“Irkçı, varlığın kendiliğini,
onu o yapan bireysel kimliğini,
yani her insanın insanlığını hedef alır.”[2]
BM raporlarına göre, 271 milyon 642 bin göçmen var dünyada. Yani 271 milyon 642 bin insan, dünyanın çeşitli yerlerinde, “Göçmenya”da yaşıyorken;[3] BM Mülteciler Komiseri Antonio Guterres, küresel ekonomik krizin bazı ülkelerde yabancı düşmanlığını artıracağı ve daha fazla mülteci yaratacağı uyarısında bulunup; mültecilerin yoğun yaşadığı ülkelerde kimi zaman ülke vatandaşlarının artan işsizliğin sorumlusu olarak mültecileri gördüğüne dikkat çekerek ekledi:
“Siyasetçi olarak deneyimlerime göre şunu söyleyebilirim ki, bir ülkede bir şeyler yanlış gittiği zaman iki potansiyel hedef olur: Biri hükümet, diğeri ise yabancılar.”[4]
Sürdürülemez kapitalizmin krizi artı faşizm ile ırkçılığın “olağanlaş(tırıl)ıp” siyasal sahnenin baş aktörü olarak dönüşü tesadüfi değildir. Çünkü Eduardo Galeano’nun, “Tenimiz ne renk olursa olsun, hangi dili konuşursak konuşalım hepimiz aynı katmerli toprağın farklı çamurlarından değil miyiz?” sorusuna “Hayır” yanıtı verilen; ‘The Washington Post-Ipsos’ anketine göre, her 10 siyah ABD’liden 8’i ırkçı saldırıların artmasından korktuğu[5] bir çılgınlığın orta yerindeyiz.[6]
Almanya Aile Bakanı Lisa Paus ülkede yaşayanların yüzde 90’ının ülkede ırkçılık olduğunu kabul ederken; Almanya’da yaşayanların yüzde 22’sinin en az bir kere ırkçılığa maruz kaldığını bildiriyor.[7]
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser de, ülkede demokrasi ve çoğulcu toplum için en büyük tehdidin aşırı sağcılık olduğunu söylerken;[8] 11 Ağustos 2022’de Berlin’de 80’den fazla otomobilin üzerine gamalı haç çizildi.[9]
‘Each One Teach One’ ile ‘Citizens for Europe’un Almanya’da yaptıkları araştırma, ülkede yaşayan siyah tenli insanlara günlük yaşam başta olmak üzere, iş sahası, kiralık ev bulma gibi birçok alanda “ırkçılık ve ayrımcılık” yapıldığını ortaya koydu.[10] Ekleyelim, Almanya’daki aşırı sağcıların sayısı, 2019’da önceki 2018 yılına göre yüzde 33 oranında arttı; bunların büyük bölümü de hedefleri uğruna şiddet uygulamaya hazır ya da şiddete yatkın kişiler.[11]
‘Welt’ gazetesinin özel haberinde, Nazilerin Belarus üzerinden Polonya’ya, oradan da Almanya’ya gelen sığınmacıları engellemek için harekete geçtiği ve sınır bölgelerinde devriye gezmek için bir araya geldiği aktarıldı. Faşistlerin 2013’te kurulan ve Anayasayı Koruma Teşkilâtı tarafından izlenen III. Yol adlı yapının üyeleri olduğu açıklandı…[12]
“Irkçılığın Avrupa’sı, Avrupa’nın Irkçılığı”na[13] en çarpıcı örneklerden birisi Roma’da ‘Forza Nuova Parti’li bir üyenin kilise önündeki cenaze töreninde tabutunun Nazi bayrağına sarılıp, katılımcıların Nazi selamı vermesiydi![14]
Ya “Rüya” diye tezgâhlanan ABD kâbusu mu?
‘CNN’ ile ‘The New York Times’da Afro-Amerikan yazarların beyaz üstünlükçülüğün devam ettiğini vurgularına ‘The Washington Post’tan Eugene Scott da, Amerika’da ırkçılık var,”[15] diye eklerken; ABD’de siyahî emekçiler, beyazlara göre ortalama yüzde 41, kadın emekçiler ise erkeklere görece ortalama yüzde 19 daha düşük ücret elde ediyor.[16]
Bir şey daha: 2020’de ABD’de protestoculara ateş açarak iki kişiyi öldüren Kyle Rittenhouse, jüri kararıyla birlikte beraat etti. Irkçılarla birlikte hareket eden Rittenhouse, siyahlara karşı polis şiddetini protesto edenlere saldırmıştı![17]
“Ya biz” mi?
Çorum’un Abdullah Ata (Tekke) köyünde Urfalı mevsimlik tarım işçilerine, köyün muhtarı ve oğulları tarafından bıçakla saldırıldı. Hatice ve Kübra Alpa, Halep ve İsmail Çalışır ile Ali Sarıgül yaralandı![18]
Ancak aktarmadan geçmeyelim:[19] “Irkçılık belası insan evlatlarının tabiatında var olan bir şey değildir. Bizler ırkçı doğmayız, ırkçı oluruz, aynı ırkçı olmanın önüne geçebileceğimiz gibi. Benim ırkçı insanlarla sorunum, tenlerinin değil ideolojilerinin rengidir. Benzer şekilde maço ile sorunum da onun cinsiyetinde değil ayrımcı ideolojisinde yatar.”[20]
* * * * *
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ve İtalyan politikacı Matteo Salvini Avrupa genelinde yeni bir sağcı ittifak kurmak için Budapeşte’de buluşan politikacılar “Hıristiyan değerler üzerine kurulu Avrupa Rönesansı” başlatma sözü vermişlerken;[21] popülizm maskesiyle ırkçılığın yüksel(til)diği Avrupa’da; kendine Macaristan’ı yeniden “büyük” yapma misyonu vehmeden aşırı sağcı lider Orban, göçmen karşıtlığını sert bir dille tekrarlamaya devam etti. Macaristan’a, Avrupa’yı Ortadoğulu akınından koruma görevi biçti.
