Aleviler tarih boyunca büyük oranda baskıya maruz kaldılar.
Bu Anadolu topraklarında da bu şekilde gelişti. Önderleri idam edildi. Kitlesel olarak katledildiler. Uzun yılları bulan sistematik dışlanma, horlanma ve haksızlıklara uğradılar. Sürgünler, yağmalanmalarla yurtlarından, yaşadıkları yerlerden dört biryana göç ettirildiler. Osmanlıda imparatorluk sınırlarında cumhuriyette milli misaki sınırlarında Batı'da ve Doğu'da katledildiler. Artık açıkça bir Alevi soykırımından istemeyerek de olsa söz edilebilir.
Önemli topluluklar kurdular, ordu kurdular, devlet oldular. Önemli önderler ve şahsiyetler yetiştirdiler. Fakat Batı'da ve Doğu'da defalarca zulme maruz kaldılar. Bu şekilde Şeyh Bedrettin, Pir Sultan katledildi.
Cumhuriyet döneminde ise zaman zaman Alevi ve Kürt katliamları birlikte yürütüldü. Hedef gözetilerek ve planlanarak Kürt ve Alevi olduklarından dolayı insanlar katledildi. Bu katliamlar genelde doğrudan hâkim sınıflar tarafından ya örgütlenmiş ya da kışkırtılarak dolaylı organize edilmiştir. Bu sebeple tekrar açıkça ifade ediliyor ki bir soykırım söz konusudur.
Alevilik de bir bakıma esasta islamın bir kolu ve parçası olması kuran temelinde ve Ali şahsında ortaya çıkmasına rağmen Anadolu`da azınlıkta kalmış baskıya uğramış ve isyana yönelmiştir. İsyana yönelirken genel de kitleler sosyal baskıya karşı direnişe geçmişlerdir. Bu hareketi ile Alevilik Anadolu´da islamın esas Sünni akımına karşı ilerici bir rol oynamıştır. Bu özelliği bugün de geçerlidir. Bu sebeple de günümüzde hakim sınıflar ve Kemalist, islamist devletin tüm kısımları tarafından baskı altındadır.
Kuruluşundan itibaren Cumhuriyette özellikle Alevi toplum baskı altına alındı. Sünnilik temelinde Mustafa Kemal tarafından bizzat Diyanet kurulurken, Kürt toplulumu da bir hiç sayıldı, varlıkları anayasadan çıkartıldı. Üst yapıda girişilen bu yok etme, pratikte Koçgiri ile başlayan isyanları bastırma, sonunda Dersim'de bir soykırıma dönüştü. Bunu hakim sınıfların klikleri kendi aralarında kavgalarında dahi bir birlerini suçlamak için kullanmaktadırlar. İç içe geçen Alevi ve Kürt katliamları hem Kemalist tek parti döneminde hem de çok partili dönemle organize edilmiştir.
En son olarak 2 Temmuz 93 de Pir Sultan'ın yurdunda Sivas'ta korkakça savunmasız yaşlı, genç ve aydın önemli insanlar saldırıya uğradı. Saldırıda Aziz Nesin ve bir kaç aydın yaralı kurtarılırken, 33 can devlet kontrolünde ırkçı ve İslamcı fanatik tarafından bir otelde mahsur bırakılıp otel yakılarak katledildi. Olayın yapılışı dahi derin ürperti vermektedir. İnsanlar otelde alevler içinde yanarak katledildiler.
Anıları önünde saygı ile eğilirken, onların umutları olan özgür ve daha insancıl bir dünya hedeflerini gerçekleştirmek üzere her zamankinden daha çok gerçek bir devrime ihtiyacımız var. Ancak bu sayede tüm katliam ve soykırımları durdurabiliriz.