“Şiir insanları sevmeye yarar.”[2]

“Şiir hep üvey evlat olacaktır,”[3]vurgusuyla, “Yeryüzünde şiirden başka yalnız var mıdır acaba?”[4] diyen Süreyya Berfe’nin görüşünü paylaşmayanlardan biri olarak ben de, Gabriel García Márquez’in deyişiyle, “Ben, hâlâ şiir okuyanlardanım”…

Kanımca Murat Belge’vari zevzeklikle[5] anlaşılabilir bir şey olmayan şiir devrimcilerin has evladı olması yanında aşkı ve hayatı çoğullaştırandır…

Çünkü şiir bir yaratıcılık olması yanında; “yürek işidir.”[6]

Yüreksizler, diz çökenler, boyun eğenler, teslim olanlar; “Şiir her zaman yeni yaratıcılar çıkarır,”[7] gerçeğine yabancılaşanlardır.

“Şiir, insanın kendini en bütünsel olarak dile getirme, ifade etme olanağıdır… İnsan yaşamında şiirin bütünsel bir anlamı vardır. Şiir toplumsal yaşamın dışına doğru gitmişse, insanın kendinden uzaklaştığı anlamına gelir. İnsan kendi ile ilgili düşünmez hâle gelirse, kendisini tüketim toplumunun bir parçası olarak algılıyorsa ve kendi hayatıyla derin bir düşüncede değilse şiir o insandan uzaktadır.”[8]

Yaratıcı şiire inanmak, Marguerite Duras’nın ifadesiyle, kişinin kendini kaybetmemesidir, tatlılığı kadar öfkesini, sevme yetisi kadar nefret etme yetisini, çılgınlığını, saflığını…

Yine Duras’a göre, asıl siyasi olan, insanı insan yapan bütün bu özellikler, yani şiirin kendisidir.

Şiire inanmak, her şeye güven duymakla ilgilidir, insan hayata güvenini yitirdikçe şiir de kaybolur.[9]

Öyleyse 2016 Atilla İlhan Şiir Ödülü’ne layık görülen Abuzer Gülpınar’ın, “Şiirin, içinde yaşadığımız çağın koşulları içinde insanın bulunduğu durumu göstermesi bakımından, şairin felsefi göze sahip olması gerekliliği”nin[10] altını çizdiği şiirin bir bağlanma, bir tutku, bir başkaldırı olduğu unutulup, göz ardı edilmemelidir.

* * * * *

Carl Sandburg’un, “Şiir, karada yaşayan ve havada uçmak isteyen bir deniz hayvanının günlüğüdür”…

Alain Badiou, “Şiir, matematikle birlikte hasta zamanımızın yakalayabileceği gerçekleri kavramak için felsefi dilin inşasında en önemli destektir”...[11]

Gülsüm Cengiz’in, “Yaşam varsa, şiir de vardır. Öyleyse ozan; yaşama sahip çıkmalıdır… Şiir yaşam içindir!/ Tanıklık etmelidir gününe,/ yaşamı savunmalıdır şiir”…[12]

Berrin Taş’ın, “Şiir yaşamı söyler”…[13]

Güray Öz’ün, “Şiir gecenin kardeşidir gündüzün annesi, yürekteki büyükbabadır şiir… Şiir ölümün gölgesidir, yaşamanın örtüsü/ Çocuğun savunmasıdır şiir”…[14]

Gülten Akın’ın, “Şiir, çığlıklardır. Kimi kez yalnızlığı seçeriz ya da yalnızlık bizi seçer, korumasız savunmasız. O zaman çığlıklar atarız ölmemek ya da delirmemek için. Sesimiz yankılanıyorsa, yalnızlıkla baş edecek gücü verir bize. Şiirler çığlıklardır”…

Afroviti Gusho’nun, “Şiir insanları birleştirir”…[15]

Egemen Berköz’ün, “Günümüzde insanlık sömürgeci kapitalizmin elinde usunu yitirmiş görünüyor… İşte, bu karabasan ortamında tek umut şiirdedir. Çünkü bir gezgindir şiir, bir araştırmacıdır.