Sağ popülist partiler, salgın sırasında Avrupa’ya göç/göçmen sorunlarını sıklıkla vurguladı ve Almanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, İspanya ve Birleşik Krallık ve Avrupa’nın iki sağcı popülist lideri (Fransa’da Marine Le Pen ve İtalya’da Matteo Salvini) siyasi iktidarı/hükümeti, sadece göçmen sorunlarıyla ilgilenmek, kendi vatandaşlarına duyarsız kalmakla suçlayarak prim topladı.[22]
Yani Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Senem Köşer Akçapar’ın da altını çizdiği üzere “Almanya’da AFD, Fransa’da FN gibi partiler, Belçika’da ve Hollanda’da Dewinter ve Wilders gibi siyasetçiler zaten kültürlerinin yozlaşmasını sorunsallaştırarak ve bunun müsebbibi olarak göçmenleri göstererek oy toplamaya başladılar. İşin kötü yanı, şimdilerde merkez sağdaki partiler de toplumdaki rahatsızlık ve oy potansiyelinden kaynaklı daha faşist bir söyleme angaje oldular. Brexit’e giden süreçte[23] bile ekonomik ve siyasi kriterlerin yanı sıra, bir göçmen karşıtlığı bulunmaktaydı. Huntington, Kültürler Çatışması tezini ilk ortaya attığında bunu eleştirmiştik. Ancak aradan geçen süre zarfında bu tezin kullanıldığı ve işler hâle getirildiğini görüyoruz.”[24]
İş bu kadarla da sınırlı kalmazken; mültecilere çifte standart uygulayan AB’de ayrımcılık ve ırkçılık “olağan” hâle geldi.
Gerçekten de AB göçmenlere çifte standartlı, ikiyüzlü davranıyor. Göçmenler arasında, din ayrımı, renk ayrımcılığı, ırkçılık yapıyor.
“Nasıl” mı?
“Suriyeli’ye, Afganistanlı’ya, Iraklı’ya, İranlı’ya Afrikalı’ya, Asyalı’ya, siyah tenli bir insana, Müslüman kökenli insana yıllarca onur kırıcı, aşağılayıcı, ölümlere terk ederek yaşamı çekilmez hâle getirenler; sınırlarda masum insanları açlığa, soğuklara, ölümlere terk ederek ülkelerinizde yaşam hakkı tanımayıp zulüm uygulama mubah görülürken; tüm AB ülkeleri kapılarını Ukrayna’nın “sarı saçlılarına” açmakla kalmayıp, ‘evinizin kapılarını sonuna kadar açınız’ çağrısı yaparak çirkin yüzünü açığa çıkardı.”[25]
* * * * *
Avrupa’nın her yerinde durum böyleyken; XX. yüzyıl sonunda başlayan çöküşün faturasını Fransa, bir süredir günah keçisi bellediği Müslüman göçmenlere fatura etme peşinde. Avrupa’nın en pervasız ırkçılarından Éric Zemmour’un, kurduğu yeni partinin adı “Yeniden Fetih/Reconquête”.
“Reconquête” doğrudan Katolik krallar Ferdinand ile İsabel’in 1492’de Emevi Müslümanlarını İspanya’dan sürmesiyle özdeşleştirilen ve İspanyolca da “yeniden fetih” anlamına gelen “Reconquista”ya gönderme yapıyor.
“İspanya’dan beş yüz yıl önce Arapları kovan Katolik krallar gibi biz de şimdi Fransa’dan Müslümanları savmayı hedefliyoruz” diyor özetle Zemmour ve takvimi 500 yıl geri alıyor.
Zemmour’un yanında “sulandırılmış” kalan faşist Marine Le Pen, sağcılığı ile klasik merkez sağdaki “Cumhuriyetçiler”in oyları da bir araya getirildiğinde, sağ oylar yüzde 70’i buluyor.[26]
Fransa siyaseti tümden sağa kaymış durumda. Siyaset bundan böyle sol-sağ arasında değil, sağın farklı tonları arasında cereyan ediyor.[27]
Irkçılığı körüklediği gerekçesiyle eleştirilen Boris Johnson’un[28] Başbakanlık yaptığı İngiltere’de de durum farklı değil. Örneğin siyah hakları mücadelesi öncülerinden 2 çocuk annesi 26 yaşındaki Sasha Johnson’un, başından silahla vurularak ağır yaralanması[29] gibi. Didem Mercan bu hâli, “İngiltere’den ABD’ye, George Floyd’dan Mark Duggan’a cinayetlerin ortak kökenini yerleşik ırkçılık,”[30] diye tanımlıyor.
“Hayır” mı dediniz?
Alın size balığın nasıl da baştan koktuğuna ilişkin bir örnek: Monarşiyle bağlarını koparıp son derece “sivil” bir yaşam kurmak için ABD’ye giden Prens Harry ile eşi, İngiliz Kraliyet ailesinin gelini Meghan Markle, siyah bir anneye sahip olduğundan doğacak olan çocuğunun siyah olacağı endişesiyle Prens sıfatını taşımasının istenmediğini ileri sürerek Kraliyet ailesini ırkçı olmakla suçladı…[31]
Bir şey daha:
Birleşik Krallık’ta İçişleri Bakanlığı resmen “Vatandaşlık bir ayrıcalıktır, hak değil” diyor ve yeni vatandaşlık ve ulusal sınırlar yasasını bu doğrultuda değiştirmeye çalışıyor.
