Bazı insanların hayat hikayesini anlattığınızda bir dönemi de anlatmış olursunuz. Bu anlatılan dönem bazen bir örgütün tarihiyle önemli oranda çakışabilir.
İlhami Yazgan’ın “Che’nin intikamını alan kadın: Monica Ertl” kitabı haftaya piyasaya çıkıyor. Önsözünü yazdığım bu kitap bir dönemin tarihiyle kişinin biyografisi arasındaki bağ konusunda iyi örnektir.
Facebook sayfalarında arada bir “Che’nin intikamını alan kadın” diye Monica Ertl’in fotoğrafını görürsünüz ama kimdir bu kadın, neden Che’nin intikamını almıştır, bilinmez.
Kadın Alman ama ailesiyle birlikte Bolivya’da yaşıyor, Che’nin öldürüldüğü ülkede ve babası da Hitler’e yakın bir adam… Çok sayıda Nazi gibi savaştan sonra onlar da çeşitli Latin Amerika ülkelerine göç etmişler. Monica burada politikleşir, Che’nin öldürülmesinin ardından Hamburg konsolosluğuna atanan istihbarat şefini makamında üç kurşunla öldürür, yakalanmaz, Almanya’dan çıkabilir ve Bolivya’ya döner.
Tahmin edilebileceği gibi bunlar tek kişinin yapabileceği işler değildir. Özellikle yakalanmamak ve Bolivya’ya kadar geri dönebilmek konusu…
Ertl Bolivya’da Che’den sonra savaşa devam eden Inti Peredo’nun öldürülmesinden sonra Ulusal kurtuluş Cephesi (ELN) sorumluluğunu üstlenir ve bir süre sonra çatışmada hayatını kaybeder.
1960-1970’li yıllarda dünyanın değişik ülkelerinde faaliyet gösteren kent ve kır gerillası örgütlerinde Alman kadınları müthiştir. RAF (Kızıl Ordu Fraksiyonu) eylem kadrosunun yarıdan fazlası kadındır. Ne bu kadınlarla ilgili ne de örgütleri RAF ile ilgili Türkçede doğru dürüst kaynak bulunmuyor. Bazı yazarlar Türkiye’deki şu veya bu silahlı mücadele örgütünü RAF’e benzetiyorlar ama bu benzetme yanlıştır. Şu veya bu eylem benzeyebilir ama RAF bambaşka bir örgüttür. Bu örgütün önde gelen amacı kitle örgütlenmesi değil, emperyalizmin sinir merkezlerine vurmaktır. Alman polisi örgüte sızmakta büyük sıkıntı yaşar çünkü kitle örgütlenmesi sizi sadece kitleye değil polise de açar. Polis derneklerden, sendikalardan, mahalle örgütlenmelerinden, gençlik örgütünden; bir yerden sızma yapabilir. Buna karşı alınan değişik önlemler vardır ama kitle örgütlenmesine yöneliyorsanız polise de bir oranda kapıyı açacaksınız demektir.
Fransa’daki Doğrudan Eylem Örgütü (1982’de bu örgütle birlikte Paris’te Türkçe ve Fransızca gazetelerde de yer alan ev işgalleri yapmıştık) kitle örgütlenmesini hedeflediği için Türkiyeli örgütlere daha çok benzer. İdeolojik olarak benzemez çünkü bu örgüt kendi deyimleriyle marksist konseyisttir. (Konuyla ilgili kitabı Paris Ev İşgalleri adıyla www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com adresinde pdf olarak bulabilirsiniz.)
Monica Ertl 1968 hareketinin şimdiye kadar az bilinen bir insanıydı. Eylemiyle hem Bolivya hem Almanya 1968’inde vardır.
Ayrıntılı bilgiyi önümüzdeki hafta Ceylan Yayınları’ndan çıkacak kitapta okursunuz.
İlhami Yazgan iyi bir çalışma yapmış ve bu çalışmanın kaynaklarını da ancak Almanya’da yaşayan bir yazar toplayabilirdi.