İnsanın ve toplumun kılcal damarlarında gezinir, en eski çağlardan uzak geleceğe uzanır. Gerçeği arar.

Bir büyücüdür şiir. İnsanlığın en büyük varsıllığı dillerin sözcükleriyle güzellikler yaratır.

Çirkinliklere, kötülüklere karşı direnme gücü verir. Bir bilicidir şiir. İnsanlara gerçeği gösterir. Şiir doğruyu söyler. Yalan bulutları arasından bir ışık parlıyorsa, Bilinsin ki o şiirdir,”[16] notunu düştükleri şiir, sadece ölçülü uyaklı söz değildir; elbette ötesi ve fazlasıdır. O, kelimelerle yapılan başkaldırı bestesidir.

Şiir sonsuzluktur, zamana meydan okumaktır; yani bir nefestir, insan(lık)ın yalın hâlidir; onsuz edilmeyen, yaşayan bir organizmadır.

* * * * *

Şair; Søren Kierkegaard’ın, “Nedir bir şair? İç çekmelerini ve çığlıklarını güzel bir müziğe dönüştüren dudaklara sahip olan, fakat ruhunda gizli acılar barındıran mutsuz bir insan,” biçimde tarif ettiğinden fazlası ve ötesidir.

“Şair mi? Biraz hesapsızdır o”[17] dediğidir Ahmet Telli’nin…

Ve “Şairin hayata dair itirazlar, düzenle ve sistemle meselesi vardır… Şiir evcil, şair ‘iyi yurttaş’ değildir… Şiir, sanatın gerilla dilidir.”[18]

“Yaşadığımız coğrafyanın şairleri dilinin zehrinden şarap yapan simyagerlerdir.”[19]

Arapçada “sha’ir”; “bilen kişi” demektir şair.

Hani Nâzım Hikmet’in, “Şairim/ Şimşek şekillerini şiirlerimin/ Caddelerde ıslık çalarak/ Kazırım/ Duvarlara,” dediği…

Veya Jean Paul Sartre’ın, “Şiir bir kaybeden kazanıyor oyunudur; ve gerçek şair kazanmak için hep kaybetmeyi seçer”…

Paul Eluard’ın, “Şair esinlenenden çok, esinleyendir”…

Jean Cocteau’nun, “Şair nedir? Oyunun kurallarını değiştiren adamdır”…

Edip Cansever’in, “Bir duygu avcısıdır şair”…

Cahit Sıtkı Tarancı’nın, “İnsanlar, kendi dar pencerelerinden bakarlarken hayata, şair damdan bakar dünyaya,” notu düştükleri herkestir ya da hiç kimsedir şair. 

Ahmed Arif’in, “Ve ben şairim/ Namus işçisiyim yani, yürek işçisi/ Korkusuz, pazarlıksız,” dizeleriyle betimlediği şair çağın önemli bir tanığıdır. O, hayatı deşifre ederek yazar. Yani şşiir yazan düşünürdür şair. Yani o, insanların düşünmediği yahut düşünemediği şeyleri düşünüp onların önüne koyan kişidir.

Özetin özeti: “Şair nesnel gerçekliği bozar, değiştirir, hatta ona ters düşer. Olmayacak şeyleri öldürür, görünmeyeni görünür kılar, duyulmayanı duyurur,” Metin Altıok’un saptamasıyla…

* * * * *

Kimilerine, bir hayli imkânsız veya ütopik gelse de, “Hayatı şiire taşımak”[20] gerek hâlâ…

Çünkü Arjantinli şair, yazar Jorge Luis Borges’nin, “Şiir gerçekten olmuş olanı değil de bir özlemi dile getirdiğinde güzeldir,” sözünü unutmak mümkün değildir. Hasılı özlemlerin -isyancı- çığlığıdır şiir…