Priti Patel’in teklif ettiği göç yasasına göre ülkede yaşayan kişiler hiçbir ön bildirim verilmeksizin vatandaşlıktan atılabilecekler. Bu değişiklik için sunulan gerekçe ise yine ‘kamu güvenliği ve ulusal güvenlik.’ Ayrıca kişileri önden bilgilendirmenin her zaman mümkün olmadığı, hatta bu uygulamanın diplomatik ilişkiler açısından da faydalı olacağı iddia ediliyor![32]
* * * * *
Çarpıcı Almanya örneğine gelince: İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in, “Aşırı sağ ülkemizde güvenliğe yönelik en büyük tehdit olmaya devam ediyor,” dediği Almanya’da ırkçıların 2020’de 23 bin 604 suç işlediği ve bunun, son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştığı açıklandı.[33]
Almanya’da siyasi motifli suçların kayıt altına alınmaya başlandığı 2001’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Bu suçların büyük çoğunluğunu aşırı sağ kaynaklı eylemler oluşturuyorken; 2020’de 44 bin 34 siyasi motifli suç işlendi, bunlardan 3 bin 354’ü şiddet fiili olarak kayda geçti. Bu sayının, siyasi motifli suçlarda en yüksek değerin saptandığı 2016’da 2 bin 500 daha fazla olduğu bildirildi. 2016’da kayıtlara, 2015 yılındaki göç krizi kaynaklı çok sayıda siyasi motifli suç işlenmişti![34]
Ayrıca muhalefet partilerinden FDP (Hür Demokrat Parti), Alman ordusunun kendi içindeki aşırı sağcı vakalarla ilgili rakamları yayınlamayı reddettiğini açıklarken; ordunun istihbarat birimi olan Alman Askeri İstihbarat Servisi (MAD), Şubat 2021 tarihli açıklamada, ordu içinde aşırı sağcı olduğu şüphesiyle incelenen vakaların sayısının 2020’de 477’ye yükseldiğini belirtti.[35]
Bu kapsamda orduda ırkçı faaliyetler yürüten 26 asker daha belirlendi ve 9’uncu Zırhlı Eğitim Tugayı’na mensup 10’u çavuş 26 askerin kurdukları sohbet grubunda şiddeti yücelten, antisemitik, pornografik ve aşırı sağcı içerikler paylaştığı bilgisi yer aldı.[36]
Kuşku yok: Irkçılık ve ırkçı saldırılar Almanya’nın değişmeyen gündemlerinden biri olmaya ve gün geçtikçe artmaya devam ediyor.
Almanya ırkçılık suçunda sicili en kabarık ülkelerden biridir ve bunun tarihi çok eskiye dayanıyor. Ülkenin değişik yerlerinde sayısız ırkçı saldırı gerçekleştirildi. Bunlardan en çok bilinen ve hafızalarda kalanları şunlardı:
i) 23 Kasım 1992, Mölln: 3 Türkiyeli öldürüldü.
ii) 29 Mayıs 1993, Solingen: Aynı aileden 5 Türkiyeli yakıldı.
iii) 18 Ocak 1996, Lübeck: Çoğu çocuk 10 Afrika kökenli insan öldürüldü.
iv) 7 Ekim 2003, Overaht: 3 kişi öldürüldü.
v) 2000-2007 yılları arası NSU cinayetleri: 8’i Türkiyeli 10 kişi öldürüldü.
vi) 22 Temmuz 2016, Münih: Bir alışveriş merkezine düzenlenen saldırı sonucu 10 göçmen öldürüldü, 36 kişi yaralandı.
vii) 2 Haziran 2019, Kassel: CDU’lu Kassel valisi Walter Lübcke öldürüldü.
viii) 9 Ekim 2019, Halle: Bir Sinegog’a araba yüklü patlayıcıyla yapılan saldırı başarısız olunca, yolda geçen bir kadın ile Türkiyeli bir esnaf öldürüldü.
ix) 1 Ocak 2019, Bottrop: 8 göçmen yaralandı.
x) 20 Şubat 2020, Hanau: 9 göçmen genç öldürüldü.
Bunların dışında yaşanan çok sayıda ırkçı saldırı sonucu Almanya’da 1990-2020 arası toplam 200’den fazla kişi katledildi. Bu rakamlara bizzat polisin ırkçı saiklerle katlettiği göçmenler dahil değil kuşkusuz. Çünkü sadece sivil faşistlerin katliamları ırkçı saldırı kategorisine giriyor, resmiler değil!
Bu kabarık faturaya rağmen, ırkçı örgütlenme ve saldırılar önlenmek şöyle dursun, aksine gün gittikçe artmaya devam etti.
Almanya’nın Bavyera eyaletinde yayınlanan bir rapor ülkedeki ırkçı-faşist örgütlenmenin ve saldırıların vardığı korkunç boyutu bir kez daha gözler önüne serdi. Bahsi geçen rapor eyalet meclisindeki Yeşiller grubu tarafından hazırlandı. Grubun, eyaletteki radikal sağ örgütlere karşı strateji geliştirme sorumlusu Cemal Bozoğlu, 25 meclis araştırma önergesinden elde ettiği bilgi ve belgeleri rapor hâline getirerek kamuoyu ile paylaştı. ”Bavyera’daki aşırı sağcılar” başlığıyla hazırlanan, resimler ve istatistik tablolarıyla desteklenen 27 sayfalık kapsamlı rapor durumu ayrıntısıyla ortaya koyuyor. Yeşiller bu tür raporları 2014’ten bu yana her yıl düzenli olarak hazırlıyor.
