Dünya halklarını, Küba hariç ‘eşeklerin’ yönettiği açık! Son salgın sadece bunu daha bir görünür kıldı. İsterseniz önce komplo teorilerinden birkaç örnek vererek konumuza girelim.
Salgın ilk ortaya çıktığında ünlü ‘Stratejistlerden’ Erol Mütercimler ilginç bir tespit yapmıştı. Benim de ilk anda sıcak baktığım bu teori şuydu: ‘ABD, Çin’in ekonomisini batırmak için virüsü ortaya salmıştı.’ Görüldü ki bu iddia oldukça komik şimdi. Şu an, Çin’in değil ABD’nin perişan halini gören bu uzman bir özeleştiri falan yaptı mı dersiniz? Hiç sanmam! Yine aynı şekilde bir beslenme uzmanı olan Prof. Canan Karatay şöyle diyordu: ‘Canım ABD’de de Gripten(Influenza’dan) son 3 ayda 18 bin kişi öldü, abartacak bir şey yok!’ Salgının şiddeti ve ülkelerin perişan halini gördükten sonra, sanırım o da bir özeleştiri falan yapmamıştır. Bu örnekler çoğaltılabilir. Fakat bilimle İslamiyet’i uzun dönemdir birleştirmeye çalışan Prof. Haydar Baş, tezlerinden birinde şunu ileri sürmüştü: ‘ABD, Anadolu ve Orta doğu'da kendine yurt arıyor. Çünkü dünya iklimi küresel ısınma sonrası soğuduğunda bu bölgelere göç edecekler.’ Fakat güncel olanı onun tilmizlerinden Zühtü Kazancı yapmış: ‘son salgın, aslında buzulların da erimesine yol açan iklim sıcaklığı sonrası gelecek büyük soğumaya karşı alınan bir önlem, bir test.’ Yani COVİD-19 ile insanlar evine sokularak bunun küresel ısınmada ki etkisi 6 aylığına denenmekteymiş.
Evet, yanlış duymadınız! Ülkelerin bu perişan hali bir testmiş ve bu test de Mayıs sonu bitecek miş. İyi de ABD ısınmadan rahatsızsa Paris anlaşmasına uysun yeter(çünkü ısınmada ki payı %18 civarında). Zühtü haklı olarak şöyle itiraz edecek: Olur mu? Onlar üretimi durduramaz, tüketimi yavaşlatamazlar! İyi güzel de senin test dediğin bu süre içerisinde ABD’nin istihdam, ticaret ve turizmle elde edeceği tüm kâr marjları, Paris Protokolüne katılmayarak elde ettiği kârlarının tamamını sildi süpürdü, eksi durumuna geçti bile. Baksanıza ABD salgının merkez üssü durumunda! Sonuçları hep birlikte göreceğiz zaten. Şüphesiz ki bu komplo teorileri hayat tarafından sırası geldikçe çöpe gönderiliyor. Hani Mayıs sonunu beklemeyin diye bunları yazıyorum. Bu tür olağanüstü ve farklı yani komplo teorileri insanların neden ilgisini çeker? Bunun cevabı başka bir yazı konusu ama şu kadarını söyleyim: sorunlara sınıfsal-bilimsel açıdan bakma alışkanlığımızın olmaması(okuma, araştırma vb gibi) dahası hap gibi düşünceleri de yutma kolaylığı içinde olmamızdan dolayı komplo teorileri ‘iyi iş çıkartmaktadır’.
Yukarıda ‘eşeklerin’ sözcülerinden birkaç örnek verdim. Ama şimdi, eşeklerin kendisine bakmak gerekiyor. Birinci dünya savaşında orduyu doğru dürüst yönetemediği için siyasiler için şu deyim söylenmeye başlamıştı: Aslanları yöneten eşekler. Bu eşeklerin başını da bugün İngiltere, ABD, İtalya gibi kapitalist sistemi yöneten siyasiler çekiyor. Baksanıza ‘sürü bağışıklığı’ teziyle ortaya çıkan İngilizler(başbakanları bile virüse yakalandı) ve de ‘bu Çin virüsüdür, salgını kontrol edecek gücümüz var, iyi iş çıkartıyoruz’ diyen Trump ve yanlış kararlarla salgını ülkenin her yerine yayan İtalyan Yöneticiler ve diğerleri.
İtalya Yönetimi, Virüsle başa çıkamayınca Çin’in ve Küba’nın desteğini istemesi ve AB yönetimine sert eleştiriler yöneltmesi onun bu kampta farklılaştığını gösteriyor. Fakat Almanya dışında çoğu kapitalist ülke kötü sınavlar veriyor. Ayrıca Çin ve Uzak Doğu'daki ülkelerde iyi sınavlar veriyorlar. Çin, Japonya vb. ülkeler de kapitalist ülkeler olmalarına rağmen genel anlamda Uzak Doğu’nun kültürel disiplinini kullanarak salgının üstesinden gelebiliyorlar. Tabi ki Tek Tanrılı dinlerin pek uğramadı bu coğrafya da kapitalizm, çarklarını bu kültürel disiplini parçalayarak değil tam aksine onu kendine bağlayarak, onu kullanarak ilerliyor. Uzak Doğu'daki başarının anahtarını oluşturan kültürel disiplin, Batı'da kapitalizmin kontrolünde ve onun olumsuzluklarını taşıyor olsada Almanya’nın hazır sosyal devlet alt yapısı, tırmanan salgını durdurmasa da yavaşlatmaya yetiyor. Fakat mutlaka değinmemiz gereken bir ülke var: Küba. Bu ülke sağlık konusunda ki sosyal politikaları, bu alandaki teknolojisi ve örgütlenme düzeyi ile dünyada bir numara. ABD’nin her uğradığı doğal yıkımlarda yardım çağrısını yapan ve her defasında ret edilen Küba, son Pandemide de yardım çağrısını her ülke için yineledi. Buna kapitalist ülkelerden sadece İtalya cevap verdi. Diğerleri hâlâ burnundan kıl aldırmayan boş gururlarıyla insanlarının telef olmasını aptallar gibi seyrediyorlar. Küba böylece hem ülkesinde hem de dünya da, her türlü salgına karşı önceden hazırlıklı ve üstünlüğünü koruyan tek ülke olarak insanlığın kalbinde yaşıyor.
Sorun böylece ortaya çıkmış oluyor: dünyayı kurtaracak olan, kültürel disiplini de kendine bağlayacak olan komünist(Çin gibi sahteleri değil) ve toplumsal politikalardır. Yani Kervanı eşekler değil sosyal insanlar alıp gerçek vahaya ulaştıracaktır.