Sevgili okuyucular,

Yerküre ölçeğinde saygın bir yeri olan, piyanist, besteci Fazıl Say, hukuk katliamının kurbanı olmuştur. Fazıl Say aykırı düşünceleri ve dik duruşu ile saygın sanat insanların öne çıkanlarındandır.

İktidarın yaratmak istediği, yandaş sanatçı modeline karşı çıkan aykırı ve Alevi kökenli bir sanat insanıdır. AKP iktidarı ve mahkemeleri Fazıl Say' ı, aykırı düşünceleri dolayısıyla cezalandırma, yıldırma yolunu tercih etmektedir. Fazıl Say'a, yapılan aslında tarihte muhalif sanatçılara yapılmış olanların, sadece bir parçasıdır.


Dün Nesimi'ye, Bedrettin'e, Hallacı Mansur'a, Pir Sultan'a, Nazım Hikmet'e yapılanlar, bugün muhalif olan sanatçılara yapılmaktadır. 


İstanbul 19. Sulh mahkemesinin verdiği karar, umarım diyanetten referans alınarak yapılmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri, ‘laik’ bir ülkenin mahkemeleri, diyanet gibi dini kurumlardan referans alarak karar vermektedir. Fazıl Say hakkında karar verirken, belki de dini kurumlardan referans alınmıştır.


Fazıl Say’ın 10 ay ceza almasına sebep olan şiirin 11. ve 12. Yüzyılda yaşamış İranlı Şair Ömer Hayyam’a ait olduğunu belirtmesine rağmen, twitter adresinden yayınladığı için, cezalandırılmak istenmiştir. Aslında Fazıl Say muhalif sanatçı kimliği dolayısı cezalandırılmak istenmektedir.


İstanbul 19. Sulh mahkemesi,
"halkın bir bölümünün benimsediği dini değerlerini alenen aşağılamak"  ‘suçunu’ işlediği gerekçesi ile Fazıl Say a, 10 ay ceza vermiştir.

Mahkemenin bu kararı, aslında ideolojiktir. Farklı düşüncelere, farklı inançlara tahammülsüzlük göstergesidir.

Düşünce ve ifade özgürlüğüne vurulan büyük bir darbedir. Mahkemeler artık siyasal İslam’ın rotasında hareket etme kabiliyetini göstermektedir.  


Fazıl Say kendisine verilen 10 ay hapis cezasıyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır.

Say, açıklamasında, "Mahkeme sonucu çıkan karar için yurdum adına çok üzgünüm. İfade özgürlüğü açısından hayal kırıklığına uğradım. Hiçbir suçum olmamasına rağmen ceza almış bulunmam şahsımdan çok, Türkiye'deki ifade ve inanç özgürlüğü adına kaygı vericidir."


Görüldüğü gibi, bir sanatçıyı sanatsal bir açıklamadan dolayı cezalandırmak ve sanatsal açıklamalarda bulunmasını engellemek, demokrasiden uzak olmanın bir göstergesidir.

Ülkemizde AKP’nin toplumumuza öngördüğü, ‘ileri demokrasi’ bu olsa gerek. Sanatçıları dahi sanatsal etkinliklerini icra etmeleri iktidarın insafına kalmıştır.

Fazıl Say muhalif duruşu ile halklarımızın gönlünde taht kurmaya devam edecektir. AKP iktidarının payandası olmayacaktır.


Avrupa Birliği bakanı Egemen Bağış,
"Ben eğer yargı mensubu olsaydım bunu, Fazıl Say’ın 'saçmalama özgürlüğü' içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünürdüm’’

Kusura kalmasın ama saçmalayan Egemen Bağış’ın kendisidir.  Fazıl Say sadece 11. ve 12. Yüz yılda yaşamış bir bilim insanının şiirini dile getirmekten dolayı saçmalamamış, tam tersine sanatçı duyarlılığı göstermiştir.


Bugün unutulmasın ki, hepimiz birer Fazıl Say’ız!


15.04.13