Raporda onlarca ırkçı-faşist örgüt, bunların özellikleri, yaptıkları eylemler, vakalardaki artışlar, polisin ve istihbaratın yaklaşımı, talepler, öneriler ve uyarılar ayrıntısıyla yer alıyor. Raporun Bavyera’dan çıkması önemli. Zira Bavyera, Almanya’nın coğrafik olarak en büyük ve ülkenin en zengin eyaletlerinin başında geliyor. Allianz, BMW, Leoni, Audi, Schaeffler, MAN, Adidas, Media-Saturn-Holding GmbH, Siemens, Netto ve dünyaca tanınmış daha onlarca firmanın merkezi bu eyalette yer alıyor. Eyalette sağcı parti CSU (Christlich-Sozial Union) 1960’lardan bu yana kesintisiz bir şekilde hükümette bulunuyor. Muhafazakâr (konservatif) ve gelenekçi özellikleriyle tanınan, kendine has bir şivesi olan, kendini Almanya’dan ayrı gören ve hatta zaman zaman ayrılmayı dillendiren bir eyalet Bavyera. Bu özellikleri ve başka birtakım etkenlerden dolayı, doğu eyaletlerinde olduğu gibi ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının yüksek olduğu ve ırkçı-faşist örgütlerin üslendiği temel alanlardan biri durumunda. Dolayısıyla bu tipik ve deyim uygunsa “steril” bölgeden yansıyan veriler oldukça önemlidir ve tüm ülkeyi kesen niteliktedir.
Raporda en dikkat çeken hususlardan biri ırkçı-faşist örgütlerin sayısındaki artış. Kendilerini özellikle tarihteki gerici-faşist sembollerden esinlenerek isimlendiren, kimisi yasaklanan, kimisi ise hâlâ faaliyet yürüten onlarca oluşum, örgüt ve partiden bahsediliyor. Önemli bir kısmı raporda da yer alan, Almanya’daki ırkçı-faşist yapılanmaların bazıları şöyle sıralanıyor:
Partiler: i) AfD, ii) NPD, iii) Die Rechte, iv) Pro NRW, v) Der 3. Weg
Faal olan örgütler: i) Old School Society, ii) Freie Kamaradschaft Dresten, iii) Nauener Gruppe, iv) Gruppe Nordadler, v) Kamaradschaft Aryans, vi) Devrim Chemnitz, vii) Gruppe Freital, viii) NSU 2.0, ix) Reichbürger, x) Wodans Erben Germanien, xi) Viking Security Germania
Yasaklananlar: i) Blood and Honour Division, ii) Combat 18, iii) Weisse Wölfe Terrorcrew (WWT), iv) Atermedia Deutschland, v) Heimattreue Deutsche Jugend, vi) Collegium Humanum, vii) Freitliche Deutsche Arbeiterpartei, viii) Viking-Jugend-WJ, ix) Nationale Offensive, x) Deutsche Aternative, xi) Nationalistische Front, xii) Atomwaffen Division
Sayılan bu kabarık listenin dışında, raporda adı geçen irili ufaklı daha onlarca oluşum var. Adı geçen “yasal” partilerin dışında bu örgütlerin çoğu yarı-legal ya da illegal faaliyet yürütüyorlar. Yine çoğu, legal veya illegal yollardan edindikleri silahlara sahipler. Sayı ve çeşitlilikteki bu artış yapılan eylemlere de yansıyor.
1945’ten bu yana Almanya’daki en yoğun saldırılar 2019’da yaşandı. Resmi rakamlara göre son bir yıl içerisinde ülke çapında, 1.000’i hafif veya ağır yaralama olmak üzere, toplam 22.337 ırkçı saldırı gerçekleşti. Anayasayı Koruma Örgütü’nün verilerine göre, 13 bini şiddet yanlısı olmak üzere, Almanya’da 24 binden fazla kişi “aşırı sağcı” olarak nitelendiriliyor. Bunların işledikleri suçlar arasında, mültecilere, göçmenlere, yabancılara, siyasetçilere yönelik saldırılar ile mala zarar verme, tehdit, baskı, nefret suçları, iftira vb. sayılmaktadır. Saldırılar, mülteci akınının tırmanışa geçtiği 2013’ten itibaren yükselerek 2016’da doruğa çıkıyor. Sonraki yıllarda düşse bile 2019’da tekrar yükselmeye başladı.[37]
İşte birkaç çarpıcı örnek:
i) Alman iç istihbaratı verileri, 2019’nın ilk 6 ayında 8 bin 600 ırkçı saldırı yaşandığını gösterdi.[38]
ii) Almanya’da Müslümanlara karşı ırkçı şiddet sürekli artıyor.[39]
iii) Polis şiddeti ve ırkçı, yabancı düşmanı, aşırı sağcı polislerle ilgili haberler Almanya’nın gündeminden düşmüyor. Basında yer alan haberlere göre Almanya’da 2017’den 2020’nin Nisan ayına kadarki süre içinde 377 polisin aşırı sağcılık kuşkusuyla soruşturma konusu olmuş. Bunlar arasında üst rütbeli polisler de yer alıyor.[40]
iv) Irkçı terör örgütü NSU’nun, Almanya’da 2000-2007 kesitinde 8’i Türkiye, biri Yunanistan olmak üzere dokuz göçmeni ve bir polis memurunu katlettiğinin açığa çıktı. Güvenlik birimleri içindeki ırkçı örgütlenmelere dikkat çekildi.[41]
v) “Masallar şehri” diye anılan Hanau’da iki kafeye dönük silahlı saldırı sonucu 11 kişinin hayatını kaybettiği ırkçı katliam sonrası saldırıların arkası kesilmedi. Döbeln’de bir nargile kafe kundaklanırken Stuttgart’ta yine Türkiyelilerin işlettiği kafeye ateş açılmıştı. Volkmarsen’de 52 kişinin yaralandığı otomobil faciası ise belirsizliğini koruyor.[42]
vi) Chemnitz’de bir Alman’ın öldürülmesinin ardından başlayan yabancı düşmanı gösteriler ile karşı eylemler sürüyor. Bu olay üzerine kentte yabancı düşmanlığı içeren gösteriler düzenlenmiş, gösteri sırasında yabancı gibi görünen kişiler kovalanarak, tartaklanmış ve dövülmüştü.[43]
* * * * *
Ya “ABD kâbusu” mu?!
