı, savcılar harekete geçti, mafya bozuntuları kendini göstermeye başladı, tehditler havada uçuşma başladı. Bütün bunlar yetmedi, bir de 12 Eylül askeri faşist darbesi ürünü olan YÖK Yüksek Öğretim Kurulu var. Hemen harekete geçti, Saray konuşur, 'tehdit' eder, hakaret eder de, YÖK geri kalır mı? Talimatları almış ve harekete geçmiştir. Soruşturma başlatmıştır. Neden, niçin bilinmez.....?

Bir noktansın altının çizmenin zamanı gelmiştir. 1128 Aydın, Akademisyen bir bildirge yayınlayarak altına imza atmışlardır. Bu onurlu davranışları her zaman, halklarımız ve demokrasi güçleri, barışseverler tarafından saygıyla anılacaklardır.

Barışseverler, ülkemizin aydınlık geleceğine sahip çıkmak isteyenler, bir araya gelerek savaşa, ölümlere, işkenceye, gözyaşına, anaların ağlamasına dur demek için onurlu bir davranış göstererek bir deklarasyon yayınlayarak tepkilerini dile getirmişlerdir.

Geleneksel devlet aklı, savaş konsepti savunucuları yeniden ayağa kalktılar. Savaşta medet umanlar, nemalananlar hep bir ağızdan, 'vatan savunması' halklarımızın kanının akıtılması, anaların ağlaması için vampir dişlerini gösterme uğraşına giriştiler.

Havuz medyası, yandaşlar, koltuk değnekleri yeniden ellerinden geldiği kadar, 'vatan elden gidiyor' 'vatana ihanet' teranelerini tam-tam havasında çalmaya başladılar. Peki, bütün bunlara rağmen; müsveddeler, vatana ihanet edenler, güruhlar, karanlık yüzler kimler? Suçlular kimler?

Aydınlar, akademisyenler mi? Yoksa kontrol ettikleri sermayenin, savaş ortamında kartopu gibi yuvarlanarak katlanmasını isteyenler mi? Okuyucularımın aklıselim karar vereceğine inancımı koruyarak, büyük usta Şair Nazım Hikmet Ran dizeleriyle yazımı sonlandırayım.

Nazım Hikmet Ranİ;

Evet, vatan hainiyim,
siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan,
mızraklı ilmihalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.


13 Ocak 2016

E posta: [email protected]
Face:aliekber.pektas Twitter: @AliekberP