Sevgili okuyucular,
34. yılında Maraş katliamı! 19 Aralık 1978 Cuma namazından sonra başlayan ve 24 Aralık Çarşamba gününe kadar süren bir vahşetin tarihidir. Bundan 34 yıl önce Anadolu'nun semalarında karabulut esintileri, Maraş’ın üzerine zifri karanlık gibi çökmüştü.
Eli kanlı, cani faşist güruh, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin’de desteği ile, Maraş’ı kana bulamış, günahsız masum insaları katletmiştir. Maraş’ta katledilenlerin tek ‘suçu’ alevi olmak ve demokrasiye, insan haklarına, sosyalist devrimci düşüncelere inanmak saygılı olmaktı.
Maraş katliamı Türkiye tarihinde vahşetin en son noktasına ulaştığı, saldırganların hayvani iştahlarının depreştiği korkunç bir katliamdır. Resmi rakamlara göre 120 civarında, yaşlı, bebe, kadın, genç, insan gibi insan yaşamdan koparıldı. Katliamın vahşeti O kadar net ve açıktı’ki hamile bayanların ana rahmini süngülerle parçalayarak, cenini duvarlara yapışmasını sağlayacak derecede alçakcaydı.
Yaşlı nineleri foseptik çukuruna sokarak, ‘hayıflanacak’lardı. İnsanları kazıklara geçirerek, ‘Türk ve islami’ duygularını giderecek ve gurulanacaklardı. Vahşiliklerini kanıtlamın bir yolu olarak insanları diri diri boğazlayacaklardı.
Bütün bu ve benzeri vahşet yaşanırken, Devlet, devletin güvenlik kuvvetleri, Polis, Asker, MİT olayları izlemekle kalmayıp, bazan bu olaylarda rol alıp, katliama katılacaklardı.
Yapılan katliamın, İslam adına, Türklük adına, ‘tek bir’ naralarıyla yapılması dikkat çeken önemli bir etkendir. En önemlisi ise, Cumhuriyet tarihinde Alevilere karşı girişilen katliam ve kıyımlarda, din ve Türk olmanın, ‘gururunun’ öne çıktığını görmekteyiz.
Dönemim İçişleri bakanı ve aklı selim yöneticilerin açıklamalarına bakıldığında, katliamın planlayıcısı ve uygulayıcısı devlet içindeki bellli güçler olduğu ortaya çıkmaktadır. Devletin istihbarat örgütleri, başka ülkelerin istihbarat örgütleriyle el-ele, kontrgerilla faliyetleri doğrultusunda bir katliam organiza etmişlerdir.
Zamanın başbakanı, Bülen Ecevit’in torpitosundan çıkan, ‘gizli damgalı’ belgelere göre, bizzat devlet kurumlarının katliamın organizesinde başrol oynadıklarını görmekteyiz.
Dönemim iktidar koltuğunda oturan Ecevit hükümeti, katliam karşısında aciz kalmıştır. 1 hafta kadar devam eden katliam karşısında seyirci kalmakla, katliamın birincil derecede sorumlusudur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, katliam sonrası yürüttüğü kampanya ile, Maraş katliamının üstünün, ‘küllenmesi’ katliamın hesabının sorulmasının önlenmesine yönelikti. Katliamın sorumlularının yargılanması yerine, ilk planda, Alevi ve sosyalist devrimci kimliğe sahip olanları yargılayarak, Maraş katliamını solcuların üzerine yıkmayı denemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin sık sık başvurduğu bir taktiktir bu yöntem. Kendi denetiminde yapılan katliam ve vahşeti, ilk planda başkalarının üzerine yıkarak, işin içinden sıyırılmayı denemektir.
Devletin bu vurdumduymazlığı karşısında, Alevi nüfusunun yüzde seksenine yakını, Maraş merkezi terketmek zorunda kaldılar.
Saldırılarda rol alan, gerici yabaz, faşist güruhun hedefleri arasında, Maraş Merkezde etkin olmaya başlayan, Alevi esnaflarından kurtulmakta vardı. Bu nedenledir’ki, saldırganlar aynı zamanda Alevi esnafların iş yerlerini de yağmalamktan geri kalmamışlardır.
Maraş, 34 yıl geçmesine rağmen hala kanayan bir yaradır. Evlerini, işyerlerini, yurtlarını arkalarında bırakarak terk eden On binler, hala Maraş merkeze dönmekte teredüt etmektedirler.
Maraş hala kanayan bir yaradır. Çünkü, katliamda rol sahibi olan devlet ve sorumluluk taşıyan devlet kurumları, katliama maruz kalanlardan bir özür dahi dilemediler.
34 yıllık zaman dilimini ‘zaman aşımı’ olarak algılamak, yeni katliamlara kapı aralamak anlamına gelmektedir. Aslında geçen zaman dilimi pekte önemli değildir. Unutmayalımki, evrensel hukukta insanlık suçları, ‘zaman aşımına’ uğramaz gerçekliği bize yol göstermektedir.
Maraş katliamı davası yeniden açılmalıdır. Katiller ve sorumlular yeniden yargılanmalıdırlar. Aksi durumda gerçeklerle yüzleşmekten kaçmak, ilerde yüzleşecek gerçek bulamaz duruma geliriz.
Hala kanayan yaradır. Çünkü, Maraş’ta Alevilerin, Maraş katliamını lanetlemek ve katliamda kaybettiklerini anmak için bir miting düzenlemek istemektedirler. Devlet, Maraş valiliği ‘güvenliği’ gerekçe göstererek, anma etkinliğini yasaklamaktadırlar.
Katliamcı zihiyetin hala devam ettiğinin bir göstergesidir. Maraş’ta yitirdiklerimizi anmayı engellemek.
Bütün bu yasak ve yok saymacı zihniyete karşı, Aleviler 23 Aralık Pazar günü, Maraş merkezde miting alanında olacaklardır.
- - - -