ABD’de her 10 kişiden 6’sının toplumdaki polis şiddetini en ciddi problemlerden biri olarak görüyorken; siyahîlerin yüzde 77’si ırkçılık ve polis şiddetini en önemli sorun olduğunu; yüzde 90’ı ise polisin siyahlara “ölümcül güç” kullanacağına inanıyor.[44]
Örneğin George Floyd’un nefessiz bırakılarak öldürüldüğü Minneopolis’te bir polis yine bir siyah genci, Daunte Wright’i[45] katletti.[46]
Bu arada siyahîlere yönelik ırkçılığın yargı eliyle de sürdürüldüğü ABD’de[47] “George Floyd cinayetinde davaya bakan Minnesota başsavcısı, ‘Adalet sözcüğünü kullanmayacağım, adalet için hasarın giderilmesi gerekir. Fakat sorumluların hesap verdiğini söyleyebilirim’ dedi. Ancak davada ırk olgusunun üzerinde neredeyse hiç durulmadı.”[48]
Ayrıca ABD’de Asyalılara dönük ırkçı saldırılarda ciddi artış yaşandı. Voice of America’nın haberine göre sadece 2021’in ilk çeyreğinde New York’ta Asyalılar’ı hedef alan 33 ırkçı saldırı yaşandı.[49]
Sadece ABD değil elbette!
Mesela Brezilya: Siyahlar, Brezilya nüfusunun yüzde 55’ini oluşturuyorlar fakat Kamu Güvenliği Forumu’nun 2019 raporuna göre 2017-2018 kesitinde polis cinayetlerinde ölenlerin yüzde 75’ini siyahlar oluşturuyordu. Beyazlar ise toplumun yüzde 44’lük kesimini oluşturuyorlar, buna karşın polis cinayetlerinde beyazların öldürülme oranı yüzde 15’in altında kalıyor. Rio de Janerio’da yaşayan 21 yaşında ve siyah biriyseniz, polis tarafından öldürülme şansınız nüfusun geri kalanına oranla yüzde 147 daha fazla.
Covid-19 salgınında hayatını kaybedenlerin çoğunluğunu da siyahlar oluşturuyor. Epoca dergisi tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre, 2020 Haziran ayı sonu itibarıyla salgında hayatını kaybeden 54 bin 488 kişinin yüzde 61’i siyahtı.[50]
Bir şey daha: Avustralya hükümeti, ülkeye teknelerle ulaşmayı başardıktan sonra yakalanan sığınmacıları Papua Yeni Gine’de Manus Adası ile Pasifik ülkesi Nauru’da kurduğu gözaltı merkezlerinde tutuyor. Bu merkezlerde yaklaşık 3 yıldır tutulan sığınmacı ve mültecilerin hiçbir zaman Avustralya’ya alınmayacağını her fırsatta dile getiren koalisyon hükümeti yetkilileri, söz konusu kişiler için ömür boyu vize yasağını kapsayan yasa tasarısı hazırlatıp meclisten geçirmişti.[51]
Daha ne olsun?
* * * * *
Ve İbrahim Kaypakkaya’nın, “Türk ırkçılığı, Türk burjuvazisinin siyasi bakımdan en geri kesimlerinin politikasıdır. Emperyalizm, menfaatlerine el verdiği yerde ırkçılık politikasını destekler,” notunu düştüğü Türk(iye) hâllerine gelince…
Türkiye’de her geçen gün ırkçılık, ayrımcılık, ötekileştirme politikaları artıyor. Bu coğrafyanın kadim halklarından olan Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Süryanîler ve diğer halklar ırkçı saldırılarla karşı karşıya. Sakarya’da, Yozgat’ta Kürt mevsimlik tarım işçileri ırkçı saldırıya maruz kaldı. Afyon’da Kürt inşaat işçisi Özkan Tokay öldürülürken 2 inşaat işçisi yaralandı. Samsun’da 16 yaşındaki Suriyeli işçi ırkçı saldırı sonucunda öldü. Irkçılığın ve ayrımcılığın giderek arttığı bugünlerde ise yargı, ırkçılık ve nefret suçlarına yönelik davaların çoğunda “Benim Türküm yapmaz” anlayışıyla suçu örtbas ederek, cezasızlık politikası uyguluyorken[52] işte birkaç somut veri:
i) İHD, 10 yıl içerisinde 280 ırkçı saldırı yaşandığını ve 47 mezarlığın tahrip edildiğini açıkladı.[53]
ii) ‘Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’, İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde 16 Kasım 2021’de 3 Suriyeli işçinin gece uyudukları sırada üzerlerine benzin dökülüp yakıldığını, üç gencin de hayatını kaybettiğini açıkladı. Açıklamada, saldırgan ile Suriyeli gençler arasında herhangi bir husumet bulunmadığı, olayın ırkçı bir saldırı olduğu belirtildi.[54]
iii) Abdulkadir Davud adlı Suriyeli genç, Zeytinburnu sahilinde ırkçı bir saldırı sonucu yaşamını yitirdi.[55]
iv) Ankara Altındağ’da 10 Ağustos 2021’de 18 yaşındaki Emirhan Yalçın 2 Suriyeli tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olayın ardından Suriyeli göçmenlere yönelik şiddet olayları yaşandı, dükkânlar, araçlar yakılırken konutlara zarar verildi. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı, ‘seyreltme’ adı altında proje geliştirerek göçmenleri yoğunlaştığı ilçelerden farklı yerlere göndermeye yönelik adımlar atmaya başladı.[56]
v) Mardin Mazıdağı’ndan Sakarya’ya giden 16 fındık işçisi Kürt,[57] patron ile köylülerin saldırısına uğradı.[58]
vi) Edirne’de zorunlu askerlik yapan Doğan Çetin, “Keşke Kürtçe eğitim alsaydık” sözleri üzerine 2 asker tarafından kafasına silahla vurularak, hastanelik edildi.[59]
vii) Afyon’un Dinar ilçesine çalışmaya giden Ercişli inşaat işçilerine silahlı saldırıda bulunuldu. İşçilerden Özkan T. yaşamını yitirirken, Fırat T. ve Emrah Ö. isimli işçiler yaralandı.[60]
* * * * *
Wilhelm Reich’ın, “Ben bir Alman, Yahudi, Hıristiyan, İtalyan değil, dünya vatandaşıyım”; Mark Twain’in, “Ben kimseye hangi ırktan olduğunu sormam; insan olması yeterli. Daha beter ne olacak!” uyarısı zemininde ırkçılıkla mücadele lafla değil, siyasi ve toplumsal gerçekliği değiştirerek yürütülmelidir; yani anti-kapitalist zeminde ırkçılığa eklemlenmiş milliyetçiliğe karşı mücadele ile…
Tıpkı Kara Panterler üyesi Fred Hampton’un, “Irkçılığa karşı ırkçılıkla değil dayanışmayla kavga vereceğiz. Beyaz kapitalizmine karşı siyah kapitalizmiyle değil; kapitalizme karşı sosyalizmle mücadele edeceğiz,” ifadesindeki üzere!
