Son aylarda Türkiye ve Dünya da çok önemli gelişmeler yaşanıyor.
Rusya'nın iki ay önce Ukrayna'ya girmesi, aylar öncesinden bekleniyordu. ABD'li CIA, İngiliz MI6 istihbarat örgütleri işgalin ne zaman başlayacağını bile haber verdiler. Yanılsamaları sadece birkaç gündü.
Ukrayna savaşı, aslında kaçınılmazdı. Bu savaşın yolunu döşeyen ABD ve onun NATO'su oldu. Ve bunun gerçekleşmesi için yıllar öncesinden sabırlı ve de çok yönlü Ukrayna içindeki işbirlikçi muhalefet ile birlikte Rusya karşıtı adımlar attılar. ABD, Rusya'yı hem ekonomik olarak hem de askeri olarak kuşatma derdindeydi. AB ülkelerinin Rusya ile artan ticari ilişkilerine sıcak bakmıyor, özellikle doğal gaz ticaretinden Rusya'nın sağladığı kazancı istemiyordu.
Almanya'nın Rusya'dan gelecek olan kuzey denizi doğal gaz hatlarını engellemek için, Angela Merkel hükümetine epey baskı yaptılar. Ama Merkel buna direndi, çünkü Alman sanayisinin enerji ihtiyacı daha önemliydi. Merkel hükümetinden istediği sonucu alamayan ABD, Ukrayna'daki senaryosunu hayata geçirmeye hız verdi. Tıpkı Suriye'de ABD ve Batı Avrupa'nın isteklerini yerine getirmeyen Esat rejimini düşürmek ve de Esat'ı cezalandırmak için devreye soktukları bir strateji izledikleri gibi.
Suriye'de, özellikle Esat karşıtı Müslüman Kardeşler örgütü ile IŞİD'i, yer yer de PYD- YPG gibi güçleri cömertçe, silah ve paraya boğdular. Bu örgütleri hem birbiri ile çatıştırdılar hem de Esat Suriye'sini kan gölüne çevirdiler. Sonunda, amaçlarının tümüne ulaşamadılar ise de Suriye petrollerine YPG- ABD ortaklığında çökmeyi başardılar. Bu arada, Suriye'de oyun bozan Rusya'yı da unutmadılar tabi. Bunun rövanşı için Ukrayna vardı çünkü.
2014 de, Rusya yanlısı iktidarı bir darbeyle düşürerek, Rusya karşıtı Ukraynalı faşistler'in önünü açtılar. Suriye de Esat'ın üzerine saldıkları kafa kesen cihatçı sürüler gibi, bu sefer de benzer, Ukraynalı Nazileri Rusların üzerine saldılar. Bunlar, 2014'den beri 10 bin'den fazla sivil Rus öldürerek, Ukraynalı Rusları ülkeden kovma amaçlıyorlardı. Suriye de Esat'a karşı kullanılan katil sürüleri, Ukrayna'da da Ruslar'a karşı kullanılmaya başlandı. Zelensky hükümeti, ABD ve AB'nin tam bir kukla hükümetine dönüşmüştü. Hem Avrupa Birliğine hem de NATO'ya üye olmak için can atıyordu. Ve de NATO'nun, onun patronu ABD'nin kendilerini Rusya'nın karşısında yalnız bırakmayacaklarını inancı tamdı. Oysa, ABD ve NATO Rusya ile direkt bir savaştan yana değildi. İlk önce kuklalarını yem olarak Rusya'nın önüne atarak Rusya'yı test etmek istiyorlardı. Nitekim öyle de yaptılar. Bir yanda, ülke içinde Rus avına çıkmış Ukraynalı faşistler ve onların örgütü AZOV'un Zelensky hükümetinde İçişleri bakanlığına bağlanması, diğer yandan NATO'un Ukrayna'ya yerleşme adımları takip etti.
Varşova paktı dağıldıktan sonra doğuya genişlememe sözü veren NATO, tam aksi adımlar atmış, Baltık ülkeleri, Romanya ve Bulgaristan'ı NATO üyesi yaparak Rusya'nın burnunun dibine kadar sokulan bir politika izlemişti. Böylece Rusya'nın önünde iki seçenek kalmıştı. Ya tepkisiz kuşatılmasını seyredecek ya da "Çizmeyi aştın. Yeter artık!" diyerek tepki gösterecekti. Rusya, zorunlu olarak sonuncusunu seçti. ABD ve AB'de buna gizliden sevindi. Çünkü, Ukrayna'yı Rus saldırganlığın dan koruma bahaneleri kamuoyunda daha inandırıcı olacaktı. Sivil katliamlar, kimyasal silahlar, toplu mezarlar, savaş suçları gibi yalana dayalı propaganda işini yerine getirecek yeterince uydu medya merkezleri vardı. Suriye'de, Irak da bulunamayan kimyasal silahları şimdi Ukrayna da arayan kurumları olacaktı. "Bağımsızlık için" mücadele eden Ukrayna'ya her türlü destek sağlanmalı, artık açıkça silah yardımını NATO Ülkelerin den alabilmeliydi. Gelinen nokta da bu oldu zaten.
Rusya, gerçek anlamda Ukrayna, ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Avusturya, Hollanda, Polonya, Çekya'ya karşı savaşıyor.
Silahlar ve paralar bu ülkelerden, askerler de Ukraynalı faşistler ve paralı lejyonerlerden. Batı'nın gıda ambarı olan Ukrayna'daki savaş, ne kadar uzarsa, kimler ne kadar kazanacak ona bakmak lazım. Ukrayna'daki savaşın kesin kaybedeni Ukrayna halkı olacak. Rusya, askeri olarak bu savaştan zaferle çıksa bile, ABD bu durumda da kazançlı olacak. Çünkü, savaş boyunca satacağı silahtan, Rusya'dan alınmayan gazı, Ukrayna'dan gelemeyecek olan gıda ürünlerini Amerikan firmalarının satacağı kesin.
ABD'nin dümen suyuna giren AB ülkeleri de zararlı çıkacak. Buna hep birlikte şahit olacağız. Diğer taraftan, Birleşmiş Milletler'e üye 200 ülkeden 150'si ABD ve Batı'nın Rusya ya karşı istedikleri ambargo talebine katılmamış. Bu da güneş'in Batı'da battığını gösteriyor...