Ukrayna'da savaşın devam etmesine rağmen çok sayıda sığınmacı, ülkelerine geri dönüyor.
Basına yansıyan haberlerden kısaca bakacak olursak; Ukraynalıların birçoğu geri dönüyor çünkü ev ya da iş bulamadığı gibi uyumda sağlayamıyor. Buradaki yaşamanın kendileri için bir gelecek vaat etmediğini lanse ediyorlar.
"Zengin değiliz ve buraya tatil için gelmek istemedik, sadece savaştan kaçtık ve bir süre burada kalmayı tercih etik" ve de "En azından kendi memleketimizde evde kendi olanak ve imkanlarımızla yaşamımızı sürdürürüz" diyorlar.
Vatan vatandır, vatan insana gelecek sağlar ve huzur içinde yaşamı kolaylaştırır.
Aile üyeleri Ukrayna'da kalmış olması onları başına bir şey gelmemesi ve endişe, savaş korkusundan daha ağır basıyor.
İstasyondaki topluca ve yoğun olarak geri dönüşlerin, insanlara cesaret verdiği lansa ediliyor.
71 yasındaki hukuk profesörü başkentte yalnız yaşayan yaşlı annesi nedeniyle Kiev'e döndüğünü söylemiştir.
Bu çözüm geçici bir süre için belki doğru olabilir ama problemin kendisini çözmez diyenler de var.
Bir kısmı da arkadaşlarının, kitaplarının, ev hayvanlarından ve bilgisayarlarının ülkede kaldığından söz ediyor.
Ülkemizde güvence altında olmasak da orada kendimizi daha iyi hissediyoruz ve neşe içinde yaşıyoruz diyorlar.
Bazıları sadece diğerlerini, aile üyelerini veya evcil hayvanları almak için kısa bir süre dışarı çıktığını hissetmişti.
Bazılarına göre geri memleketime gitmek için korkmama rağmen birçok insanın geri döndüğünü gördüm, insanların korkmadığını gördüm ve bana cesaret getirdi diyorlar.
Dönenler içinden bazıları da kendimi yaşantım boyu bu kadar sessiz ve durgun hissetmedim diyor.
Polonya gelen Ukraynalılar arasında iki eğilim ortaya çıkıyor: Daha az insan batıya kaçıyor ve daha fazla insan Ukrayna'ya dönüyor. Polonya'nın Ukraynalılara çok iyi yardım etmesine rağmen, ülkelerine geri gitmeyi tercih ediyorlar.
Geriye dönen çocukların yanında ebeveynlerini evde bırakmak zorunda kalan ya da sadece mücadele eden kocalarına ve babalarına yakın olmak isteyen insanlar da geri dönüyorlar
Babam orada kaldı ve ben onu ziyaret etmek istiyorum diyerek dönenler oluyor.
Ukrayna'da hiçbir bölge güvenli olmamasına rağmen insanların geri dönüşüne akıl erdirilemiyor.
Ukrayna'dan kaçan insanların bir kısmı Polonya'ya gelirken, bir kısmı da geri dönüyorlar.
Şu anda her iki yönde de büyük bir hareketlilik yaşanıyor.
Rus ordusunun Ukrayna'daki yeni taarruzunun başlamasıyla birlikte, Horkow, Polonya'ya ve batı ülkelerine gelen mültecilerin sayısında büyük bir artış olacağı bekleniyor. Ayrıca doğu Ukrayna'dan gelenlerin bir kısmının ülkenin batısına yerleşeceği söyleniyor.
Alman Şansölye Scholz Ukrayna ziyaretinden sonra federal eyaletlerin, belediyelerin ve derneklerin temsilcilerine Ukrayna'dan gelen mülteciler için barınma konularını görüşmeleri için tavsiyelerde bulunuyor. Almanya da İş piyasasına entegrasyon da büyük bir sorun olduğu vurgulanıyor. Mülteci yerleşim bölgelerinden ve yaşam şartlarından memnun olmayan çok sayıda Ukraynalı geri dönmeyi tercih ediyorlar.
Alman toplumuna, kültürüne uyum sağlayamadıkları gibi kendilerini bu ülkede huzurlu hissetmiyorlar.
Frankfurt'a iltica eden bir Afganlı, yıllarca dağda Taliban'a karşı savaşmış ve şu an kampta kalıyor. "Ben burada kendimi iyi ve huzurlu hissetmiyorum, dağda savaşırken Türkü dahi söyleyebiliyordum. Burada kampta Türkü bile söyleyemiyorum ve yüksek sesle dahi konuşamıyorum" diyor. Yabancılar polisine gidip pasaportunu alıp geri Taliban'la savaşmaya gitmiş.
Her ne kadar Ukraynalılar sarı saçlı mavi gözlü de olsalar, kendilerine ayrı mülteci statüsü tanınsa da Alman kültürüyle ve yaşam biçimleriyle karşı karşıyalar. Bu konuda insanların uyum sağlaması entegre olması için bir sürece ihtiyaçları olacaktır.
İki Almanya'nın birleşmesi sonrası Doğu Almanya ve Federal Almanya'da yaşayanlar arasında uzun zaman uyum ve entegre sorunu yaşandı.
Ayrı ayrı yaşam biçimleri kültürel değerleri aynı dili konuşmalarına rağmen uyum konusunda hayli bir zorluklar yaşadılar.
Toplumlarda uyum sorunu gözüktüğü gibi hemen kolay olmuyor ve bu süreyi insan gövdesi ile kapatamıyor. Kolay gibi gözükse de bu yılları alıyor.
Tüm bunların toplumlarda uyum hatta jenerasyon sorunu olarak algılanması gerektiği sanırım daha doğru olacaktır,