Son söz, daha doğrusu uyarı da, “Irkçılıktan nasıl kurtulacağız? Konuşmayı kes!” diyen Morgan Freeman’dan…
22 Ağustos 2022 10:43:51, Çeşme Köyü.
N O T L A R
[1] Kaldıraç No:254, Eylül 2022…
[2] Jacgues Derrida.
[3] Metin Yeğin, “Göçmenya”, Yeni Yaşam, 7 Ocak 2021, s.5.
[4] “BM: Kriz Irkçılığı Artırır”, Cumhuriyet, 23 Şubat 2021, s.7.
[5] “ABD’deki Irkçı Saldırıdan Sonra Siyahiler Daha da Tedirgin”, 22 Mayıs 2022… https://avrupademokrat.com/abddeki-irkci-saldiridan-sonra-siyahiler-daha-da-tedirgin/
[6] Bkz: i) Temel Demirer, Faşizm Yeniden mi?, Ütopya Yay., 2000… ii) Samir Amin-Bertolt Brecht-Umberto Eco-Pierre Milza-William I. Robinson, Faşizm, Irkçılık, Ayrımcılık Yazıları, Derleyen: Sibel Özbudun-Temel Demirer, Ütopya Yay., 2016… iii) Temel Demirer, “Irkçılık ‘Küreselleşirken’!”, Odak, No:2007-06 (SN:06), 18 Haziran 2007; Odak, No:2007-07 (SN:07), 19 Temmuz 2007… iv) Temel Demirer, “Derinleşen Kriz = Yükselen Irkçılık”, Sosyalist Mezopotamya, No:22, Temmuz 2008... v) Temel Demirer, “Irkçılık Depreminde Sosyo-Politik Topoğrafya(mız)!”, Newroz, Yıl:5, No:193, 17 Kasım 2011; Newroz, Yıl:5, No:194, 24 Kasım 2011… vi) Temel Demirer, “Irkçılık Virüsü Yaygınlaşırken…”, Esmer, No:74, Temmuz 2012… vii) Sibel Özbudun, “Bir Kimlik Siyaseti Olarak Milliyetçilik ve Irkçılık”, Kaldıraç, No:146, Ağustos 2013… viii) Temel Demirer, “Faşizm(ler)in Güncelliği ve Irkçılık”, Newroz, Ocak 2018… ix) Temel Demirer, “Irkçılığa Karşı Yaşasın Eşitlikçi Kardeşlik”, Kadir Güney, MA, 11 Kasım 2021... x) Temel Demirer, “Irkçılık/ Faşizm Suçu”, Kaldıraç, No:231, Ekim 2020…
[7] “Almanya’da Toplumun Yüzde 90’ı Ülkede Irkçılık Olduğunu Kabul Ediyor”, 5 Mayıs 2022… https://www.avrupademokrat.com/almanyada-toplumun-yuzde-90i-ulkede-irkcilik-oldugunu-kabul-ediyor
[8] “İçişleri Bakanı Faeser: Irkçılık, Almanya İçin En Büyük Tehdit”, 13 Ocak 2022… https://www.avrupademokrat.com/icisleri-bakani-faesere-gore-irkcilik-almanya-icin-en-buyuk-tehdit
[9] “Berlin’de 80’den Fazla Otomobilin Üzerine Gamalı Haç Çizildi”, 14 Ağustos 2022… https://avrupademokrat.com/berlinde-80den-fazla-otomobilin-uzerine-gamali-hac-cizildi
[10] “Araştırma: Almanya’da Siyahiler ‘Irkçı ve Ayrımcı’ Saldırılara Maruz Kalıyor”, 13 Aralık 2021… https://www.avrupademokrat.com/arastirma-almanyada-siyahiler-irkci-ve-ayrimci-saldirilara-maruz-kaliyor/
[11] Gürsel Köksal, “Almanya’nın Aşırı Sağı”, Birgün, 26 Kasım 2020, s.4.
[12] “Alman Faşist Grup, Sığınmacıları Engellemek İçin Sınır Bölgelerinde Toplanıyor”, 25 Ekim 2021… https://www.avrupademokrat.com/alman-fasist-grup-siginmacilari-engellemek-icin-sinir-bolgelerinde-toplaniyor
[13] “Irkçılığın Avrupa’sı, Avrupa’nın Irkçılığı”, Devrimci Duruş, No:103, Nisan 2022, s.10.
