Pir Sultan Abdal Sözlüğü.
Yazan: Leyla Akgül.
La Kitap Yayınları ikinci baskı 2014.
454 sayfa.
Bir Kitap, bir Sözlük.
Pir Sultan Abdal'ın şiirlerinde, deyişlerinde kullandığı kavramları anlatan, açıklayan bir sözlük. Özel bir sözlük.
Sözlük nedir?
Sözlük kelimelerin kavrama dönüştüğü kitap demek.
Her kelime bir anlam içerir. Kelimelere ruh veren, kelimenin manasıdır. Mana aynı zamanda zaman demektir. Yani tarih, yani hikayesi, dramı, trajedisi.
Bir kelime zaman içinde doğar büyür, anlam kazanır. Sonra anlam eskiyebilir, kullanım dışı olabilir. O zaman kelime ölür.
Mana Tarik demektir. Yani Yol.
Yol amaç demektir, hangi dağın hangi zirvesini hangi zemheriyi aşacağını hesap etmeyen, hedefi olan çığır.
Kelimeler doğduğu andan itibaren, kelimeye mana verenlerin gönlünden rahman olur, yüreğindeki rahimden dile dökülür, dilde doğar.
Çocuk gibidir kelimeler. Doğunca ürkektir, şaşkın, acemi. Koşarken düşer sık sık.
Elinden tutup kaldırmak gerekir. Destek olmak, teşvik etmek ve iyi beslemek, giydirip kuşatmak gerekir kelimeyi. Kelime Mana ile beslenir, donanır, büyür kavram olur.
Kavram ne kadar güçlü ise o kadar yıkılmaz olur, yiğit olur, mert olur.
Kavramın döküldüğü dilin sahibi yıkılsa bile, burca dikilen sancak gibidir kavram, seher yelinde salınır, bir o yana bir bu yana.
O kavram kendi kimliği ve kişiliği ile yaşadığı sürece, o kale zaptedilemez.
En zalim fatihlerin en hain tuzakları, en kalleş silahları bile o sancağı o burçtan indiremez.
Mana yüklü bir kavram, 7 düvele meydan okuyan bir cihangirdir.
Kavrama sahip çıkmak, kaleye sahip çıkmaktır, kalenin kapısına sahip çıkmaktır, kapının kilidine sahip çıkmaktır, kilidin anahtarına sahip çıkmaktır.
Pir Sultan idam edileli yüzyıllar geçti. Ne yüzyılların kara kışı, boranı fırtınası düşürebildi o sancağı, ne alçalan yüzler.
Bir Kitap, Pir Sultan Abdal Sözlüğü, mütevazi bir kitap. Sadece kelimelerden oluşan bir kitap.
Sayfaları açınca, sıradan sade kelimelerden mana doğuyor, üzerine yağan zaman küllerinin içinden, Anka gibi.
Kavramlar birer birer ayağa kalkıp yürüyor 4 kol, kıta kıta. Issız kavruk Anadolu toprağının çileli toprağından doğrulan minik yarpız gibi uzatıyor başını kızgın yazbahar güneşine, genizleri yakıyor kokusu.
Unutulmadım diyor her kelime, bak burdayım, boy veriyorum, yeni seherlere doğuyorum diyor.
Mahsun bir kalem, kitabın kelimelerini içindeki kara mürekkebinden döken.
Ürkek bir el, hoyrat yaban cıngılda yol arayan.
Ama içten, samimi ve kararlı bir Yürek.
Ellerine sağlık Leyla Akgül.