Bulgaristan Başbakanı, Ukrayna’dan gelen mülteciler sorulunca dedi ki, “Bunlar alıştığımız mülteciler değil, Avrupalı insanlar... Zeki, eğitimli insanlar. Öbürlerinin geçmişi belirsizdi, belki teröristtiler. Bunlar öyle değil. Bu yüzden tüm AB ülkeleri onları karşılamaya hazırız.”
Bugünlerde Rusya karşısında demokrasi havarisi kesilenlerin gerçek yüzü gizli bu demeçte… Bulgaristan Başbakanı, “Biz AB ülkeleri” derken, AB’yi AB yapan değerleri hiçe sayan bir ırkçılık sergiliyor.
Aynı ırkçılığı Ukrayna’da okuyan Afrikalı öğrencileri, otobüslere almayan, sınırda trenden tekme tokat indiren Ukrayna polisinin yaklaşımında da görüyoruz. Suriyelilere, Afrikalılara kapanan Avrupa kapıları, beyaz, Hıristiyan, eğitimli Ukraynalılara açılıyor. Savaş, kirli yüzünü sadece cephede değil, yerkürenin her köşesinde gösteriyor.
Daha önce de söyledim:
Bu savaşta biz, hem NATO’nun yayılmacılığına, hem Rusya’nın işgalciliğine karşı çıkmak zorundayız. Rusya ve Ukrayna’daki neo- Naziler ile savaşı fırsat bilip ellerini ovuşturan Batılı silah tüccarları aynı saftadır. Savaş kışkırtıcısı kimi Batılı medya organları ile Rusya’nın propaganda makineleri de öyle… Türkiye’ye yeni Sultan olmak isteyen Erdoğan’a ne kadar karşıysak, Rusya’ya yeni Çar olmak isteyen Putin’e de o kadar karşıyız. En doğal insan hakkında, yaşam hakkında bile renk ve din kontrolü yapan ırkçılığı lanetleriz.
Bizim safımız, işgale direnen Ukrayna halkının, kendi iktidarına kafa tutarak barış isteyen Rusların, trenden tekmelenerek indirilen Afrikalıların, evini terk edip sınır boylarında kendine yeni yurt arayan mültecilerin, dünyanın dört bir yanında savaşa karşı yollara dökülerek kendi hükümetlerini harekete geçmek mecburiyetinde bırakan milyonların safıdır.
Dünya barışacaksa, onların cesareti sayesinde, onların yüzü suyu hürmetine barışacak.