Ve Pablo Neruda’nın altını çizdiği üzere, “Kim öldürebilir ki şiiri! Şiir, kedi gibi yedi canlıdır. İşkence ederler, sokaklarda sürüklerler, üstüne tükürürler, alay ederler, etrafını dört duvarla çevirirler, sürgüne yollarlar fakat o, bütün bunları yaşar, sonunda tertemiz bir yüzle ve gülümseyerek yeniden ortaya çıkar,” her zaman O…

4 Mayıs 2019 11:00, İstanbul.

N O T L A R

[1]Eylül-Ümüş Hapishane Dergisi, Yıl:8, No:32, Temmuz-Ağustos-Eylül 2019…

[2] Metin Altıok.

[3] Emrah Kolukısa, “Şair Süreyya Berfe: Şiir Hep Üvey Evlat Olacaktır”, Cumhuriyet, 23 Mart 2019, s.16.

[4]“Süreyya Berfe:  Kadar Şair Varsa O Kadar Şiir Vardır”, Evrensel, 21 Mart 2019, s.10.

[5]Murat Belge, Şairaneden Şiirsele - Türkiye’de Modern Şiir, İletişim Yay., 2018.

[6]Orhun Atmış, “Yunus Nadi Şiir Ödülülü A. Kadir Paksoy: “Şiir Yürek İşidir””, Cumhuriyet Kitap, No:1449, 23 Kasım 2017, s.16.

[7]Orhun Atmış, “Ataol Behramoğlu: Şiir Her Zaman Yeni Yaratıcılar Çıkarır”, Cumhuriyet, 11 Mayıs 2018, s.15.

[8]Ozan Üner, “Ataol Behramoğlu: İyi Şiir, Yaşanılan Dönemin Nabzını Tutar”, Birgün Pazar, Yıl:14, No:530, 7 Mayıs 2017, s.18.

[9]Bülent Usta, “Esaslı Kederlerimiz”, Birgün, 28 Şubat 2018, s.15.

[10]Nezihe Altuğ, “Felsefi Şiir Denemesi Üzerine Bir Yorum Denemesi”, Birgün Kitap, Yıl:14, No:194, 16 Mart-12 Nisan 2017, s.8.

[11] Nicolas Dutent, “Alain Badiou: Şiir Tümüyle İçimde Yaşıyor”, 21 Aralık 2017… http://sendika62.org/2017/12/alain-badiou-siir-tumuyle-icimde-yasiyor-nicolas-dutent-463061/

[12]Gülsüm Cengiz, “Yaşamı Savunmalıdır Şiir”, Evrensel, 21 Mart 2018, s.12.

[13]Berrin Taş, “2018 Dünya Şiir Günü Bildirisi Şiir İnsanlığımızı Söyler”, İnsancıl, Yıl:28, No:334, Mayıs 2018, s.35.

[14]Güray Öz, “Şairler de Ölür”, Cumhuriyet, 4 Nisan 2018, s.5.

[15]Kadir İncesu, “Afroviti Gusho: Şiir İnsanları Birleştirir”, Birgün, 18 Aralık 2018, s.14.

[16]“Egemen Berköz, “2017 Yılı 21 Mart Dünya Şiir Günü Bildirisi: Şiir Doğruyu Söyler”, Cumhuriyet, 21 Mart 2017, s.14.

[17] Işık Kansu, “Ahmet Telli: Tarlakuşlarının Sesleri Bozkırda”, Cumhuriyet, 30 Aralık 2018, s.12.

[18] Hicri İzgören, “… ‘Başat’ Olana Dair”, Yeni Yaşam, 20 Aralık 2018, s.11.

[19]Küçük İskender, “Şairlerin Önlenemez Aşkı”, Cumhuriyet, 21 Mart 2015, s.2.

[20]Zeynep Oral, “Hayatı Şiire Taşımak...”, Cumhuriyet, 21 Mart 2019, s.13.