Kötü akıyor zaman
Acılar kucaklıyor acıları
Yavrularını yitiren annelerin çığlıklarına
Karışıyor gencecik kızların, gelinlerin 
Ve kuşların çığlıkları
Yanaşmıyor gözlerime uyku
Sabahın erkenin de yürürken
Sonsuzluk uykusunda olanların bahçesinde
Okudum başuçlarındaki mermer taşlarında adlarını

Durdum birinci ve ikinci dünya paylaşım savaşında
Yaşamını yitiren yüzlerce gencin adına dikilen anıt taşının önünde
Bu savaşlarda yaşamını kurban eden bunca insanın 
Payına düşen bu anıtın yer aldığı bir karış toprak
Yok, payları bu koca villalardan
Fabrikalardan
Bankalarda yok hesapları
Bir yüzlerce insanın adına dikilen anıtta baktım bir de
40 katlı binalara saraylara 
Ve düşündüm bugün yurdumda süren savaşı
Aktı gözyaşım yanaklarımdan

Oturdum sonsuzluk uykusunda olan
Sevdiğim kadının yanına
Okşadım öptüm içinde yattığı toprağı
Okudum son üç gündür topraklarımızda
Yaşanan olayları bombalanan
Yakılan, yıkılan yerlerin adını
Ve analarından sevdiklerinden koparılan
Gencecik insanların adını

Bir kuş dinliyordu dalda beni
Ağlıyordu belki o da bu yaşananlardan
Kim bilir kim bilir

Yaktım kandil mumlarını
Tazeledim çiçeklerini
Beklerdi her Cumartesi bir deste çiçeği
Çok severdi
Gül, lale ve yasemin çiçeğini
Öptüm hasretle toprağını
Çektim içime kokusunu

Yürüdüm Asee gölüne
Yüzüyordu suyunda ördekler
Kanat çırpıyordu dansa duran martılar
Çiçek açmış sahil boyunda ağaçlar
Yurdumdaki siyasetçilerin 
Halkı aldattığı gibi
Aldatıyor mevsim ağaçları çiçekleri
Açıkladı haberlerde Metroloji yağacak kar
Buz tutacak bu eyaletten yeryüzü
Bu savaşta bir hiç uğruna dökülen gençler gibi
Dökülecek çiçekler

Baktım sahil boyunda oynaşan çocuklara
Gökyüzünde dans eden martılara
Ve çiçek açan ağaçlara
Ve döndüm sonsuzluk bahçesinde ki
Savaşta ölenlere dikilen anıt taşına baktım
Düşündüm ayrılık acısını
Aktı gözyaşım yanaklarımdan  

02.02.2018
Molla Demirel