İşçilerin dayanışma ve zafer günü olan bir mayıs;  sekiz saatlik iş, sekiz saatlik uyku ve sekiz saatlik dinlenmenin mücadelesidir.

İlk kez Avustralya'da doğdu. Avustralyalı işçiler, 1856'da işi bırakma kararı aldılar. Patronlar, işçileri ücretli köle gibi günde on altı-on sekiz saat sigortasız ve sendikasız çalıştırıyorlardı. Ne hak, ne de hukuk vardı. Pervasızca uygulanan baskı ve zulüm vardı. İşçiler haklarını almak için gösteriler yaparak, toplantılar ve eğlenceler düzenleyerek hep birlikte, bir günlük iş bırakmaya karar verdiler. Avustralyalı işçiler, aslında yalnızca bir günlük kutlama düşünmüşlerdi. Ama fabrikaların ve atölyelerin ücretli köleleri,  proleter bir kutlama günü düşüncesini hızla benimsendi ve Avustralya'dan diğer ülkelere yayılmaya başladı. Bu kutlamayla birlikte her yıl tekrarlanmasına karar verildi.

Diğer kıtalarda da işçi hareketi güçlendi ve canlandı. İşçilerin en güçlü ifadesi, 1889'da toplanan Uluslararası İşçiler Kongresi’nde sekiz saatlik işgünü talebi en başta yer aldı.  Kongre, bu tarihte uluslararası bir proletarya gününün kutlanmasına karar verdi.
                        
1 Mayıs Tarihi
        
19 yüzyılın ilk yarısında yarı sömürgeleşen Osmanlı İmparatorluğu'nda kapitalizmin dinamikleri de oluşmuştu. İngiliz, Fransız ve Alman sermaye güçlerinin üretim alanlarında, şirketlerinde, sınırlı da olsa istihdam edilen işçi kitlesi oluştu. Demiryolu taşımacılığında, tütün ve gıda, maden, dokuma sektörlerinde, deniz taşımacılığı, gemi yapımı vb alanlarda çalışan işçi sınıfı nicelik ve nitelik olarak İkinci Meşrutiyet’e kadar gelişim gösterdi. 1908’lere kadar yüzlerce grev ve direniş yapıldı. 24 Temmuz 1908'de Meşrutiyet’in ilanıyla, 1876 Anayasası yürürlüğe konuldu.

9 Ağustos tarihli Tatil-i Eşkâl kanunuyla grevler yasaklandı. Osmanlı İmparatorluğu'nun tebaası altında olan Üsküp'te 1 Mayıs  kutlandı. 120 Bulgar ile 10 Türk işçisi Üsküp'te kızıl bayraklarla gösteri yaptı. 1910 yılının 1 Mayıs'ı, Selanik'te,  Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu ve Bulgar Sosyalist grupları tarafından birlikte düzenlendi. Ayrıca, Üsküp, Selanik, İstanbul ve Edirne'de 1 Mayıs gösterileri düzenlendi.

1 Mayıs geleneğinin başlangıcı 1900'ların ilk yıllarına uzanır. 1 Mayıs kutlamaları için bir araya gelen Anadolu emekçileri Chicago ve Sidneyli işçilerinin başlattığı direnişe sahip çıktılar. 1 Mayıs'ın sınıfsal özüne bağlı kutladılar. 1 Mayıs'ın siyasal ve sınıfsal düşüncesini içselleştiremeyenler ise  kuzu pişirilen ve helva yapılan Kâğıthane eğlenceleri ile yetinmekle kalıyordu. 
        
İşçi sınıfının ilk geniş açılımlı emekçi kitlelerle kucaklaşması 1909-1912 arası sendikal örgütlenmeyle sağlandı. Bu süreç önemli bir aşamaydı ve çok güçlü eylemler organize edildi, pratik sergilendi. Bu yıllar, 1 Mayıs'ın kitleselleştiği yıllar oldu. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya savaşı ortamında, İttihat ve Terakki'cilerin baskıları sonucu 1 Mayıs yasaklandı.

Taksim'de ilk 1 Mayıs kutlaması 1921'de yapıldı. 1921  tarihli 1 Mayıs çalışmaları Sosyalist Fıkrası öncülüğünde gerçekleşti. Sosyalist Fıkranın Babıâli’de ki merkezine kırmızı bir bayrak çekildi. Amelelerin bindikleri bazı arabalara da kırmızı bayraklar asılmıştı ve Enternasyonal İşçi Marşı çalındı. Çok geniş kitleye 1 Mayıs'ın  önemini içeren bir çağrı metni dağıtıldı. Bu çağrı metninde şöyle deniyordu '' Mayıs'ın birinci günü amelenin en mukaddes bayram günüdür. Bu mukaddes bayramın kutlanması bütün amele için bir vazifedir. Ve bu mesut gün şerefine kanuni müsaedat dairesinde ameleler, istirahat haklarını muhafaza edebilirler''.

1923 yılına kadar 1 Mayıs gösterileri gerçekleştirildi. 1925 tarihli Takrir-i Sükûn kanunu ile birlikte 1 Mayıs İşçi Bayramı yasaklandı. 1926'dan 1975'ya kadar  1 Mayıs yasaklı oldu.  Her 1 Mayıs'ta bilinen ve tanınan komünistler gözaltına alınıyordu ve 1 Mayıs sonrası serbest bırakılıyorlardı. 1976 yılında ilk kez kutlandı. 

1977 yılının 1 Mayıs'ında,  o gün hastaydım ve hasta halimle işçi bayramına katılmıştım.   Beşiktaş'ta toplanan grupla gelmiştim Taksim'e. Daha alana yeni girmiş, arkadaşım Ekrem'le yere oturup  ayakkabılarımızı çıkarmıştık ki, Sular İdaresi tarafından sıkılan kurşun seslerini duyan insanlar, "Silah sıkıyorlar, kurşun sesleri Sular İdaresinden geliyor" diye bağırmaya başladı. 1886'da ABD-Chicago’da yapılan provokasyonun bir benzeri Taksim'de tekrarlandı.  Polisler alana panzerlerle girip panik yarattılar ve 35 emekçi öldürüldü. Taksim meydanı kana bulandı. 1 Mayıs 1977,  işçi sınıfının mücadele tarihinde en kanlı 1 Mayıs olarak yerini aldı.

1Mayıs'ın anlamı emektir, baskıya ve sömürüye tavır alıştır. İşçilerin, emekçilerin direnişidir.   Emekçilerin mücadelesi sonucu, egemen sınıf karşısındaki emek dayanışmasının  zafer günüdür.  Bugün Türkiye'de 1 Mayıs'ın anlamını ve geçmişini irdelemeden sahip çıkan patron sendikaları ve AKP, emeğin bayramını ağzına alamaz, kutlayamaz. Egemenlerin partileri ve onların  sarı sendikaların bayramı olamaz. Mehter takımı ve dinci söylemlerle 1 Mayıs kutlanamaz.

1 Mayıs, emeğin, işçi sınıfının Enternasyonal dayanışmasının mücadele günüdür. Egemen sınıfa karşı alın terinin, emeğin dişe diş, başa baş mücadele eden emekçilerin bayramıdır 1 Mayıs. Egemenlerin saflarında yer alanlar, eşitsiz ve adaletsiz düzeni savunanlar emeğin saflarında olabilirler mi? Emeğin mücadelesini savunabilirler mi?