[14] “İtalya’da Faşist Şov: Nazi Bayrağıyla Cenaze Töreni Yaptılar”, 12 Ocak 2022… https://www.avrupademokrat.com/italyada-fasist-sov-nazi-bayragiyla-cenaze-toreni-yaptilar/
[15] Ekim Kılıç, “Afro-Amerikan Mücadelesinde Siyah Tarihi Ayı”, Evrensel, 25 Şubat 2018, s.9.
[16] Erinç Yeldan, “Biden’ın Üçlemi”, Cumhuriyet, 3 Şubat 2021, s.11.
[17] “ABD’de İki Protestocuyu Otomatik Silahla Öldüren Irkçı Beraat Etti”, 20 Kasım 2021… https://www.avrupademokrat.com/abdde-iki-protestocuyu-otomatik-silahla-olduren-rittenhouse-beraat-etti
[18] “Çorum: Tarım İşçilerine Saldırı”, Cumhuriyet, 6 Ağustos 2021, s.12.
[19] “Irkçılık, sınıfsal ayrımcılık ve (hetero) seksizmi ele almaya başladığımıza göre, türcülüğün bir sonraki mantıki adım olacağını düşünebilirdik. Fakat bu, toplumdaki önyargıların ve bu önyargılara yönelik sanat, edebiyat ya da felsefe gibi çeşitli kültürel formlar üzerinden getirilen eleştirilerin bir tür çizgisel düzende ilerlediğini varsaymamızla mümkün olurdu.
Bilakis, tıpkı ırkçılık, sınıfsal ayrımcılık ve (hetero)seksizm çözümlemelerinin, bunların kesişim alanlarının hesaba katıldığında çok daha kuvvetli olması gibi, türcülüğün eleştirisi de toplumdaki bu diğer hastalıkların eleştirisiyle bir araya getirildiğinde en güçlü hâlini kazanır.” (Derek Ryan, Hayvan Kuramı - Eleştirel Bir Bakış, çev: Ayten Alkan, İletişim Yay., 2019.)
[20] Paulo Freire, Yüreğin Pedagojisi, çev: Özgür Orhangazi, Ütopya Yay, 2014.
[21] “Avrupa’da Yeni Sağcı İttifak Kuruluyor”, 2 Nisan 2021… https://www.avrupademokrat.com/avrupada-yeni-sagci-ittifak-kuruluyor/
[22] Mine Yıldız, “Pandemi Krizini Fırsata Çevirdiler”, Birgün, 11 Mayıs 2021, s.5.
[23] Covid-19 önlemlerini maskelerini çıkarıp eylemler düzenleyerek protesto eden aşırı sağcılar birçok Avrupa ülkesinde sokaklara çıktı. Avrupa ülkelerine Covid-19 önlemleri karşıtı protestolar damga vurdu. Aşırı sağcıların başını çektiği eylemlerde yüzlerce kişi gözaltına alındı. Almanya, İngiltere, İsveç, İsviçre, Finlandiya, Hollanda, Romanya gibi Avrupa ülkelerinde protestolar patlak verirken birçok kentte polis müdahaleleri yaşandı. Eylemlere yüzlerce kişi gözaltına alındı. (“Aşırı Sağcılar Kısıtlamaları Fırsat Bildi: Avrupa’da Kaos”, Birgün, 22 Mart 2021, s.4.)
[24] Mine G. Kırıkkanat, “Bir Küreselleşme Projesi Olarak Göçen Dünya Düzeni-4”, Cumhuriyet, 22 Ekim 2020, s.6.
[25] Hasan Aksu, “AB’den Ayrımcı ve Irkçı Uygulama”, 5 Mart 2022… https://www.avrupademokrat.com/abden-ayrimci-ve-irkci-uygulama-hasan-aksu/
[26] İstanbul’daki Fransız lisesi öğrencileriyle gerçekleştirdiği sohbette eski futbolcu Lilian Thuram, ırkçılıkla daha küçük bir çocukken karşılaştığını söyledi: “Bir gün okulda biri bana ‘pis siyah’ diye seslendi... Ne demek istediğini anlamadım. Anneme anlattığımda, bana bunun öyle kabullenmemiz gereken bir durum olduğunu ve değişmeyeceğini söyledi. Bunun en iyi cevap olduğunu sanmıyorum.” (“Lilian Thuram: İnsan Irkçı Doğmaz, Irkçı Olur”, Birgün, 28 Mart 2021, s.16.)
[27] Nilgün Cerrahoğlu, “Karanlık Zamanlar”, Cumhuriyet, 12 Aralık 2021, s.7.
[28] “… ‘Çevrimiçi Irkçılar’a Yasak”, Birgün, 16 Temmuz 2021, s.16.
[29] “İngiltere’de Siyah Hakları Savunucusu Sasha Johnson Başından Silahla Vuruldu”, 24 Mayıs 2021… https://www.avrupademokrat.com/ingilterede-siyah-haklari-savunucusu-sasha-johnson-basindan-silahla-vuruldu/
[30] Didem Mercan, “Yerleşik Irkçılık”, Birgün, 3 Haziran 2020, s.5.
[31] Mehmet Erdem, “Monarşi Dediğin Irkçıdır”, Birgün, 13 Mart 2021, s.2.
[32] Malia Bouttia, “Ayrımcılığın Kök Salması İsteniyor”, Birgün, 29 Kasım 2021, s.11.
[33] “Almanya’da Irkçılar Bir Yılda 23 Bin 604 Suç İşledi”, 5 Mayıs 2021… https://www.avrupademokrat.com/almanyada-irkcilar-bir-yilda-23-bin-604-suc-isledi/
[34] “Almanya’da Aşırı Sağ Motifli Suçlarda Tarihi Artış”, 13 Mart 2021… https://www.avrupademokrat.com/almanyada-asiri-sag-motifli-suclarda-tarihi-artis/
[35] “Ordudaki Irkçı Vakaların Rakamları Açıklanmıyor İddiası”, 8 Mayıs 2021… https://www.avrupademokrat.com/ordudaki-irkci-vakalarin-rakamlari-aciklanmiyor-iddiasi
[36] “Tespit Edilen Irkçı Askerlere Soruşturma”, Birgün, 30 Kasım 2020, s.4.
