KİLİTLENMİŞ MANTIK
Benim aklım istiyor ki
Sanatçıya haberciye değeri biçilmez insana
Yasalarla telafisi olmayan ceza kesilmesin
Sorgulasın mantık ışık saçsın bilim
**********
İzin verin dostlarım çiçeklensin dilim
Açılsın kapısı tutuklu mantığın
Gerçeğin yasaları çiğnemeden yürüyorum
Gök mavisinde
Akıl kapılmış kavranmaz bir fırtınaya
Erkte, yasa uygulama mekânında
Çocuklar saklambaç oynuyor sanki
Kör Ebece de yakalayan diziyor yakaladığını
Kelimeler yazmıyor siz anlayın
**********
Ben uzaklarda yürüyorum gök mavisine
Yer kapmacası oynuyorlar sanki
Erkin elinde dosyaları yasanın
Biri öbürünün yerini almak istiyor
Ölüm Faturaları dağıtılıyor tarlada,
Madende, fabrikada çalışana
Aklım istiyor ki bu faturalar işini yapmayan erke
Ve yasalarla telafisi olmayan iş yapanlara yazılsın
**********
Bu dosyaları gerçeklere karşı kullanan
Erk içinde kapmaca oynayanları
Küçümseyerek kazma sallıyorum maden ocağında
Ve tırmanıyorum çıplak ayaklarla bu karlı dağları
Anaların çığlığı sarmış kentleri
Uyuşturucunun kırk çeşidi ekmekten ucuz
Et ve balı sadece vitrinlerde okşuyor gözler
Gerçeklere ışık tutmanın faturası ölüm mü?
Kayıtsız kalanları küçümsüyor aklım.
*********
Bu kargaşa, bu yoksulluk
Her gün yağmur gibi yağan zammın hesabı olmalı
Neden kusursuz yetkin bilim insanı ceza evinde yatar
Sayıklarım gecede bu erk, yürütme, yargı birer denklem
Kaos içinde yer gök deniz görmez mil çekilmiş gözler
Açın sözcükler yolumu yetmez kentler dağlar bana
Doğrular karar versin ölümüme gök mavisine yürüyorum.
Adaletsizliği sorgulamalı akıl er ve geç gelecek ölüm.
02.11.2022
----------------------------------
Ütopya Değil
Malatya Mensucatta üretilirdi, altı parmak,
Saten, kadife kumaşların en güzeli
Gök mavisi satende gömleğim, Kadife
Ve altı parmak kumaşında dikilirdi giysilerim
Temmuz sıcağına karşı
Şilenin beyaz bezindeydi yazlıklarım
Ne Mensucat Fabrikaları ne de tekstil tezgâhları bıraktılar
Sümer ortaokulundayken öptüm
Okulun en güzel kızın dudaklarından
Yüzerdik Mensucat Fabrikası’nın havuzunda
**********
Oğlan kız hep birlikte dillendirirdik:
“Malatya Malatya bulunmaz eşin
Gönülleri coşturur ayla güneşin
Aman anam aman anam Kernekli misin
Kerneğe gelmeye de yeminli misin
Malatya'yı baştan başa çiçek bürüdü
Tanrı takmış alnına yeşil zümrüdü
Malatya'nın gençleri almış yürümüş
Aman anam aman anam Kernekli misin
Kerneğe gelmeye de yeminli misin”
**********
Yıllar sonra vardım o kayısı bahçelerine sahip
Ne mensucat
Ne de tütün fabrikası var
Sökülmüş yerine tuhaf beton yığınları yükselmiş.
Kara gecelere boyandı günümüz
**********
Ne oldu bu fabrikalarda o çalışan binlerce insan
Ve altın sarısı kayısı bahçelerine ne oldu
İşsiz yoksul ve göçebe mi oldular.
Ana oğul kıza baba kardeş birbirine hasret kaldı
**********
Anılar anıları çekti göz yaşım bir sicim gibi aktı.
Yanıma yanaşan bir ayakkabı boyacısı çocuk
Ardından simit satan genç umut verdi bana
Yarım simit uzattı acım sandı
**********
Şilebezi, tafta, atlas, kadife, kutnu,
Çuha, bademli: altı parmak saten
Fırat’ın mavi ve Çukurova’nın beyaz pamuğundan dokunacak
Gelecek gün bilimin güneşi parçalayacak kara bulutları
Kızlı erkekli gençler girecek kol kola
Sevda türküleriyle yeniden çalışacak fabrikalar
Yeni doğan şafakla aydınlanacak dünyam
Dikilecek gömleğim gök mavisi ketenden
Ve pantolonum, ceketim kayısı rengi kadifeden
Bu bir ütopya değil umut verdi bu çocuklar bana
Malatya, Temmuz 2014