Dün gece Habertürk’te Süleyman Soylu’nun sorulardan kaçışını, konuları çarpıtışını, iddiaları savuşturuşunu gördükten sonra Sedat Peker’in iddialarının doğruluğuna daha çok inandım.
Bakan, gazetecilere soru sordurmama taktiğinde başarılı olduğunu düşünebilir, ama izleyenler, karşılarında, iddiaları yanıtsız bırakan, suçlamaları konuyu değiştirip geçiştiren bir yetkili gördüler.
Bence bütün boş konuşmalar içinde, gecenin bombası, Hrant Dink cinayetinin “büyük ağabey”i Erhan Tuncel’in Sedat Peker’le ortaklığı iddiasıydı. Ama bu da laf kalabalığında kaynadı gitti.
Soylu, ”Özel Harp ne zaman kuruldu? Parasını kim verdi?” sorusuyla ve Ecevit’in tanıklığıyla ABD’yi hedef gösterdi. 6-7 Eylül olaylarını kontgerillanın örgütlediğini vurguladı. Ardından da Erhan Tuncel’i Sedat Peker’e kimin emanet ettiğini sordu. Peker’in aklanma sürecinde Veli Küçük’ün rolüne işaret etti.
İma ettiği şey açık:
“Dink’i kontrgerilla öldürttü. Peker de onların adamı…”
Gören de AKP’nin kontgerillaya savaş açtığını sanacak. İktidara kol kanat geren Mehmet Ağar’ı, Alaattin Çakıcı’yı, Korkut Eken’i, hatta –yakın döneme kadar- Sedat Peker’i nereye koyacağız peki? Özel Harp’in bugün SADAT üniformasıyla Saray’ın korumasını üstlendiği bilinmiyor mu? Ayrıca madem Erhan Tuncel bağlantısı biliniyordu, neden Peker, bundan sorgulanmak yerine AKP adına miting yapmakla, muhaliflere korku salmakla görevlendirildi. Neden Hrant Dink’ten Uğur Mumcu’ya, Kutlu Adalı’ya dek cinayetler deşilmedi?
Kimseyi kandıramazlar: Soylu’nun kendisini devirmeye çalıştığını ima ettiği kontrgerilla ve mafya, uzun süredir AKP’nin hizmetindedir.
Şimdi Soylu, Ağar’dan, Veli Küçük’ten, Sedat Peker’den yakınmaya başlamışsa ya partisinin kendisine karşı bu yapıyı harekete geçirdiğinden kuşkulanıyordur ya da AKP’ye nicedir sahip çıkan bu yapının iktidardan desteğini çekmeye başladığını hissetmiştir; ki işte bu, Sedat Peker’in çıkışını daha da anlamlı hale getirir.
Erdoğan’ın neden Soylu’ya sahip çıkmakta zorlandığı daha iyi anlaşılmıyor mu şimdi? (Artı Gerçek / 25.05.2021)