AKP devleti, Saray, geleneksel devlet aklı her fırsatta, 'milli irade' çığırtkanlığı yapmaktan kendilerini alamamaktadır. Halklarımızın iradesine saygı göstermeyi içine sindiremeyenlerin, her fırsatta, 'milli irade' vurgusu yapmaları iki yüzlülüklerinden başka bir şey olmadığını son günlerdeki pratik yaşamamızdan gözlemlemekteyiz.

AKP, Saray ve geleneksel devlet aklına göre, 'milli irade' ülkemizin toplumsal güçlerinin kendilerine, 'itaat' 'biat' etmesidir. Bunların,fıtratında' biat esasdır. Kürt sorunu, Alevilerin sorunu, kendisi gibi inanmayan ve düşünmeyenlerin sorunları gündeme geldiğinde, 'milli irade' rafa kalkmakta, faşist baskılar, hak gaspları, işkence ve tutuklamalar gündeme gelebilmektedir.

AKP faşizmi, halkların iradesine saygı göstermek yerine, onlara saygı duymak yerine, halklarımızın kendi özgür iradeleriyle belirledikleri ve seçtikleri yöneticileri görevlerinden alarak, 'kayyum' adı altında,ne oldukları belirsiz insanları atayabilmekten çekinmemektedirler. Atanmışlar, 'kayyumlar' sadece sahibinin sesi olmaktan ileri gidemiyor ve halklarımıza güven vermediklerinden, bazen toplum tarafından lanetlemektedirler.

AKP devleti, Saray bu saldırılarına yenisini eklemişlerdir. 25 Ekim sabahı, AKP devletinin eli maşalı timleri ve Saray'a bağlı, kapı kulu durumunda olan yargı mensuplarının talimatlarıyla, Amed (Diyarbakır) Eş Belediye Başkanları, Gültan Kışanak ile Fırat Anlı, yaka paça gözaltına alınarak soruşturma için, Diyarbakır emniyetine götürülmüşlerdir. Eş Başkanların gözaltı sürelerinde tüm hukuk kuralları ayaklar altına alınarak, sürenin, OHAL Olağanüstü Hal uygulamaları gereği, '5 günlük kısıtlama' kararı alınarak, Avukatlarının dahi ulaşımını engellemek için faşist uygulamalara
başvurmuşlardır.

Gültan Kışanak ve Fırat Anlı, Amed halkının % 70 i, aşan oylarıyla seçilmiş Belediye başkanlarıdır. AKP devleti, Saray, sandıkta yenemediklerini, OHAL ve Kanun Hükmünde Kararname KHK'lara sığınarak, dayatmalarla yenme çabasındadır. AKP ve Saray açıktan açığa Kürt halkının iradesine saldırmış, kazanılmış haklarını gasp etmektedir. Bu davranışı, G.Kışanak ve F. Anlının gözaltına alınmaları, görevlerini yapmalarının engellenmesi hukuk dışıdır.

Kürt halkı, Amed halkları, kazanılmış haklarını, AKP devleti ve Saray'ın gasp etmesine asla izin vermeyeceklerdir. Türkiye kamuoyu, uluslar arası kamuoyu, basın mensupları, AKP devleti ve Saray'ın bu saldırıları ve hukuksuzluğu karşısında sessiz kalmamalıdırlar. Gereken tepkiyi, özen göstererek hukuksuzluk karşısında tavır almalıdırlar. Konuya ilişkin tepkisiz kalmak, umursamamak, ülkemiz coğrafyasında faşist saldırıların aratarak gelişmesi ve faşist diktatörlüğe açılan kapıları aralamak anlamına gelmektedir.

AKP devleti ve Saray fiili olarak, 'başkanlık' faaliyetlerine hukuki ve yasal zemin kazandırmak için, MHP inde koltuk değnekliği yaptığı bir süreçte, kazanılmış haklarımızın gasp'ı için, saldırılarına devam edecektir. Amed (Diyarbakır) Belediyesine yapılan saldırı, Sarayın başkanlık, 'sevdasından' ayrı düşünülemez. Sarayın başkanlık yarışında önün açılması, 'dikensiz gül bahçesi' yaratılmasından ayrı düşünülmemelidir.

AKP ve sarayın bu saldırılarını geri püskürtmek göreviyle karşı karşıyayız. Demokrasi güçleri, ülkemizin vicdan sahibi insanları, demokratik haklarımızı kullanarak, kazanılmış haklarımızın gasp
edilmesi karşısında dik duruş sergileyelim.

Eş Başkanlar derhal serbest bırakılmalı! Seçilmişler ancak, tekrar seçimle görevini bırakması esas alınmalıdır. Faşist saldırılar karşısında meşru direnme hakkımızı kulnalanım!

27 Ekim 2016