[37] “Almanya’nın Değişmeyen Gündemi: Irkçılık ve Faşist Hareketler”, 4 Temmuz 2020… https://www.kizilbayrak45.net/ana-sayfa/haber/dunya/almanyanin-degismeyen-gundemi-irkcilik-ve-fasist-hareketler
[38] Özgür Çoban, “Alman Hükümeti Neonazileri Nihayet Hatırladı”, Birgün, 1 Kasım 2019, s.5.
[39] Gürsel Köksal, “Irkçılık Alman Solunun Gündeminde”, Birgün, 11 Şubat 2021, s.4.
[40] Gürsel Köksal, “Polis Şiddeti Artıyor mu?”, Birgün, 15 Ekim 2020, s.4.
[41] Yücel Özdemir, “10. Yılında Bir Kez Daha NSU Cinayetleri Üzerine”, Evrensel, 15 Kasım 2021, s.9.
[42] “Irkçı Saldırılar Durmuyor”, Birgün, 26 Şubat 2020, s.4.
[43] “Almanya ‘Biz Daha Fazlayız’ Demek İçin Buluştu”, Cumhuriyet, 3 Eylül 2018, s.11.
[44] “Polis Şiddeti ABD’nin En Ciddi Problemi Olarak Görülüyor”, 22 Mayıs 2021… https://dokuz8haber.net/dunya/amerika/abdde-polis-siddeti-ulkenin-en-ciddi-problemi-olarak-goruluyor/
[45] ABD’nin Minnesota eyaletine bağlı Brooklyn Center kentinde, Daunte Wright adlı siyah gencin polis memuru tarafından vurularak öldürülmesinin ardından düzenlenen protestolarda 40 gösterici gözaltına alındı. (“ABD’de Daunte Wright Cinayetini Protesto Eden 40 Kişi Gözaltına Alındı”, 13 Nisan 2021… https://www.avrupademokrat.com/abdde-daunte-wright-cinayetini-protesto-eden-40-kisi-gozaltina-alindi)
[46] “Polis Yine Bir Siyah Genci Öldürdü”, Cumhuriyet, 13 Nisan 2021, s.7.
[47] “ABD’de Siyahilere Yönelik Irkçılık Yargı Eliyle de Sürdürülüyor”, Atılım, Yıl:1, No:40, 10 Aralık 2021, s.13.
[48] Alexis Karteron-Ric Simmons, “George Floyd Kararı Ardından”, Birgün, 3 Mayıs 2021, s.5.
[49] “Irkçılığı da Yok Saydılar”, Birgün, 2 Nisan 2021, s.5.
[50] Leonardo Sakamoto, “Brezilya’nın ‘George Floyd’ları”, Birgün, 24 Ağustos 2020, s.5.
[51] “Kanlı Kampları Kapatın”, Evrensel, 2 Aralık 2016, s.10.
[52] Yadigar Aygün, “Irkçılığın Cezasızlık Hâli Devletin Resmi Politikası”, Yeni Yaşam, 22 Kasım 2020, s.9.
[53] “İHD: 10 Yılda 280 Irkçı Saldırı”, Birgün, 23 Eylül 2020, s.11.
[54] “3 Gencin Katlinde Irkçılık Şüphesi”, Birgün, 23 Aralık 2021, s.3.
[55] “Irkçılık Can Almaya Devam Ediyor”, Yeni Yaşam, 19 Ağustos 2020, s.5.
[56] Nisa Küçük, “Saldırıların Faturası Göçmenlere Kesildi”, Birgün, 20 Şubat 2022, s.7.
[57] “Sakarya’da mevsimlik tarım işçilerine yapılan saldırı sınıfsal mıdır, ırkçı bir saldırı mıdır? Saldırıyı gerçekleştiren kim? Fındık bahçelerinin sahipleri. Yani işveren. Saldırıya uğrayan kim? Bu fındık bahçelerinde çalışan mevsimlik tarım işçileri. Peki saldırgan nereden gelen gücünü kullanıyor? Elbette ki mülk sahibi olmanın, işveren olmanın gücünü kullanıyor. Öyleyse bu iliklerine kadar sınıfsal bir saldırı. Zaten bu onlara dönük ilk ve tek saldırısı değil işverenin. Verdiği düşük ücret, ağır çalışma ve barınma koşulları ile çok ağır emek sömürüsü ve saldırısını sürdürmekte iken buna bir de fiziksel şiddeti ve sözlü hakareti de ekliyor.
Peki saldırıya uğrayan işçilerin etnik kimliği ne? Kürt. Kim Kürtler? Nedir Kürt olma Türkiye’de? Etnik kimliğinden ötürü doğuştan sahip olması gereken en temel haklarının gasp edildiği, buna dair hak arama mücadelelerinin her türlü baskı, sindirme, katliam, sürgün, işkence, cezaevi, sürgün ırkçı ve faşizan uygulamalara maruz bırakıldığı durumun adıdır Kürt olma.” (İlham Bakır, “Irkçı Saldırı Sınıfsal Saldırı”, Yeni Yaşam, 18 Eylül 2020, s.11.)
[58] “Sakarya’da Kürt İşçilere Saldırı”, Yeni Yaşam, 6 Eylül 2020, s.5.
[59] “Kışlada Kürt Askere Irkçı Saldırı”, Yeni Yaşam, 15 Eylül 2020, s.5.
[60] “Irkçılık Tırmanıyor: Afyon’da Bir Kürt İşçi Öldürüldü”, Yeni Yaşam, 15 Eylül 2020, s.5.