Türkiye hâkim güçleri çok uzun yıllardır, ormanları yakmakta, yağmalamakta, 'mahir' bir konuma gelmişlerdir. Türkiye sermaye çevreleri, hâkim güçlerinin ne zaman başları, 'sıkışsa' ülkemizin, coğrafyamızın ormanları yağmalamaya, yakmaya başvurmaktan geri durmamaktadırlar.
Dersim kırsalında Türkiye hâkim güçleri, AKP devleti, Saray'a bağlı paramiliter grupların ormanları yakmaya yönelmeleri ilk değildir. 12 Eylül askeri faşist darbe sürecinde ve sonrasında birçok kez bu yönteme, ormanları yakarak, gerillaları, 'avlama' yöntemine başvurdukları kamuoyu tarafından bilinmektedir.
Türkiye hâkim güçleri ve kolluk kuvvetlerinin bilinen alışkanlıklarından olan, insan yakma, orman yakma, binaları yıkma, muhaliflerine karşı yıldırma taktiği olarak kullanılmaktadır. Osmanlı tarihinde dâhil olmak üzere, Cumhuriyet tarihinde defalarca tekrarlanan, Dersim'i, Dersimlileri, Dersim'in yiğit evlatları gerillaları yıldırmak, yok etmenin bir yöntemi olarak başvurdukları bir yöntemdir. Bu yöntem, Dersimlilerce bilinmektedir. Türkiye hâkim güçleri, atalarından devir aldığı, 'mirası' devam ettirmekte, 'mahir' davranmaya çalışmaktadır. AKP devleti, Saray ve MHP ortaklığı, bilinen bu gerici, insanlık dışı, katliamcı yöntemini devam ettirmektedir.
Dersim ormanları, dağları 1 haftaya yakındır ateş çemberi altında cayır-cayır yanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti devlet yetkililer, bölgede görevli askeri uzmanlar, Valisi, bu yangınlar ve vahşet karşısında sadece duyarsız davranmaktan başka bir tepki vermemektedirler.
Dersim'de sadece çok çeşitli ağaç türlerinin bulunduğu ormanlık alanlar yanmamakta, bu ormanlarda yüzlerce kuş, sürüngen ve hayvan türlerinin olduğu bilinmektedir. Yani bu ormanların yanarak yok olması, aynı zamanda yüzlerce tür canlının da, yok olması demektir.
Batı da yaşayan birçok insan bu yangınlar karşısında, yeterince tepki vermeyebilirler. Yandaş basın, AKP devleti, Saray ve MHP ortaklığının manipülatif haber ve gerçekleri gizlemesinden kaynaklı, yeterince tepki vermelerini engelleyebilir. Mevcut zihniyet, iktidarı kuşatan akıl, yarın Karadeniz ormanları, Eğe ve Marmara bölgesi ormanlarının da, aynı gerekçelerle yakılıp, yağmalanmayacağının hiçbir garantisi yoktur.
Bir ağaç bir can'dır. Yakılan her ağacın, yaşamımızdan bir parça, canımızdan can aldığını ve canımız yandığını içselleştirmeliyiz. Ormanlık alanlar insanlığın ortak mirasıdır. Bu miras, Dersim'de, Karadeniz'de, Ege'de, Marmara'da veya yerkürenin bir başka coğrafyasında olması önem arz etmemektedir. İnsanlığı ortak mirasının yok olmasına karşı kayıtsız kalamayız.
Dersim ormanlarını yakmak bir, 'çözüm' değildir. Dersim ormanları kamuoyuna ve basına yansıdığına göre bizzat devlet güçlerinin, uçakların attıkları bombalamaları sonucu oluşmaktadır. Devlet bu yöntemle, ormanları, 'yakarak' bölgede ormanlık alanlarda yaşayan, barınan gerillaları, 'yok edeceğini' yaşam alanlarını ortadan kalkacağını hedeflemektedir.
Medya ve basın organlarına yansıdığı kadarıyla sahip olduğumuz bilgiler bu gerçekliği ortaya koymaktadır: ''Askeri operasyon ve çatışmalar sonrası Dersim il merkezi Kutu deresi bölgesi içindeki Gökçek Köyü yakınları, merkez Suvat köyü yakınları, merkez ile Ovacık İlçesi arasında yer alan Ahpanos Vadisi iç kesimleri, merkez Geyik suyu, Sin Köyü yakınları, Bali Deresi bölgesi ile Hozat Aliboğazı bölgesinde bir süre önce başlayan orman yangınları kontrol altına alınarak büyük ölçüde söndürüldü. Diğer bölgelerde ise Dersim Orman İşletmesi'ne bağlı ekiplerin müdahalesinin devam ettiği belirtildi. Ovacık ilçesi Yaylagünü Köyü yakınlarında bugün sabah saatlerinde yaşanan kısa süreli çatışma sonrası başlayan orman yangınının büyüyerek geniş bir alana yayıldı.''
Bu yöntem çözüm değildir. Bu yöntem yukarıda da değindiğimiz gibi bildik ve yüzlerce yıldır denenen ama bir sonuç alınamayan vahşi bir yöntemdir. Bu yöntem aynı zamanda insanlığın ortak değerlerini yok ettiği için, insanlık suçu işlemeyi kapsayan bir yöntemdir.
Bir coğrafyanın dağlarını, ovalarını, bombalayarak, yakarak herhangi bir hedefe varılmaz. Ormanları yağmalama ve yakma, Türkiye toplumunun ve yöre halklarının, 'nefretini' kazandırır. Dersim ormanlarını, dağlarının bombalanmasını, yakılmasını insanlığa karşı işlenmekte olan suç olarak algılıyor, şiddetle kınıyorum. Uluslar arası insan hakları kurumlar, doğayı sahiplenen, hayvanlara, canlılara sahip çıkan kurumlar zaman geçirmeksizin bu bombalamaya, yangınlara müdahale etmelidirler.
Dersim'de yanan ormanlar, insanlığı akciğeridir. Yanarak yok olan ağaç, türleri, canlıları insanlığın ortak mirasıdır. Bombalanan dağları, yanan ormanları, 'duyarsız' kalarak izlemek, insanlık açısından utanç verici olarak tarihe düşecek not olabilir.
Geç olmadan, daha fazla ormanlarımız, doğal hayat, bombalanarak, yakılarak yok olmadan gereken tepkiyi gösterelim.
11 Ağustos 2017